Vicdansızlar

Yazının başlığı bir film adı değil, öyle algılamayın da ben size anlatayım…

Bilmem doğru, bilmem yanlış, yılın son gününde gazetelerin internet sayfasından bir haber okuyorum. Haber, benim için çok ilginç değil. Çünkü habere kaynak olan kişiyi tanıyınca “Ya… Amma da adammış, bak şaka bile yapıyor” gibi bir şaşkınlığın içine girmedim. Habere kaynağı kişinin “kişilik yapısında” sevecenlik, samimiyet zaten var. Belli bir makama gelince de “Eski dostları”nı unutacak tiplerden değildir. Daha doğrusu ben öyle biliyorum.

Elbette bu tarafını bildiğim için de bana çok “Enteresan” haber olarak gelmedi.

Tabi haberi okumuşsanız, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL’den söz ettiğimi anlamış olacaksınız.

Kendisi, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet ÖZHASEKİ’yi (Ki Türkiye’deki en başarılı belediye başkanları arasında ilk sıralarda gelir) doğrudan cep telefonundan aradığında, Sayın Başkan tanıyamamış ve sonra da "Vicdansızlar, ne çabuk unuttunuz beni. Ben Abdullah Gül" demiş Sayın Cumhurbaşkanı…

Tabi milletvekilliği, bakanlık ve başbakanlık döneminde hep yanında olan, ona destek veren kişilerin O’nu unutması mümkün mü?

Değil…

Hele hele Cumhurbaşkanı olunca unutulması hiç de mümkün olmaz.

Ama Sayın Cumhurbaşkanı’nın deyişi ile bazı “Vicdansızlar” tanımayabilir.

Elbette ki geçmişte dostunuz olan kişilerin sizi her hangi bir nedenle tanımaması ve hatta hatırlamaması “Vicdansızlık” olarak tanımlanabilir mi ve o kişileri “Vicdansız” olarak suçlayabilir misiniz?

Bu da ayrı bir konu…

Bana göre “Vicdansız” olarak suçlamak biraz haksızlık gibi geliyor!...

O “Dostlarınız” sizi çok aramış olabilirler. O “dostlarınız” sizin “Özel kalem” müdürlerinize çok “Not” bırakmış olabilirler. Ama sizin çalışma temponuz ve görevinizin verdiği yoğunluk itibariyle siz onları arayamaya bilirsiniz.

Eğer böyle düşünmezseniz, elbette ki sizi telefonda tanımayanlara “Vicdansızlar” deme hakkınız olur. Böyle düşündüğümüzde de her zaman yanında olan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet ÖZHASEKİ de elbette “Baş vicdansız” olmayı hak ediyor…

Sayın GÜL, aynı şekilde Kayseri Milletvekili ve Gurup Başkan Vekili Sayın Mustafa ELİTAŞ’ı da aramış ve Sayın ELİTAŞ da tanımamış…

Vay vicdansız vay… Tabi Sayın GÜL artık “Kayseri Milletvekili” sıfatını taşımıyor ya… Acaba o nedenle mi Sayın ELİTAŞ Cumhurbaşkanı Sayın GÜL’ü tanıyamadı ki?

Eğer böyle ise, Sayın ELİTAŞ da Sayın ÖZHASEKİ’den sonra “Baş Vicdansız Yardımcısı” oluyor…

Pekiiii…

Acaba diyorum Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL’ün Başbakan olduktan bu yana “Unuttuğu” ve “Aramadığı” dostları var mı?

Eğer öyle bir şey varsa o zaman Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ü bu konuda nasıl tanımlamak gerekir diye düşündüm.

Acaba “Cumhurvicdansız” diye sitem edilir mi ki kendisine?

Yok edilmez. Artık O, Cumhurbaşkanı… Yakıştıramam böyle bir tanımlamayı…

01 OCAK 2008