Villakent'te yaşam

İstanbul'dan ayrılmaya karar verdikten sonra, en önemli adım bundan sonra hayatımızı geçireceğimiz evin nerede olacağı konusuydu. Yeni yaşamımızın İzmir'de olacağı kesindi. Gerçi büyük şehir yaşantısı bizi çok yorduğundan, asıl hedef Foça'ydı. Foça'da istediğimiz tarzda bir ev bulamayınca, Foça'ya yakın bir yer araştırmasına girdik ve sonunda Seyrek'te ki Villakent'in bizim istediğimiz şartlara en uygun yer olduğuna karar vererek, İstanbul'a elveda dedik ve yükledik eşyaları.

Villakent, Ege-koop tarafından başlatılmış ve 1000 ikiz ve müstakil villadan oluşmuş bir proje. Aslında proje demek çok da doğru değil, çünkü işlerin büyük bir çoğunluğu bitirilmiş ve yaşam başlamış. Söylendiğine göre 400 villada yaz-kış yaşam devam ediyor, muhtarlığa kayıt olan kişi sayısı da yaklaşık 700 kişi. Tabii bu kocaman alanda aslında bu sayı çok az, sokaklarda çok kişiye rastlıyamıyorsunuz. Hemen yanı başında yeni kampüsünde eğitimine başlamış olan Gediz Üniversitesi de Villakent'in değerini artıran bir başka husus, hatta sitenin çıkışında bir Anadolu Lisesi bile var, gerçi MEB nedense öğretmen atamalarında kontenjan göstermediği için buraya gelmek isteyen öğretmenler tayin olamıyorlar, örneğin eşimin durumunda olduğu gibi. MEB'in tayin politikaları bir komedi zaten ve de ayrı bir yazı konusu.

Villakent, Foça'ya sadece 25 kilometre uzaklıkta, İzmir'in yeni ve güzel yaşam yerlerinden Mavişehir' ise yaklaşık 27 kilometre. Benim gibi istanbul'da yaşamış birisi için bu mesafeler oldukça kısa ve ulaşım çok kolay. Ayrıca 14 kilometre uzaklıktaki Ulıukent'ten metro geçiyor ve havaalanına bile en fazla 1 saat 15 dakikada ulaşabiliyorsunuz, otobüs seferleri de hem Foça'ya hem de Ulukent'e ulaşmada büyük kolaylık.

Sitenin içinde spor alanları, parklar insanların yaşamını kolaylaştıran olanaklar. Buraya kadar her şey güzel, kiralık ve satılık anlamda da fiyatlar oldukça uygun.

Peki sorun yok mu? Olmaz mı? Öncelikle Ege-koop dışında başka kooperatiflerde bu projenin içinde yer almışlar, dolayısıyla da her oluşum kendi yönetimini kurmuş, bu da özellikle aidatlar konusunda sıkıntı yaratıyor. Aidat derken ayda 100 TL'den bahsediyoruz. Böyle bir site için oldukça komik bir rakam ve insanlar bu konuda maalesef anlaşamıyorlar, bu da doğal olarak hizmet konusunda sıkıntılar yaratıyor. Örneğin ben yerleştiğim evin bahçesinden çıkarttığım otları uzun bir süre kapımın önünde tutmak zorunda kaldım, çünkü benim oturduğum yerdeki kooperatif üyeleri aidatlara itiraz ederek ödemeyi düşürmüşler ve bunun sonucunda da hizmet alma konusunda sıkıntılar söz konusu. Neyse bir süre önce otları aldılar da, ben de pislikten kurtuldum. Ot deyince, öyle basit ayrık otları gibi düşünmeyin. Sarı, kupkuru ve insan boyunda otlar, yani bir tutuşsa ciddi bir yangın tehlikesi yaratır. Boş olan evlerdeki en büyük sorunlardan birisi de bu otlar zaten. Sanırım insanlar bu projeden ev alırken ya da yaptırırken villada oturmanın getireceği çeşitli sorun ve masrafları pek hesaplayamamışlar. Boş olan evlerin bahçelerinin neredeyse hepsi son derece bakımsız. Belki benim şansıma, çevremdeki insanlar da öyle çok da cana yakın falan değil. İnsanın bahçesinde misafir ağırlaması bile bir sorun haline gelebiliyor. Şöyle bir düşünün: Kocaman bir bahçeniz, barbekü alanınız, oturma ve yemek gubunuz var, arkadaşlarınızla oturup eski günleri anıyorsunuz, müzik falan yok bu arada, hafifçe esen bir rüzgarla birlikte harika bir yaz akşamı ve birisi henüz saat gece 12 gibi benim bebeğim var, lütfen susar mısınız deyip gecenizin içine ediyor. Üstelik bir ayda sadece bir kere olmuş olan bir olay için, Hani benim ikizimde oturan komşum olsa içim yanmayacak, karşıdan biri böyle bir çıkış yapabiliyor. Villakent bir inzivaya çekilme yeri mi olacak, yoksa insanların şehirlerde bulamadıkları olanaklara sahip olabileceği, gülüp, dans edip, alt kattaki komşu ne der demeden yaşayabileceği, cazibe merkezi bir yerleşim alanı mı? Bunun kararını öncelikle emlak sahiplerinin karar vermesi gerekiyor.

Bir başka ilginç nokta ise, havuzun paralı olması. Bu tip sitelerde yapılan havuzlar o site sakinlerine ücretsiz olur. Burada ise nedense havuz bir kişi tarafında işletiliyor ve de giriş hafta arası 10, hafta sonu 20 TL. Üstelik 3 yaşından büyük çocuklar için de aynı ücret talep ediliyor. Parasını da geçtim, insanın oturduğu sitedeki havuza para vermesi ya da sezonluk üye olması bana bir türlü anlamlı gelmiyor. Hani misafirlerinizden para talep etseler neyse. Ayrıca ne ev kiralarken ne de satın alırken bu konuda her hangi bir uyarı da yapılmıyor. Çünkü Şubat ayında yapılan arsa kampanyası için Villakent'e geldiğimde havuz var mı diye sorduğumda aldığım cevap, "tabii ki var!" şeklindeydi.

Çöp olayı da ilginç. Menemen Belediyesi çöp kamyonu benim yaşadığım bölgeye haftada bir kere, Cumartesi günleri geliyor. Bu sıcakta çöplerin haftada bir alınması ne kadar sağlıklı bilemiyorum. Bu site yönetimi tarafında halledilmesi gereken bir sorun bence.

Aslında problemleri sadece yönetime yüklemek, kişileri suçlamak şu ana kadar yapılan işlere bakıldığında haksızlık olur. Asıl sorun, insanların bazı projelere balıklama dalarken, bu işin altından kalkıp kalkamayacaklarını iyi hesaplayamamaları. Villada oturmak demek, su masrafı, elektrik masrafı demek. Bahçe işleri zahmetli ve pahalıdır. Emek ister, para ister. Yandaki komşunun havlayan köpeğine tahammül gerektirir. Bahçesinde oturup, eğlenen insanlara kıllık yapmak yerine, eğer çok yorgun ve hastaysan gerekirse kapını kapatıp, klimanı açıp duymamazlıktan gelmeyi gerektirir. Tabii bu sabaha kadar nara atıp, tüm çevreyi ayağa kaldıracaksın anlamına gelmez.

Villakent iyi planlanmış, güzel bir proje. Mutlaka hak ettiği öneme de kavuşacak, ama bayağı bir sabır ve organizasyon gerekiyor. Ama ev satın almadan ya da kiralamadan önce mutlaka önce komşularınız kimler, sizin yaşam tarzınızla ne kadar uyuşuyorlar mutlaka bir bakın derim.