Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '11

     
    Kategori
    Edebiyat
     

    Vladimir Mayakovski

    Vladimir Mayakovski
     

    mehmet özgür ersan


    Yıldız,  

    Nedir bu üşenme parıldamaktan? 

    kutlamayacaksan eğer 

    doğuşunu bir İnsanın 

    yalnız şeytan 

    olmaz mı yıldız 

    övüp ululadığın? (1) 

     

    Vladimir Mayakovski 

     

     

     

     

     

     

     

     

    7 Temmuz 1893 veya 1894 (tarihten ne kendisi ne annesi ne de babası emin değil) Bağdadi Köyü, Kutays İli, Gürcistan'da bir orman bekçisinin oğlu olarak dünyaya geldi. Asıl adı Vladimir Konstantinoviç'dir. Çocukluğunun bir kısmının geçireceği Kafkaslar bir sürü anı bırakmıştır dimağında. Öğrenime başlayan ozan yavaş yavaş kitaplarla tanışmaya başlar. 

    İkinci okuduğu kitap "Don Kişot", ona okumayı sevdirir. Lise öğrenimine devam etmek için Bağdadi’den Kutays’a taşınırlar. Kutays Lisesi'nde öğrenim görmek üzere imtihana girer. '"Bir soru sordular çapa üstüne (kol yenimdeki çapa, bende de gerektiği gibi yanıtladım. Ama papaz "oko" ne demektir deyince, üç libre dedim .( Böyledir Gürcü dilinde). Papazlar, "oko" eski kilise Slavcasında göz anlamına gelir dediler. Az kaldı çakıyordum. Bu nedenle eski her şeyden Slavca ve kiliseyle ilgili her şeyden nefret etmeye başladım. Belki gelecekçiliğimin, Tanrı tanımazlığımın ve enternasyonalciliğimin kaynağı da budur." Jules Verne'i okuyor ve düş gücü zengin bütün yazarları. 

    Evlerine gelen gazetelerden politik hareketleri takip ediyor. Müthiş bir hırsla politik kitaplar okumaya başlamıştı. Ozan artık politik hareket içinde yerini bulmuştu. Şiirden önce siyasetle tanışması, onun ilerdeki yıllarını belirlemeye başlayacaktır. Kendi tarihinde şiddetle tanışmasını, karikatürize ederek şöyle anlatıyor; "18 Ekim 1905'te Bolşevik Partinin ünlü üyelerinden Bauman'ın öldürülmesi üzerine, çara karşı büyük çapta gösteriler düzenleniyor. Bu gösterilere katılıyor ozan, "Bauman'ı anma gösterisinde çıkan panik sırasında, kafama kocaman bir trampet yemiştim (yerdeydim) Korkmuştum doğrusu. Sanki ben değildim yaralanan." 

    Öğrenci odalarından illegal yayınlar, sokak savaşının incelikleri, Lenin'in “ufuk mavisi” diğer liselerde çıkan illegal yayınları gördükçe "Eller yazıyor bense" diyerek, coşkuyla bir şeyler yazma isteği canlanması, O dönem, 'Dökümhane" diye adlandırılan ve işçi şairlerin bir araya getiren edebiyat akımının kurucularından Vladimir Kirilov etkisi altında yazmayı deniyor. Bu denemelerin sonucunda karşılaştığı lirik bir söylem oluyor. "Tek dizesini hatırlamıyorum. Böyle işteki yılmazlığın sosyalizme olan saygımla bağdaşmayacağını düşünerek bıraktım her şeyi."1908 yılında bir yer altı merkezinde sınava girerek, illegal Bolşevik Parti'ye yazılır. İlk genel toplantıda Merkez Komitesi'ne seçilir. (2) 

    İlkin Kafkasya'da daha sonra Moskova'ya taşınan bir ailenin çocuğu olan Mayakovski daha ondört yaşındayken Kostantin Yoldaş adıyla Bolşevik Partiye girdi. Kısa bir süre sonra yakalandı. Kendi otobiyografisinde " Bir polis devriyesinin içine bomba gibi düştüm" diyor. Ben Kendim (1928) " Bizim yasadışı basımevimiz not defterini yiyip yuttum, adresleriyle ve cildiyle birlikte. Polis karakolu, Ochranka( Çarlık gizli polisi) Komiser Woltanowski bana kendi ağzından zaptı yazdırdı: Bir bildiri kaleme almakla suçlanıyordum. Yazdırılan metni umutsuzca bozdum 'sozi jahdimokratisch' diye yazdım, onlar bu tuzağa düştüler." 

    Sonra ki kez daha tutuklandı. Birkaç aylığına cezaevine kapatıldı Daha on sekiz yaşında olmadığından, reşit değil diye serbest bırakıldı. Ama göz hapsine alındı. Polisten iyi hal kâğıdı istemeyen bir sanat okuluna kabul edildi. Parti çalışmalarına ara verdi. Burliyuk, Chlebnikov, Erik ve diğer arkadaşlarıyla birlikte devrimci sanat icat etmeye koyuldu. Kısa zamanda bu sanatın adı İtalyan Fütüristlerinden etkilenerek Fütiirist oldu. 

    1911 yılında Rus gelecekçilerinin önemli isimlerinden biri olan David Burliyuk'la (1882-1967) tanışır. Hayatının önemli kilometre taşlarından biri olacak Burliyuk ozan için şunları söylüyor: “Birbirimizi görür görmez anlaştık. Yalnız anlaşmak değil, dost olduk Sonra da çevremizi saran savaşımda ölümle yaşam ve eski sanatla yeni sanat ve yaşam içinde silah arkadaşı olduk." Mayakovski, Burliyuk'un önemini fark eder. Bütün gece dolaşarak konuşurlar ve birbirlerini tanımaya çalışırlar. " Ertesi gün bir şiirin hakkından geldim. Bir şiirin parçaları demek daha doğru" Ozan yazma cesareti kazanmıştır. Burliyuk'un kaçınılmaz etkisi, onu geri dönüşü olmayan bir yola sokmuştur. "Sretenski Bulvarında Burliyuk'la buluşuyoruz. Bir iki dize okuyorum ona ve ekliyorum: "Bir arkadaş verdi de...” David duruyor. Yüzüme bakıyor. Gür sesle bağırarak: 'Sizsiniz bunu yazan! Dahi bir ozansınız siz! Hak etmediğim bu sözleri sarf etmesi çok heyecanlandırıyor beni. Dizeler arasına gömülüyorum. Beklenmedik bir biçimde ozan olup çıkmıştım o zaman." 

    Rusya'yı etkileyecek yeni akımın öncüleri yavaş yavaş bir araya gelmeye başlamışlardır. Burliyuk'la düşünce birliğine varmaları işlerini daha da kolaylaştıracaktır, Burliyuk'un edebiyat çevresine girerek, kendiliğinden gelen bir oluşumun temellerini atacaklardır. Kısa süre içinde Moskova'da gelecekçilerin kurmaylarından biri olacak Velimir Hlebnikov'la tanışırlar.(3) 

     

    Reddediş 

     

    Yıldızlara bakmak uzun uzun 

    Bir ölüm hükmü imzalamaktan 

    Çok daha hoş gelir 

    Çiçeklerin sesini dinlemek 

    "İşte Hlebnîkov!" diye mırıldanan sesini 

    Bahçede dolaşırken 

    Çok daha hoş gelir evet 

    Benî öldürmek isteyenleri öldüren 

    Tüfekleri görmekten. 

    Niçin hiçbir zaman 

    Yönetici olamayacağımı 

    Anladınız mı şimdi? 

     

    V.V. Hlebnikov 

    Çev. Atilla Tokatlı 

     

    1905 Devriminden umduğunu bulamayan Rus sembolistlerinin yıkılışım görüyoruz. Reel dünyaya rağmen estetiğe dönük gizemsel bir söylem tutulan Rus sembolistleri yaşanan kargaşanın içinde umutsuzluğa düşmüşlerdir. Aleksandır Blok'un başı çektiği bu akım, reel yaşamdan alınacak değerlerin yerini dolduracak yeterlikte olmadığına inanan ve yenilgiyi kabul etmeyen genç aydınlar arasında tepkiyle karşılanmaya başlamıştır. Sembolizmi yadsıyan bu gençler, entelektüel ve ruhsal kısıtlamalardan kurtularak, kendilerini doğru dürüst ve zengin yaşantılarını modern yansıtmak istemişlerdir. 

    En sonunda beklenen çıkışın gümbürtüsünü 1908'de İtalya'dan gelir. Empresyonistlerin ve kübistlerin arasında bir ayrım yapmadan değerlendiren, Marinetti'nin başı çektiği bir grup genç adamın yaşamı ve sanatı değiştirip daha canlı kılmak isterler. Arayış içinde olan genç Rus sanatçıları için kaçınılmaz bir fırsattır bu. Tepkilerini göstermek için fütürizm onlara uygun düşmektedir. Peki neden İtalya ve Rusya sorusuyla karşılaşıyoruz? Bu sorunun cevabını Troçki'nin sözlerinde buluyoruz. "Tarihte birkaç kez yinelenen bir olgu, bir kez daha görülüyordu: Herhangi bir kültür düzeyine ulaşamamış geri ülkeler, ileri ülkelerin gerçekleştirdiklerini kendi ideolojilerinde daha büyük bir güç ve parlaklıkla yansıtıyorlardı. 18. ve 19. yüzyılların Alman düşüncesi, İngiltere'nin ekonomik, Fransa'nın da politik başarılarını yansıtmıştı, aynı şekilde, fütürizm, en parlak anlatımını Amerika ya da Almanya'da değil de, İtalya ve Rusya'da buluyordu, "(4) 

    Rus fütürizmi, İtalyan fütürizminin aksine akışını proleter devrimine doğru sürdürmekteydi. Bunda da en büyük etken V.Mayakovski'nin şairlikten önce politik bir geçmişe sahip olmasıydı, italyan fütürizminin tekniklerinden haberdar olan dört kişilik bir genç grup, başkaldırının ilk hazırlıklarının yapmak üzere toplandılar. Bu toplantıda gözüken iki önemli isim David Burliyuk ve Vladimir Mayakovski'ydi. İtalyan fütürizminin tekniklerinden yararlanmak istediler, ama içlerinde bulunan sosyalist devrimci kimlik, özünde tamamen onların karşında bir yol olmalarına sebep olacaktı. 

     

    'Toplandığımız üç beş gecenin sonucunda bir bildiri doğurdu. 

    Hepsini Burliyuk derledi ve dergiyi bastırdı, ,  

     

    'Halkın Beğenisine Şamar'." 

     

    Okuyucularımıza İlk Yeni ve Beklenmedik. 

    Zamanın yüzü biziz. Zamanın borazanı bizim sözcük sanatımızda çalışıyor. 

    Geçmiş boğucudur. Akademi ve Puşkin, hiyerogliften daha anlaşılmazdır. 

    Puşkin, Dostoyevski, Tolstoy vb. gibilerini yeniliğin gemisinden atın denize,  

    İlk aşkını unutmayan son aşkını tanıyamaz,  

    Kim son aşkım Balmont'un kokulu orospusuna verecek kadar aptal olabilir. 

    Bu, günün erkesi ruhunu yansıtabilir mi? 

    Kim savaşçı, Briussov'un frakının kâğıttan zırhını yırtmaktan çekinecek kadar korkaktır? Onda bilinmeyen güzelliklerin bir doğuşu mu var? 

    Sayısız Leonid Ardreyev’ler tarafından karalanmış pislenmiş ellerinizi yıkayın,  

    Bütün bu Maksim Gorki'ler, Blok'lar, Sologov’lar, Çernikevski'ler, Kuzmin'ler vb., vb. bunların bütün istekleri ırmak kenarında bir villa. Yazgı, terzileri böyle ödüllendirir. 

    Onların basitliklerine gökdelenlerin tepelerinden bakıyoruz. 

     

    Şairin,  

     

    1. Seçmeli ve türetme sözcüklerle sözcük dağarcığını genişletme-neolojizm; 

    2. Bugüne dek kullanılagelmiş dile duyulan nefreti sürdürme 

    3. İşe yaramaz ünlülerin banyo fırçasından yapılmış tacını gururlu başlarında nefretle koparıp atma 

    4.Yuhalamalar ve öfke denizinde 'Biz sözcüğü üzerinde ayakta kalma haklarına saygı istiyoruz. 

    Ve bizim dizelerimiz sizin 'sağduyu've 'uygun beğeninizin' kirli izlerini taşıyacak olursa, yetkin sözcükle Güzelin Yeniden Doğuşu'nun İlk şimşekleri dizelerimiz üzerinde titriyor demektir. 

     

    V.Mayakovski, Viktor Hlebnikov 

    D.Burliyuk, A.Kruçyonik 

    (Moskova, 1912 Ekim)." (5) 

     

    Fütürist komünist beyannamenin İmzalayıcısı(l9l2) vahşi bakışlı, uzun boylu, limon sarısı gömleği ve kocaman siyah kravatıyla bütün alımlı kadınlara aşk ilan eden, devrimin en itibarlı edebiyatçılarından Vladimir Mayakovski (1893-1930). Pasternak onu şöyle anlatıyor: " 'Bir motosikletin üstüne çıkarcasına iskemlesine oturur, öne eğilir, Viyana Şnitzelini ufak ufak doğrar, çabucak midesine indirir, kâğıt oynar, gözlerini çevresinde başını döndürmeden çevresinde dolaştırırdı, Kusnetzki Bulvarında gösterişli gezintiler yapardı, özellikle derin anlamlı mısralarını usulüne uygun boğuk, burundan gelen bir sesle bir dua kitabının bölümlerini gibi okur, kaşlarını çatardı, birden ortaya çıkar, oraya buraya gider ve herkesin içinde kendini gösterirdi. Kendini bir şeye vermesi, bu tarzının arkasından sonuçları değişmeyecek gibi duran şeyleri değiştirmeye kararlı bir duruşu hissederdiniz. Onun dehası böyle bir karardı, o bütün dönemlerin gerçekleşmesine kendini acımasız teslim ettiği bir konu olarak görürdü."(6) 

    Mayakovski çevresinde her zaman aksiyon isteyen heyecanlı bir insandı. O şiir okuduğunda dinleyiciler gürlüyor, nükteler, ıslıklar, kıpırdanmalar, küfürler havada uçuşuyordu, O ise kalabalığın ortasında kıpırdamadan duruyor, kısık sesle bağırıp çağırıyor, tempo tutuyor, gürültünün tadını çıkarıyordu. 

    Pantolonlu Bulut (1912) Çarlık sansürüne rağmen burjuva sosyetesine meydan okuyordu; "sevginizle, sanatınızla, düzeninizle, dininizle çekip gidiniz" bu dört bölümünden oluşan, dört tür çığlığıdır. 

     

    "Onlar kendilerine şair diyorlar 

    Çağımızın şairleri 

    Ve bıldırcın jestleriyle cıvıldaşıyorlar 

    Dünyanın kafatası 

    Bugün çelik bir halkayla 

    Varılmalıdır !" 

     

    Marx'da belirtiği gibi “kuram da kitlelere mal olunca maddesel bir kuvvete dönüşür."(7) Sanat da bu bakımdan bir kuvvettir. Gerçek sanatçı, imgeleriyle yığınları ele geçirir. İşte o zaman o, tarihin terazisi dışında, değer biçilmesi olanaksız bir nesne olur. Önce karşı çıkan fütüristler yavaş yavaş bunu anlarlar, Mayakovski'nin İlk girşimleri ne denli içtenlikle devrime tutkun olurlarsa olsunlar, gerçekte acemicedirler. 

    Lunaçarski'nin belirtiği gibi Mayakovskİ tipik bir fütürist de değildir. Biçim belki çoğunlukla gürültü ve yaldızlıdır onda ama, "İnsan" "Savaş" ya da "Omurgalılar" başlıklı şiirleri iyi okunursa fütürist ara nağmelerde askerliği sevmezdik ile aşkını birkaç meteliğe satın alan kapitalin arka plana ittiği bir genç şairin protestosu görülür. (7) 

    Çarlığın yıkılmasından sonra konferanslar verdi: “Sanatın Bolşevikleri” Ekim Devrimi üzerine otobiyografisinde şöyle bir not düştü: "Tanımalı mı, yoksa tanınmalı mı? Bu soru benim ve diğer Moskovalı Fütürüsitler için mevcut değildir. Bu benim devrimim." 

    Kışlık Sarayın Asker Sovyetlerince kuşatılmasını anlattığı “Sol Yürüyüş” şiirinde; 

     

    "Vatandaş muz ve çil tavuk ye 

    Yakında son nefesini vereceksin! 

    Sen 

    Söz sende 

    Konuş mavzer yoldaş 

    Adem çağlarında kalma kanun gerekmez bize 

    Tarihin kocamış beygiri topallıyorsun 

    Lagar beygiri çatlarçasına 

    Koşturmak istiyorlar 

    Sol 

    Sol 

    Sol!" 

    1919'da bir kitapçık yayımladı. " Vladimir Mayakovski'nin kitabın önsüzünde dedi kî: "Şimdiye kadar yazdıklarımı bir ekollere bırakarak onlardan ayrılıyorum. Eğer onları aşarsam, büsbütün yeni bir kitap yazacağım. Böyle söyleyerek politikanın gürültüsüne, patırtısına katıldıysa da parti üyesi olmaktan kaçındı. "Neden partide değilim? Komünistler cephede çalışıyorlar, sanat ve halk eğitiminin alanında şimdiye kadar onlardandım. Beni muhakkak balık tutmak için Astrachana göndereceklerdi.'" 

    Fütüristler halk eğitim komiserliğinde iyice yerleştiler ve "kendi" ihtilallarını kültür hayatında iktidarını ele geçirmekte kullandılar. Kabiliyet ve muazzam bir faaliyet gösterdiklerinden, bu onlar için de geçici olarak mümkün oldu. Mayakovski ülke içinde tüm fabrikaları gezerek şiirlerini okuyor, devrimi yapan kitlelere bayramlarda okunmak üzere Mysterium Buffo (1918) şiirini okuyordu. 

    Halk Komiseri Lunaçarski onunla ilgili şunları söylüyordu; "Onun kahramanca ihtiraslı olan birinin zekice ve cesurca saldırgan eseridir." Bu eseri dana sonra Meyerhold tarafından devrimin ilk yıldönümünde sahneye konuldu. Aleksander Block bu gösteriyi; "Hayranlıkla izledim" diyordu. 

    Mayakovski film senaryoları kaleme aldı, filmlerde çeşitli roller oynadı. Kinayeli, beyazlara yönelik plaketlerde yan çizenleri, ümmiliği, tifüsü konu edinen şiirlerle donatılmış, baskı imkanları yüzünden mukavva klişelerin üzerine çoğaltılan vitrinlerde sergilenen aşağı yukarı üç bin plaket ve ardı ardına çifter kafiyeli altı bin dize yazdı. 

    Yeni Ekonomi Politikası(NEP) kabulünden(192I) sonra ticaret yeniden cani andırıldı ğında, Mayakovski Devlet Ticaret Teşkilatı için reklamlar hazırladı. "Ben herkes için her şeyi Mosselprom Mağazalarında en yüksek kalitede şiir için tutuyorum, " Mayakovski Fütürizm akımının gerektirdiği niteliklerde teşkilatlar kurdu, yayınevleri ve dergiler meydana getirdi. 

    Bir Amerika yolculuğundan yurduna döndüğünde Eve (1926) şiirinde aşağıdaki mısraları kaleme aldı; 

     

    "Ben istemiyorum 

    Çiçekçikler olarak tarlalarda açmak 

    Buketçikler olarak 

    Kelebek çiçeği, muhabbet çiçeği ve gelincik 

    Ki onları toplarlar 

    Günlük çabalardan sonra 

    Ben istiyorum ki 

    Devletin plan komisyonu 

    Ödevimi her yıl 

    Şiddetli tartışmalarla 

    Kararlaştırsm göz yummayan 

    Kontrol kadranına 

    Ben istiyorum ki 

    Kalemimi silahların fihristine daldırayım 

    Süngü ve kalem 

    Sembol bu olmalı!" 

    Lenin'in karısı Krupskaya'nın “İşte Lenin” adlı Lenin'in hayat hikâyesini anlattığı kitabında; "1918 yılında bir toplantıda bir kadın oyuncu Mayakovski'nin "Bizim Yürüyüşümüz" adlı şiirini okumuştu. 'Tanrımız, / ileri yürüyüş, Yüreğimiz trampet" pasajını okurken, doğrudan doğruya ilk sırada oturan Lenin'e doğru yürümüştü. Her türlü gösterişli konuşmayı ve kibirli olanı sevmeyen, onlara iltifat etmeyen Lenin tamamen şaşkınlaştı ve artist klasik edebiyattan bir şiir okuduğunda ancak o zaman kendine gelebilmişti.” 

    Birkaç yıl sonra Lenin Wchutemas (Yüksek Teknik Atölyelerini) ziyaret etti. Krupskaya diyor ki: " İliç(Lenin) gençlere baktı, onu kuşatan genç sanatçıların ve sanatkâr kızların sevinci kendi yüzüne yansıdı. Onlar ona naif resimlerini gösterdiler, anlamını açıkladılar ve bir sürü sorular sordular. Lenin güldü, soruları cevapladı, onlara karşı sorular sordu. "Ne okuyorsunuz? Puşkin'i okuyor musunuz?" fakat aralarından biri, " Hayır o bir burjuvadır, biz Mayakovski okuyoruz" diye cevap verdi. Lenin gülümsedi ve "görüşüme göre Puşkin daha iyidir" dedi. (8) 

    Mayakovski 1920 de Lenin'e 150 Milyon adlı poemini gönderdi. Lenin aşırı övgü dolu bu poemi beğenmedi. Sonra ki bir dönemde Lenin "Toplantılara Gönül Verenler" şiirini beğendiğim belirtmişti. 1922'de Lenin Maden İşçileri Birliğinin toplantısında işçilere ve partililere karşı şöyle demiştir; " Dün rastlantıyla İzvestiya da Mayakovski'den politik konulu bir şiir okudum. Ben onun şiir kabiliyetim hayranlarından değilim, bu alanda yetkimin olmadığını kabul etmekteysem de, durum budur, ama uzun süredir politik ve yöneticiliğin süresince bu kadar hazzı hiçbir şekilde duymamıştım. O şiirinde yapılan alıntılarla esaslı bir şekilde alay etmekte ve toplantılar durmadan toplantılar yaptıkları için Komünistleri alaya almaktadır. Bunda şiir değerinin ne durumda olduğunu bilmiyorum, ama politikaya gelince söylediklerinin büsbütün isabetli olduğunu temin edebilirim." (9) 

    Lunaçarski bu konuya ilişkin, Mayakovski'de bütün abartmaların, süslemelerin altında duygusal, canlı bir içerik yatar. Bundan dolayı, kendisini sürükleyen modayı bırakması ve bakır çalgılarından, gür sesinden vazgeçmeksizin bağırıp çağırması, borazanıyla anıtsal güzellikte havalar çalması onun için -bir başka şaire oranla- daha kolaydır. Ondan bunu beklemek de bizim hakkımızdır Hangi edebiyat bize daha yakın olabilir: Burjuvaların ucuz estetiği mi, yoksa fütüristlerin emek verdiği ve kavga şarkılarıyla çınlatmaya başladıkları edebiyat mı? Kuşkusuz, Fütüristler. Elbette, gürbüz fütüristler bize tiridi çıkmış, çökmüş burjuvaziden daha çok şey verebilirler. (10) 

    Mayakovski Lenin'in ölümünden sonra Vladimir İliç (1924) ve İyi ve Güzel (1927) her iki poemlerinde devrime ilişkin tatlı hayallerin ışıldayan şarkılardır. İnsan varlığının güzelliğini ve iyi yaşamaya olan inanç yoğunlaşmıştır. 

    1929'da Mayakovski çalışma odasının duvarına asılı duran Yoldaş Leninle Muhavere'ye girişir; 

     

    "...kişi yorulur 

    Sahteciler takımıyla boğuşmaktan 

    Siz gittiğinizde beri 

    Ayaktakımı muhakkak 

    Çoğalıyor 

    Çok sayıda 

    Her türden alçaklar 

    Koşuyorlar 

    Toprağımızda oraya buraya 

    Ve her yerde 

    Tipleri 

    Sayısız 

    Ve adları belirsiz 

    Bizim için 

    Bir resimli sayfa 

    Açılıyor: 

    Bürokrat,  

    Muhavereciler,  

    Ve besili köy ağaları,  

    Tarikatçılar 

    Dalkavuklar 

    Ve ayyaşlar 

    İşte yürüyorlar,  

    Şişkin 

    Ve kibarlar,  

    Donatılmış 

    Dolmakalem ve rozetleriyle 

    Oraya buraya 

    Şüphesiz 

    Onları bütün gücümüzle hizaya getireceğiz 

    Ama hepsinin 

    Hakkından gelmek 

    Son derece güçtür 

    ... 

     

    İşlerin,  

    Olayların, planların 

    Tufanı içinde 

    Gün yavaş yavaş karardı 

    Ve kayboldu 

    Odada kim varız: 

    Ben 

    Ve Lenin 

    O fotoğraf olarak 

    Beyaz duvara asılı" 

     

    Mayakovski’nin son eserlerinde yeni sınıfa yüksek mevkiye erişmiş parti kodamanlarına karşı hemen hemen bağnaz bir kin duyulmaktadır. "Son saray adamları, son çiftlik sahipleri ve kıpkızıl kapitalistler devrimi berbat ettiler diye not etmiştir. Yükselen bencillik ve kişisel konfora karşı çıkarak İyi ve Güzel şiirine karşı Kötü şiirini yazdıysa da ölümünden sonra gizli polisçe el konulan şiirlerindendir. Ütopik satırları olan Tahtakurusu ( 1928) ve Banyo(1929) Parti bürokratlarıyla yaptığı hesaplaşmadır. Meyerhold tarafından parlak bir şekilde sahneye konulmuş ve bürokratlardan büyük tepki çektiği için alelacele oyun kaldırılmıştır. 

    Tüm bu sıkıntılar ile köşe sıkıştırılan şair 1930 Şubatında genç edebiyatçıların ve hayranlarının desteği ile Yirmi Yıllık Çalışmalarım adıyla sanat hayatının hesabım veren bir sergi açmıştır. Burada Bütün Sesimin Gücüyle şiirim okumuştur. Gelecekteki takipçilerine bir amentü bırakmak istemiştir: 

     

    "Ben de kışkırtıcı propaganda sanatından 

    Son derece bıktım 

    Ben de yazdım 

    Altın yaldız ve leylak buketini 

    Bu 

    Çek defteri ve ruh için bir şeydir 

    Ama 

    Kendimi yendim 

    Titreyen soluğumla 

    Kendi şiirimin boğazını sıktım 

    ... 

     

    Ben bir zaman gelir de 

    Işıklı gelecekte 

    Parti mahkemesinin huzuruna 

    Çıkarsam 

    Şiir söyleyen 

    Dolandırıcıların, karaborsacıları, dalkavukların 

    Karşısında 

    Kaldıracağım 

    Bolşeviklerin parti kitabı olarak 

    Yukarıya ışığa 

    Partiye sadık yüzlerce kitabımı" 

     

    14 Ağustos 1930'da ölümünden sonra Stalin'in Sovyetler Birliğinin "en iyi ve en kabiliyetli şairi" diye değerlendirdiği Mayakovski kalbine bir kurşun sıkarak canına kıydı. Bıraktığı son mektubu şöyleydi: 

     

    "Herkese! 

    Ölümümde kimsenin suçu yoktur, lütfen bunu mesele edinme! 

    Ölen ben sevmezdim bunu. 

    Annem, kışkardeşlerim ve yoldaşlarım beni bağışlayın. 

    Bu bana yakışan bir davranış değil (başkalarına böyle bir ölümü tavsiye etmem) ama benim için başka çare kalmadı. 

    Hükümet yoldaş, ailem şunlardır, şu kişiledir: Lilya Erik Annem kızkardeşlerim ve Veronika Witoldovna Polonskaje eğer onlara katlanılır bir hayat sağlarsan, buna teşekkür ederim. Başlamış olduğum mısraları Erik ailesine verin, onlar bunlarda kendilerini bulacaklardır; 

     

    Denildiği gibi: 

    Bu iş burada bitmiştir 

    Aşk yelkenlisi hayata çarparak parçalandı,  

    Hayata hiç borcum yok 

    Kişisel varlığımın çektiği acılar 

    Sancıları 

    Ve düş kırıklarını 

    Sayıp dökmek gereksizdir: 

    Elveda(l) 

     

    Kaynaklar: 

    (1) İnsan adlı uzun şiirinden ozanın çeviren Sait Maden 

    (2) Edebiyat ve ihtilal Jürgen Rihle Almancadan çeviren Sedat Ümran Milliyet Yayınları Ekini 1990 

    (3) Mayakovski ve Fütürizm Yiğit Tuncay Nazım Kiiltürevi Sanat Broşürleri Dizisi 

    (4) Leon Troçki Edebiyat ve Devrim Çev, II, Portakal 

    (5) Mayakovski ve Fütürizm Yiğit Tuncay Nazım Kıiltürevi Sanat Broşürleri Dizisi 

    (6) Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eleştirisinde Marx şöyle der; "Elbette, eleştiri silahı, silahların eleştirisinin yerini tutamaz, maddesel kuvvetin ancak maddesel kuvvette alt edilmesi gerekir, ama eleştirisi sanatı kitlelere mal olunca maddesel bir kuvvete dönüşür.'' 

    (7) Sosyalizm ve Edebiyat Anatoli Lunaçarski Çeviren: Asım Bezirci Evrensel Kültür Kitaplığı 1998  

    (8)İşte Lenin Krupskaya İnter İsmail Yarkın 

    (9) age 

    (10) Sosyalizm ve Edebiyat Anatoli Lunaçarski Çeviren: Asım Bezirci Evrensel Kültür Kitaplığı 1998 

    (11) Mayakovski ve Fütürizm Yiğit Tuncay Nazım Kültürevi .Sanat Broşürleri Dizisi 

     

    Şiirler-VIadimir Mayakovski çev. Sait Maden 

     

     

     

     

     
    Toplam blog
    : 1
    : 2196
    Kayıt tarihi
    : 01.03.11
     
     

    06 Mayıs 1974 Sungurlu'da doğdu. Yaşamının büyükçe bölümünü 1994 yılından beri şiir, tarih araştırma..