Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '09

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Vücudunuzda 24 saat boyunca neler olduğunu biliyor musunuz?

Vücudunuzda 24 saat boyunca neler olduğunu biliyor musunuz?
 

resim internetten.


Bilim adamları, seksten beslenmeye, spordan hobi ve eğitime kadar insan için en uygun ve verimli saatleri yıllar süren araştırmalar sonucu ortaya çıkardılar.
Saatlere göre insan vücudunun durumu ve gereksinimleri şöyle sıralanıyor:

01.00: Kan ve idrardaki ürik asit bu saatte doruğa çıkar. Gut hastaları en yoğun ağrıları bu saatte çekerler.

02.00: Mesanenin işlevini sınırlayan Vasopressin hormonu devreye girerek, gece yarısı sık sık tuvalet ihtiyacının ortaya çıkmasını engeller.

03.00: Astımlıların kriz saati. Adrenalin iyice düşer, nefes boruları daralır, kasılmaları sağlayan histamin maddesi yayılır. Bu yüzden astım ilaçlarının yatmadan önce alınması gerekir.

04.00: Uykunun en derin olduğu bu saatte kan dolaşımı en azami noktaya düşer. Organlara oksijen ve besin dağılımı azalır. Kan dolaşımı da düştüğünde bazı organlarda işlev bozuklukları ortaya çıkabilir.

05.00: Uyku hormonu Melatonin bütün vücudu etkisi altına alır. Bu nedenle saat 05.00'te kalkmak insanlara çok güç gelir.

06.00: Kalp atışlarını hızlandıran hormanlar yayılır. Kadın ve erkeklerde üretkenlik bu saatte doruk noktasındadır.

07.00: İltihaplanmayı engelleyen hormanlar bu saatte en etkisiz dönemdedirler. Bu nedenle romatizmal hastalıkları olanların ağrıları artar.

08.00: Kan basıncı ve vücut ısısı artarak stres hormonu Cortisol'un yükselmesi sağlanır. Kalp krizi tehlikesi bu saatte daha yoğundur. Migren ağrıları da bu saatte artar.

09.00: Midenin en iyi hazmettiği saattir. Bu nedenle kahvaltının bu saatte yapılması öneriliyor.

10.00: Beynin algılama gücü artar. Vücut dirençlidir. Sınav ve konferanslar için en uygun saattir.

11.00: Direnç gücü düşmeye başlar. Bulaşıcı hastalıklardan korunmak gerekir.

12.00: Kan basıncı arttığından felç geçirme riski vardır. Temiz havada gezinti ve dinlenme önerilir.

13.00: Mide yoğun çalışmaya başlar. İdrar üretimi artar. Sık sık tuvalet ihtiyacı duyulur.

14.00: Hazım nedeniyle yorgunluk meydana gelir. Bu saatte dinlenmek gerekir. Kaza riski artar.

15.00: Ağrı duyma hissi bu saatte iyice düşer. Doktora gitmek için en uygun saat.

16.00: Beynin algılama gücü artar. Hafıza keskinleşir. Dil kursu için en uygun saat.

17.00: Sıcak ilişkiler en çok bu saatte yaşanır.

18.00: Yorgunluk başlar. Alkol tüketilmemesi önerilir.

19.00: Bu saatte tat ve duyu hissi daha da gelişeceğinden yemekler büyük bir iştahla yenilir.

20.00: Romatizma ve alerji ilaçları bu saatte alınmalıdır. Mide asidi bu saatte çok yüksektir.

21.00: Zevk alma hissi artar. Müzik dinleme ve TV izleme gereksinimi ortaya çıkar. Enzimler arttığından alkol
tüketimi büyük sorun yaratmaz.

22.00: Bağışıklık sistemi en yoğun bu saatte çalışır. Ancak acı ve ağrı hissi de bu saatte daha güçlüdür.

23.00 Adrenalin düştüğünden direnç azalır. Uyku hormonu Melatonin artar.

Uyunması önerilir. Gece hayatını sevenlerde bu hormon daha geç salgılanır.

00.00: Uyku sırasında beyin yorgunluğunu giderir. Saç ve kıllar uzar. Hamile kadınların sancıları da genellikle geceyarısı gelir.


Yukarıda sıralanan 24 saatlik programın bir analizini yapacak olursak; insan vücudunun doğumundan , ölümüne kadar nasıl olağanüstü bir sistemle çalıştığını görürüz.

Öyle ki, zaman zaman “uyku” için geçirdiğimiz süreye, boşa geçen bir zaman parçası diye baktığımız olabiliyor.

Oysa, bu sure içerisinde vücut sistemleri yavaşlamaya başlar, kalp atışından tansiyona kadar herşeyin temposu düşer ve vücut dinlenmeye geçer. Ancak, insan bilinç olarak uykuda ise de; vücudu sistem olarak kendini tamir eder, bazı hormonlar çalışır, sadece kemikler ve adaleler değil, bütün organlar yeni güne yenilenmiş olarak başlar…

Aslında bu kadar sağlıklı işleyen bir sisteme sahip olan bizlerin, bu “makina” yı gerçekten sağlıklı olarak kullanıp, kullanmadığımızı da ciddi anlamda sorgulamamız gerekiyor...

Bebeklik döneminde anne ve babanın gözetiminde olduğu için, muhtemelen itinalı bir bakımdan geçen kişilerin, erişkinlik dönemlerinden sonra, çoğunlukla pek te bilinçli bir yaşam çizgisi izlemediğini görmekteyiz!

Bunda, toplum olarak sağlığımıza pek fazla önem vermememizin payı bence fazlasıyla mevcut...

Oysa, sahibi olduğumuz bu muhteşem “makina”ların, bizden çok fazla bir talebi de olmamaktadır!

Etrafımızda öyle kişilere rastlıyoruz ki; sahibi bulunduğu arabasına, evine ya da bakmakta olduğu hayvanına

daha fazla onem vermekte, ama kendi sağlığı sözkonusu olduğunda “bana bir şey olmaz” diyebilmektedir…

Bence bu konuda yazacak o kadar çok şey olmasına rağmen, sorunlardan sadece birisini yazmak, bu konuda ne kadar “duyarsız” ve ne kadar “boşvermiş” olduğumuzu göstermek açısından yeterli olacaktır; o da sizlerin de ilk anda aklınıza gelmiş olabileceği gibi; SİGARA tiryakiliğidir!..

Bu hususta, tüm yasaklamalara ve sigara paketlerinde ki “ölümcül” uyarılara rağmen, ne yazık ki sigara kullanımı gelişmiş ülkelere gore çok fazladır…

Çevremizde bazen karşılaştığımız kişilerin merdiven çıkarken, elinde yük taşırken dahi sigara içmeye devam ettiğini görüyor ve üzülüyoruz!
Şimdi bu tabloya bakarak, gerçekten sahibi olduğumuz bu "olağanüstü" makinayı sağlıklı kullandığımızı, bilinçli bir bakım yaptığımızı söyleyebilir miyiz?!

kaynak :
http://www.intersaglik.com/saatlere-gore-insan-vucudu/

 
Toplam blog
: 52
: 1892
Kayıt tarihi
: 05.03.09
 
 

Okumayı seviyorum ve okumanın, insanın içindeki havuza taze suların katılmasını sağladığına inanı..