Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '17

 
Kategori
Cinsel Sağlık
 

Vücut kimyası ve yapay mantığın eş seçiminde yaşadığı çelişkiler

Vücut kimyası ve yapay mantığın eş seçiminde yaşadığı çelişkiler
 

İnsan bedenin kimyasal bir yapısı var ve büyük ihtimalle bu kimyasal yapısını diğer insanlara erkekler için dişilere, dişiler için de erkeklere en iyi şekilde anlattığı yapısı da belki de bu kimyasal yapısı. İnsanlar kimyasal yapılar gereği ya seviyor ya da sevmiyor.

Şöyle düşünün karşıdaki insan çok yakışıklı veya çok güzel; ancak söz konusu birbirine yaklaşmak olduğunda beynin algıladığı frekansta vücut koku yayıyor, normalde nedenini anlayamadığımız bir şekilde o insandan aslında ya hoşlanıyoruz ya da hoşlanmıyoruz.

Mutlaka bu satırları okuyanların da başına gelmiştir; karşıdaki insan çok güzel veya çok yakışıklı ancak yaklaşınca çürük yumurta gibi kokuyor veya tarif edilemeyecek şekilde insanı rahatsız edici bir beden kokusu var. O saatten sonra söz konusu kişi isterse dünyanın en yakışıklı veya en güzeli olursa olsun; o ilişki aslında bir daha başlayamamak üzere bitmiş oluyor.

İnsanlar çoğu zaman güzel kokmak adına astronomik paralar harcasalar da bunun kalıcı bir ilişki için çok fazla bir önemi yok. Yapılan araştırmalara göre aşk kimyasal bir şey ve bu da burunla başlayıp beyinle sona eren bir süreçten oluşuyor.

Canlıların tamamında dişilerin koku alma organlar erkeklerin koku alma organlarından defalarca kez daha büyük olmaları türün devamlılığı ve sağlıklı bireyler meydana getirmek adına seçme görevi de ne yazık ki biz erkeklere değil, kadınlar verilmiş durumda. Yine yapılan araştırmalar bunun sağlıklı çocuklar dünyaya getirmenin en temel kuralı olduğunu söylüyor. Türkiye’deki bedensel ve zihinsel engelli oranının nüfusa göre son derece yüksek olması kadınların hangi etkiler altında eş seçtiğini de belki de kanıtlamaya yetiyor.

Bazı toplumlarda kadın erkek ilişkileri bakımından daha rahat, bazı toplumlar ise birtakım etkilerle karar verebilme yetilerini etkileyen ailevi kurallar, çevre şartları, ekonomik şartlar gibi nedenlerle seçim şansını yeterince kısıtlamış durumda. Seçim şartları ne kadar çok baskı altındaysa ve seçme ve seçilme ihtimali ne kadar azaltılmış durumdaysa toplumdaki engelli oranı, üreme oranı da aynı oranda düşüyor.

Aynı şekilde seçim şansının yaşla da doğrudan bir bağlantısı var. Bir dişide on sekiz yaşında alabildiği koku ile elli hatta daha geç yaşlarda alabildiği koku daha azalıyor ve türün devamı ve sağlıklı olması açısından doğru eş seçimi de otomatikman azalmış oluyor. Bu arada dişiler koku alma yetilerine sahip değillerse Allah göstermesin koku alma duyularını yitirmişlerse ki o zaman ne sağlıklı bir cinsel yaşam, ne de sağlıklı çocuklar dünyaya getirme ihtimalleri oluyor. Grip olan bir dişinin cinsel isteksizliği ve zevk almaması da bunun en büyük işareti olabilir.

Geçmiş zamandan aklınızda bazı kişiler ya kalır ya da hatırlamazsınız. Hatırladığınız veya hatırlamadığınız şeyler; kişilerden ziyade kokular olabilir. Bir genç dişi  en basit en fakir veya en sıradan haliyle bir erkeği tanımadan beğeniyorsa muhtemelen kimyasal olarak bunun ileride sağlıklı çocuklar dünyaya getirebilmek adına bilinç dışı, kimyasal olarak yapmış olduğu seçimdir ve sağlıklı bir beden genellikle yanılmaz.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..