Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '08

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Vizyon, misyon, motivasyon, amaç, hedef ve strateji

Vizyon, misyon, motivasyon, amaç, hedef ve strateji
 

VİZYON; yaşama bakış, geleceği algılayış, düş, ütopya, hayal ve yaşamdan beklentiler kavramlarının ortak ifadesidir.

“Hayali olmayanın geleceği yoktur”. “Hayal kime aitse yapılması gerekenleri en iyi o bilir.” Vurgusu vizyonun bireye bağlı olduğunu belirten yalın ifadelerdir.

Vizyon; bireyin ileriye yönelik düşüncelerinin kendine özel soyut görüntüye dönüşmesi ve bu doğrultuda eylem yapma iç dinamiklerinin oluşmasıdır.

Vizyon, insanlık tarihinin değişim sürecine girmesine ve gelişmesine de neden olan kavramdır. İnsanlık tarihindeki sosyal ve teknik değişimlerin, gelişimlerin temelinde; liderler, kâşifler, bilim adamları vardır. O dönemlerde vizyon kelimesi açıklık kazanmamış olsa bile, öncü olan her birey yapmak istediklerini tasarlamış ve o doğrultuda harekete geçmiştir. Birey; tasarlamak için vizyon, harekete geçmek için misyon ve motivasyon faktörlerini kendi dünyasında tanımlayacak kadar bilmelidir. Bu doğrultuda amaç, hedef ve strateji de tanımlanmalıdır.  

Tanımlansa da tanımlanmasa da vizyon, insanın geleceğinin temelidir. Yeryüzündeki insan sayısı kadar bireysel vizyon vardır. Vizyonun pozitifi negatifi yoktur, tüm vizyonların buluştuğu odak, toplumun ortak vizyonunu oluşturmaktadır. Her gün değişebildiğinden yazılı hale getirilememektedir. Yeryüzünde, egemen güçlerin egemenliklerini devam ettirmek için orta vadeli vizyonlar oluşturuluyorsa da, bu vizyonlar kimi zaman tahmin edilemeyen engellerle karşılaştığından % 100 uygulanabilir, bireysel veya kurumsal vizyon yoktur denebilir.

Bireysel veya kurumsal vizyonlar; dış etkenlerle öngörülemeyen engellerle karşılaşacağından, bir vizyon oluşturulurken olası etkenleri detayları ile sorgulamak irdelemek en doğrusudur.

Liderlerin, toplumları için kendi güçlerini, ömürlerini aşan vizyonlar oluşturmaları bu doğrultuda projeler yaptırmaları, sağlıksız psikolojilerinin toplumlarına zarar vermesinden başka bir sonuç doğurmaz. Toplumların tabulaştırdıkları, manevi liderlerin kaçının vizyonu kendisinden sonra yaşayabilmiştir. Yeryüzünde bu konuda kaç örnek verilebilir. Kimi zaman devletlere yön verenler  20'inci yüzyılın Stalin, Hitler, Saddam gibi hasta ruh halleri tarihe mal olmuş liderdir.

Yine aynı yüzyılda tamamen bireysel çabalarla bilgi teknolojisini geliştiren Bill Gates’in, internetin temelini atanların; insanlığın değişimini ne yönde, ne kadar etkilediği de ancak ölümlerinden sonra yorumlanabilecektir.

 

MİSYON

Her birey iç dünyasında kendini tanımlayarak, toplumsal yapıda kendine yakıştırdığı, uygun gördüğü, olmak istediği kişiliğin, toplumsal pozisyonunun bireye yüklediği sorumlulukları tanımlayan kavram misyondur.

Misyon; vizyon doğrultusunda amaç, hedef ve strateji gerektirir.

Misyon; bireyin kendine biçtiği varoluş nedenidir.

Misyon; organizasyondaki sorumluluğun gerektirdiği görevdir.

Misyon; insan yaşamının, her evresi için farklılık gösteren temel kavramlardandır. Bireyin aile misyonu, sosyal misyonu, iş dünyasındaki misyonu birbirinden farklıdır. Ancak bireyin misyonlarının birbirleriyle uyumlu olması bireyin yaşamının daha verimli ve doygun olmasını, toplumda daha etkin olmasını sağlar.

Misyon; vizyon, motivasyon, amaç,  hedef vestrateji ile birlikte anılması gereken, onlarsız anlamı tamamlanmayan bir kavramdır. Olgunlaşmış birey veya liderim diyen; vizyonunu oluşturmuş, misyonunu tanımlamış, hedeflerini ve stratejilerini belirlemiş biridir.

Misyonunu tanımlayamayan bir insanın, varoluş nedenini tanımlaması da mümkün değildir. Bireyin varoluşunun bir gerekçesi yoksa ortaya anlamsızlık gibi, insanla örtüşmeyen bir durum ortaya çıkar. Bireylerin vizyonlarını ve misyonlarını tanımlamaları yaşamsal çelişkilerini en aza indirmeyi sağlar. Yaşamsal evrimler; ergenlik, vatandaşlık, meslek edinme, evlenme, çocuk sahibi olma ve kişiye göre ilave edilecek farklı aşamalardan oluşmaktadır.

Bireyin öğrenmesi gereken temel kavramlar; kimlik analizi, vizyon, hedef, misyon, strateji, revizyon, doyumdur. Bunlara ilave edilebilecek başka kavramlar da olabilir. Ancak birey kimlik analizini yapmadan kendini tanıyamaz, kendini tanımadan, vizyon oluşturamaz, vizyonu olmayanın hedefleri karmaşıktır, hedefi olamayan misyonunu tanımlayamaz, misyon tanımlanmadan strateji üretilemez.

Genel kabul gören birey; kişiliğine uygun eğitim alan, mesleği olan, vizyonu olan, sinerjik yaşam partneri seçen, hedefleri olan ve doğru stratejileri belirleyen, doğru sonuca ulaşan biridir. Peki, bütün doğrular için eğitim programında yer yoksa birey bunu nasıl yapabilir. İşte bütün problem buradadır. Dünya nüfusunun çoğunluğu bu durumun farkında bile değildir. Bu konu tüm devletlerdeki zorunlu eğitim programlarının olmazsa olmazları arasına girmelidir.

 

MOTİVASYON

Motivasyon; bireyin yaşamının dinamikleşmesini ve hedeflerine etkin yönelmesini sağlayan faktördür. Bu durum insanın dünyaya geldiği andan itibaren doğal yapısı ve etkenleriyle şekillenmeye başlar. Doğal yapısı; cinsiyeti, anatomisi, zekâları, yetenekleri ve astrolojisidir. Etkenleri de; ebeveynleri, kardeşleri, eğitim süreci ve ortamı, arkadaşları, içinde bulunduğu toplumsal yapıdan oluşmaktadır.

Motivasyonun temelinde yaşama başlangıç paradigmasının etkisi çok yüksektir. Çocuğun yaşamı  algılamasından itibaren doğal yapısındaki dinamikler ile dış etkenlerin çatışması, paradigmasını oluşturmaya başlar.

Bu noktada ebeveynlerin çocuklarının doğal yapı analizlerini yaptırıp bu doğrultuda ortam oluşturmaları sağlıklı bir insan yetiştirmek için yapmaları gereken temel çalışmadır. Bunun için çocuğun çok uyumlu ve bilinçli bir evliliğin ürünü olması ön koşuldur. Çocuğun doğal yapı analizini yaptırıp, kişiliğine uygun ortamda yetişmesini sağlamak, onun ileri ki yaşlarda ebeveynlere sitem etmesini engelleyecektir. Böyle bir davranış biçimi ileri bilinç düzeyinin ürünüdür.

Günümüzde gelişmiş toplumların eğitimli ebeveynlerinin de plansız beklenmeyen çocuğa sahip olmak veya çocuklarını dövmek gibi davranışlarını görmekteyiz. Çocukluk dönemini nötr bir durumda geçirmek bile insanlar için şanstır. Nasıl geçerse geçsin çocukluk dönemini atlatmış, kendi doğruları oluşmaya başlayan gençlerin yapmaları gereken ilk iş, kendilerini doğru tanımlama çabasına girmeleridir. Kendini doğru tanımlayan gencin yaşama dair uygun beklentiler içine girmesi, en önemli yaşam motivasyonudur. Ne olduğunu, nereye gitmek istediğini bilen bir insan, doğru yaşam seyrine başlamış demektir.

Birey, yaşamın hangi evresinde olursa olsun, o güne kadar kendine ilişkin bir tanım yapmamış ise böyle bir çalışmayı yapması, bunun için uzmanlardan destek alması, bulunduğu şartlarda daha doğruya yönelmesine veya en doğru şartlarda ise özgüvenin artmasına neden olacaktır. Motivasyonunun yükselmesini sağlayacaktır.

Gelişkin her bireyin motivasyon kavramını ve gücünü öğrenmesinin ve kullanmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü her bireyin kendisi, ailesi, iş ve sosyal çevresi için motivasyon bilinci kaçınılmazdır.

Motivasyonu yüksek insan çevresine pozitif enerjiler yayar.

 

AMAÇ, HEDEF ve STRATEJİ

Amaç tanımlanmadan hedef tanımlanamaz, hedef tanımlanmadan strateji üretilemez

AMAÇ; oluşturulmak istenen şartlar, HEDEF; ulaşılmak istenen son durum ise, STRATEJİNİN; (ulaşmak için izlenecek yolun) tüm detaylarıyla düşünülmesi değerlendirilmesi gerekir.

Amaç anlaşılır değilse, hedef olamaz, stratejide üretmekte mümkün değildir.

AMA amaç anlaşılabilirken hedef olabilecekken strateji gerçekçi değilse o zaman hedefe yol almakta mümkün değildir.

Amacın anlaşılır, hedefin ulaşılabilir ve stratejinin uygulanabilir olması yol almayı hedefe ulaşmayı kolaylaştırır.

Amaç, hedef ve stratejinin denkliği gerçekleştirmeyi mümkün kılacakken bir tekinin uyumsuzluğu durumu iptal eder.

Olumlu amaç, ulaşılabilir hedef, uygulanabilir stratejinin sonucu başarı ve keyif olmaz mı?

www.kadrikanpak.com

 
Toplam blog
: 617
: 1221
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Her kesimi anlama ve kabullenme bilincimle; her kişinin asgari yaşam şartlarına sahip olabildiği,..