Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '12

 
Kategori
Kitap
 

VodKAlinka

VodKAlinka
 

Belleğin Azmi (1931) Salvador Dali


Piyanonun karşısındaki koltukta oturmuş, nefes almaya korkarak, St. Petersburg'un bale okulunda eğitim gören, uzun boylu, yeşil gözlü, kumral kızın öyküsünü dinliyordum.

Sovyet Devrimini gerçekleştirenler, sanatçıları soylulardan ve zenginlerden ayrı bir yere koydular ve el üstünde tuttular. Özgürlükleri kısıtlıysa da, altın kafeslerin kuşlarıydı sanatçılar.

Ayşe Kulin'in Geniş Zamanlar'ındaki altı öyküsünün ilk üç tanesinde, aslında aynı konu üç karakterin gözlerinden ayrı ayrı anlatılıyor.

Benim kişisel olarak çok sevdiğim bir anlatım şeklidir bu. Güzel bir konuyu herbir karakterin gözünden farklı bir bakış açısıyla anlatabilmek, her seferinde kendini başka bir kişinin yerine koyup okuru yakalayabilmek, sanırım o kadar da kolay olmasa gerek.

Bir gün Ayla'nın gözünü İngiltere'de, değil dün akşam birlikte ne yaptıklarını, adını bile hatırlayamadığı bir adamın yanında açması ile başlayan ilk öykü 'Geniş Zamanlar', dertlerinden kaçarak, içerek, yatarak kurtulmaya çalışan Ayla'yı merkeze koyuyor. 

King's Road'daki Rus lokantasında akşam yemeğinde vodkaları devirirken, bir yandan da Kalinka adlı Rus halk şarkısını söylediğini, ertesi gün o yabancı adam 'Gerry'den öğreniyor ve sonrası da zaten çorap söküğü gibi geliyor.

Belki de her şeyin başlamasına sebep olan ihanetin adı Erol, İngiltere'ye onun eğitimi için beraberce geldikleri oğlu Emre, şarapçının karısı temizlikçi Fatik, ela gözlü köylü güzeli Zehra, evlilikte sevgiden başka şeylerin peşindeki doktor Ahmet, Sıdıkaların Aydın ya da kendine hocasının koyduğu isimle Hamdullah...

Aslında Fatik en başından söylemiştir, kaderi değiştirmenin bela getireceğini de, Ayla dinlememekte direnmiştir ve bu da maalesef arkasında duramayacağı sözler vermesine, sonra da ne yazık ki akla gelmeyecek dertlere sebep olacaktır.

Ayla 'Geniş Zamanlarda' ilk önce kendince olanları anlattıktan sonra, ne olmuş ne bitmiş bir de 'Dar Zamanlarda' Zehra'nın gözünden dinleriz, olayların sonunu da tahmin etmemize karşın. Ve son noktayı da, 'Son Zamanlarda' öyküsünde Aydın'ın karanlık dünyasını, okurlarına yakından tanıtarak koyar, yazar. 

Dördüncü öyküde konu değişir. Mastektomi *, bence göğüsleriyle ilgili sıkıntı yaşamış, belki tedaviye ya da daha da ilerlemesi durumunda bir operasyona gereksinim duyulan her kadına, doktorları tarafından mutlak suretle okuması önerilmesi gereken bir yazı. 

Bir kadının ameliyat masasında bile vucüdu ile ilgili duyduğu kaygıları, biz erkekler ancak bir kadın yazarın bu kadar güzel anlatımıyla öğrenebiliriz. Empatinin bu durumda işe yaramayacağını düşündüğüm, bir duygu fırtınasını öğrenme fırsatını kaçırmamak için, bu öykü mutlaka okunmalı diye düşünüyorum.

Çıkmaz Sokakta Yürümek, kitapta sonu en çok merak edilen ve bir çırpıda okunan, ancak ''Belki de, acaba mı?'' diye eleştirebileceğim tek öyküsü. Belki de bu kadar didaktik bölümler barındırmasa, acaba topu okura atsa ve bir parça gereksiz diye değerlendirilebilecek açıklamalarla akıcılığı bozmasa, güzel diyaloglarla süren öyküden hiçbir okurun kendiliğinden bir ders çıkartmaması zaten mümkün değil.

Son öykü Spassibo İstanbul, yazarın kitabın sonunda, kendisinden bir kelime aşırdığı için şükranlarını da sunduğu Jak Delon'a adanmış. 

Ayla'nın Rus lokantasında vodKAlina yaptığı öykü ile başlayan kitap, bu kez yolu 1917 Rus Devrimi sonrasında İstanbul'a düşmüş bir sanatçının yalnızlığınını anlatan bir öykü ile de sona eriyor.

Duygu dünyanıza şekil verirken, kütüphanenizde kendisine mutlak suretle yer verilmeyi hakeden kitaplardan, Geniş Zamanlar.

 

* tıbbi karşılığı, memenin herhangi bir sebeple alınmasıdır.

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..