Volkangücü: 0 - Semihgücü: 1

Fortis Türkiye Kupası (D Grubu) ilk maçında Başkent'e konuk oldu Fenerbahçe. Rakip renkdaşımız MKE Ankaragücü. Başkent takımları içinde en sevdiğim takım Ankaragücü, hem renklerinden hem de her zaman yendiğimizden. Maçın skoru ne olursa olsun SARI-LACİVERT kazanacaktı bu akşam.

Turkcell Süper Ligi'nin açılış maçını yaptığımız suni çimli sahada diğer maça göre daha iyi oynadılar diyebilirim. Maçın ilk 5 dakikası süperdi, Semih'in kendi mücadelesiyle kazandığı ve ağlara yolladığı güzel gol yine erken geldi, acaba dedim Bursa maçı gibi olacak mı?

Nerede o yoğurdun bolluğu? Zaten mümkün gözükmüyordu. Birkaç oyuncu dışında farklı bir kadro sürdü sahaya Dedemiz. Şimdiye dek forma şansı bulamayanlar için bir fırsat bu Kupa maçları, genellikle diğer takımlar da böyle yapıyor.

Madem bir fırsattı bu maç, kadroya girenler neden iyi değerlendirmezler bu şansı. Tümer haftalardır yok, bir de sakal uzatmıştı Dede'ye inat, hani nerede oyunu? Burak saçını kestirdi, gücü ayaklarına insin, diye. saçıyla daha yakışıklıydı, hem gücü yok hem karizmayı çizdirdi, kaşı gibi.

Deniz'i aradık durduk haftalardır, şimdi oynuyor, ayakları dolaşıyor birbirine. Sürekli hatalı pas ve top kaybı. Yasin, yine eski Yasin, şimdide Lugano'yu taklite başlamış. Ben en çok Ali Bilgin'i beğendim. Gökhan Gönül'ün yerinde oynadı ve ileri uçta oynadığından daha verimli oldu. Josico ve Tümer çıkınca Vederson ve Maldonado girdi oyuna. Vederson henüz hazır değil, çok hızlı pas veriyor, kendi bile yetişemiyor önündeki topa.

Gol olmasına rağmen Fenerbahçe maça konsantre olmamış, öylesine oynadılar ve futbol oynamadan kazandılar. Ankaragücü'nün çok pozisyonu var ama kaledeki diğer Volkan, abisinin yaptığı hataları yapmadı, maçın yıldızı o bence.

Lige kötü başlayıp iyiye doğru yol alan Kanaryalar, kupaya iyi başladılar, puan açısından. Futbol aynı futbol. Şimdi sırada ES ES'ler var. Teknik direktörleri Rıza Çalımbay maçı izledi, bakalım nasıl sunacak ödevini!

Maçın kötüsü ise yaramaz çocuk Kazım Kazım'dı. Çocuğa bir şeyler oldu. Bügünkü gazetelerde maaşına zam istediği haberi vardı, hangi yüzle istemişse? Formayı yere attığı için mi? Hocaya saygısızlığı ya da maçtaki başıboş davranışları için mi? Kendisine faul yapıldıktan sonra yan hakeme bir şeyler söyledi, küfür ettiği yönünde kararla direkt kırmızı kartı gösterdi orta hakem. Hakemin yönetimi güzeldi, az kart vardı ve doğru kararlar verdi, belki ortada bir oyun ve temposuz bir maç olduğundan.

"Başkentte Fener Alayı" başlıklı bir yazı yazmak isterdim, Fener'i vardı ama Alay'ı yoktu sahada. Belki de aslar İstanbul'daki Fenere Alayını izlemek için bırakıldılar. Ama gerçek şu ki, orta saha da Alex'in olmadığı bir maç, skor ne olursa olsun göz doldurmuyor. Semih bir hücum bir orta saha derken çok erken yoruldu ve sürekli rakiplerin darbelerine maruz kaldı. Alex olsa yükü ve darbelere maruz kalma olsaılığı % 50 düşerdi.

Bu iyi başlangıç sonuna kadar sürer mi, bilinmez. Bursaspor ve Eskişehirspor da var grupta. Bir de Tokatspor, o bile gözüne kestirmişti Fener'i. Kurt kocayınca köpeklerin maskarası olurmuş ya, öyle işte.

Yine de bayram çoşkusu gibi oldu, Cumhuriyet Bayramı kutlama yazısı yazamamıştım, şimdi buradan kutlayayım genç Cumhuriyet'in 85. yaşını, Fener alayı niyetine. Fener Alayı akşam yapılıyor nasıl olsa.

Bu arada ek bir bilgi vereyim: 1910 yılında kurulan MKE Ankaragücü'nün sarı-lacivert renklerini Ulu Önder Atatürk seçmiş. Fenerbahçe ligde yalnız kalmasın, diye belki de.

Kutlu olsun Yüce Milletimize her ikisi de!


Resim alıntıdır:

http://www.fenerbahce.com/