Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '14

 
Kategori
Futbol
 

Volkan Demirel’i “vatan haini” ilan ettirmek!.

Volkan Demirel’i “vatan haini” ilan ettirmek!.
 

Dünden Bugüne Bakış

Daha ne olduğu anlaşılmadan Volkan, Volkan’ı avladı.

Avlayan Bursasporlu, avlanan Fenerbahçeli’ydi.

(Avlayan, 26 Ağustos 2013‘te, Tarbzonspor-Rizespor maçı oynanırken yediği küfürler yüzünden ağlıyor, kenar yönetimine “Beni değiştirin” işareti yapıyor. Arkadaşlarının tesellisi işe yaramıyor. Değişiklik sırasında hakem Bülent Yıldırım da Volkan Şen’i teselli ediyor.

Böylece Türkiye’de bir ilk yaşanıyor, küfür yiyen futbolcu, maçı bırakıyor.

Başkan Hacıosmanoğlu, "Bunlar statlarda olan şeyler. Ahlaksız biri bana küfür etse, ben de mi bırakayım? İlk defa böyle bir şey gördüm. Sahayı terk eden bir oyuncuyla benim yürümeyeceğimi herkes bilir.” diyor. O günlerde Trabzon’da bulunan o zamanki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, futbolcuları ziyaret ettiği sırada, Volkan Şen’i “Futbolda böyle şeyler olur. Zamanla düzelecektir. Fazla problem yapma.”
diye teselli ediyor.

Sonra?

“Suçlu" ilan edilen Volkan Şen, Trabzonspor’dan gönderiliyor.

Geldik bugünlere...

O gün küfür yediği için oyundan çıkan Volkan Şen, şimdi yuvasında. Futbolunu daha da geliştirdi, Bursaspor’da önder; hem de Milli Takım’a seçildi.

Yani, Volkan Demirel’i avlayan Volkan Şen, şimdi “kahraman”...

Ama Kazakistan maçı öncesi, ısınma sırasında yediği “milli küfür”ler nedeniyle, soyunma odasına giden, yararlı olamayacağını söylediği için kadrodan çıkartılan Volkan Demirel, Volkan Şen’in şimdiki çalıştırıcısı tarafından, “Volkan sahada kalmalıydı. Volkan Demirel küfür nedeniyle sahaya çıkmadı. Peki diğer maçlarda da aynı tepkiye maruz kalırsa ne yapacak? Yine sahayı mı terk edecek?” diye eleştiriliyor.

Ne yaman unutkanlık!

Ve dün, tribünlerden kimi densizler, Volkan Demirel için “vatan haini” diye bağırıyor.)


*****

Maça Bakış

İlk anda gol yemek, büyük şaşkınlık yaratır.

Şaşkınlık, bazen de toparlanmayı geciktirir. İlk golü atan, golün yarattığı şaşkınlık geçmeden, ikincisini atmayı düşünmüyorsa, biraz düşünmek gerekir.

Dün, maçın son 10 dakikası sayılmazsa, Bursaspor’un gol yememek, gol yedikten sonra da skoru öyle “idare etmek” görüntüsü veren oyunu Fenerbahçe’ye yol veriyordu. Ne ki, Fenerbahçe’de “son vuruş” denen, golle sonuçlanan “vuruş”ları yapacak futbolcu yoktu.

Maç bir ara iki tarafa, özellikle Bursaspor’a gitti geldi. “Büyük”ler için, berabere kalındığında,  “İki puan yitirdi” denir. Ama Fenerbahçe’nin Bursa’dan bir puanla dönmesi de önemli.

Ya Kuyt’ın beklenmedik, ilginç golüne, Meireles’in yakaladığı, ama kullanamadığı fırsatlar eklenseydi...

*****

Tek Bakış

Caner Erkin, dün iyi değildi.

Oyundan alınan, doğrudan soyunma odasına giden Caner Erkin, gerçekten soyunma odasına gidebilir miydi?

Caner Erkin’e onu değil de, şunu sormak gerekmez mi?

Bu hiddet, bu celâl nedendir?

Yardımcı hakem, Aleks Taşçıoğlu, gözünün önünde olanı görmüyor. Volkan Şen, “Top benden çıktı” diyor. Fırat Aydınus, kararını değiştiriyor. Caner de, çok eski yılların hakemlerine yönelik sloganı olan “gözüne gözlük...” denecek hakeminin üstüne gidiyor, artık, ne diyorsa...

Bunun karşılığı sarı kart... Taşçıoğlu da, bunu not etmek için, göğüs cebinden defterini bir iştahla çıkarıyor ki, sormayın!.

Sonra?

Geliyoruz o 35. dakikaya...

Caner Erkin, tam da serbest vuruşu kullanmak üzereyken oyundan alındığını görünce, elindeki topu yere vuruyor.  Yine o, “Bu hiddet, bu ne celâl nedir?” dedirtecek çıkış!

(Şenol Güneş’in Bülent Korkmaz’a özenmesi... Fırat Aydınus’un, “Bana yapmadı” açıklaması anlamına gelen “işaret dili”yle Şenol Güneş’in çabasını boşa çıkartması...)

Ve ardından gelen özür.

Caner Erkin, “Bana yakışmayan bir şey yaptım.”, “... kime tepki gösterdiğimi bile bilemiyorum” dediğine göre, kendisini frenlemeyi de bilmeli. Bir değer olduğunu unutmamalı...

Ve İsmail Kartal’ın Caner’e hoşgörüyle yaklaşması:

“Genç bir oyuncu. Böyle atmosferi yüksek maçta istemdışı bir hareket yapmıştır. Ben onun ağabeyi, babası gibiyim. Bir anlık sinir. Biz bir takımız. Ben Caner'i tanıyorum. Bir sorun yok, bizim içimizde böyle bir şey olmaz."

(Ne olursa olsun, Caner Erkin, dışa karşı yansıtılmasa da, kulağı çekilmeyi hak etmiştir! Geleceği parlak olan öğrencinin de “hoşa gitmeyen hareketleri” hoş görülebilir, ama bir yere kadar.)


*****

Son Bakış

Tribünlerden, söylediklerinin içeriğini bilmeden, bilinçsizce bağıranların sesleri de yükselir:

“Vatan haini Volkan Demirel!”

(Bunun “işaret fişeği”ni ateşleyen/ler kim bilir ne mutludur!)

Oysa “ironik” söylemler ne güzel:

"Volkan, pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım!”

“İronik” dedik ya, gel de Nazım Hikmet’i anımsama...

Son söz:

“Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:

Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ”

 

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..