Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '17

 
Kategori
Güncel
 

Vurun Gaziye! Ankara'da Utanç Abidesi Magandalar

Vurun Gaziye! Ankara'da Utanç Abidesi Magandalar
 

Geçenlerde Ankara’da trafik terörünün tırmandığını bu izlenim ve bilgileri de işin mutfağında çalışan polis memuru arkadaşlarla tesadüfen sohbetlerim esnasında öğrendiğimi söylemiş, bu konuda da Ankara gibi bir şehrin manevi kökenlerinin ön plana çıkarılarak tekrar kişilik kazandırılması gerektiğini bundan da toplumun her kademesinde insanın üzerine düşeni yapması gerektiğini dilemiştim

Derken haber kanallarına bir haber düştü ve belden aşağısı tutmayan gazi iki asker Eskişehir yolunda trafik magandalarınca öldüresiye dövüldüğü haberi düştü.

Suç ve cezaların yetersiz geldiğinden midir yoksa hapishaneler dışarıdan daha rahat olduğundan mıdır bilinmez, suç işleyenler halkın tamamına yakının dilinden Müslüman olarak haykırdığı bir ülkede saygısızlık kaide haline geldi.  Burada bir gariplik var. Böyle olmamalı. Evliyalar şehrinde Hacı Bayram-ı Veli’nin şehrinde magandalık bu denli tavan yapamaz. Seksen bir vilayetinin temsilcilerini ağırlayan ve Türkiye’ye başkent olan Ankara bu durumda olmamalı. Atatürk’ün ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Meclisin hatırasına,  sahip olan Seğmenleriyle ünlü şehir bu durumu, gazilerini bile trafikte sıkıştırarak öldüresiye döven, kültürsüzlüğü, görgüsüzlüğü, kin ve nefret duygularını içinde barındıran gözü dönmüşlüğü hak etmiyor.

Tüm bu nefret söylemlerini saygısızlığı görünce aziz milletim sana neler oluyor yoksa çıldırdın mı demek geliyor içimden. Sen ki “Mevlanaların, Yunusların, Hacı Bektaş-ı Velilerin, Somuncu Babaların, daha nice hoşgörüsüyle Allah dostunu ağırlamış, onların hayır duasını almış bir ümmetsin de tüm bunlar nasıl olabiliyor?

Türkiye'de birçok şehirden zengin olan Ankara banka mevduat oranlarına bakınca kişi başı gelire göre en zengin şehirmiş. Yani diğer şehirlere göre maddi anlamda kısmen banka verilerine göre daha zengin bir şehir. Maddi zenginlik kültürel bozulmaya yol açan bir unsur değildir. Tüm Türkiye'de birçok şehir yatırım bakımından alarm verirken Ankara diğer şehirlere göre kısmen daha şanslı bir şehir. Çılgınlığın nedeni maddi sıkıntıdan dolayı desek, maddi sıkıntı içinde boğuşan diğer şehirler, işsizlik dolayısıyla hemen her gün boşalan şehirlerdeki insanlar ne yapsın?

Köyde yetişenler bilirler. Bir meyve tohumu ham ise onu ekmeye gerek olmaz. Onun toprağa bir kere düşmesi filizlenmesi için yeterli olur. Kötü davranışlar da öyle olmalı.  Ancak bir ham meyveden aşılı bir meyve ağacı yapmak da bir o kadar zor bir iştir. Doğru ay, doğru gün, doğru zaman, doğru insan, doğru kalem gerekir. Ağacı testereyle insan boyunda özenle kesip, ortadan tam ortadan kalemleri sokacak kadar da dikine kesmek gerekir.  Sonra kalemlerin ucu güzelce sivriltilir ve dikine kesilen yerlere en fazla iki kalem sokulrur. Etrafı güzelce nemli toprakla sıvandıktan sonra sıkıca sarılır. Rüzgar kalemin kökünü sarsamamalı nemli toprak iki ayrı ağacı birbirine kaynatmalıdır. Her yıl onlarca ham meyveyi aşılarız ancak genellikle çoğu tutmazken, ham meyve toprağa karışır karışmaz ertesi yıl bakmışsınız tüm bahçeyi sarıvermiş. Mikrop da öyle, yaymaya gerek yok. O kendini logaritmik çoğaltarak artırır ve kısa zamanda dev gibi bir bedeni iki seksen yere serer,  çok sağlıklı nice bünyeler grip mikrobu ile yataklara düşer hatta bazen bir daha da kalkamaz. Ankara’da "İvedik" diye bir cadde hatta Organize Sanayi Bölgesi  var. Birçok insan yaklaşık on yedi bine yakın Kobiye evsahipliği yüz bine yakın işçiye iş veren bölgeyi reklamını yapmak istemediğim şeylerden daha az tanır. Reklamını yapmak istememekle birlikte kötü olan şeylerin reklamı gençlerimiz, insanlarımız arasında logaritmik bir şekilde yapılır. Milletimiz arasında bu kadar özenle, tekrar yaparak onları kültürümüze bilinçli olarak monte eden akıllar bu ektiklerinin, ürün hasatlarını bu şekilde alıyor olmalılar.

Bu ülkede konumuzla alakası yok lakin kadını yerlerde sürükleyen, tekme tokat yerlerde sürükleyen adına ünlü denilen adamlar ve onlara değer veren bizler, onları evlerinden, en mahremlerinden çıkarmayan bizler kadın cinayetlerinden, anne cinayetlerinden, sorumluyuz. Şehirleri bu hale getirmekte bizlerin değer verdiği şeylerin hele de bizlerin hepimizin  suçu yok mu?

Bu hoşgörüsüzlüğün tohumları çok önce atıldı da şu anda hasat mevsimi mi? Bence de böyle olmalıydı. Ekim çok önce yapıldı muhtemelen şu anda hasat mevsimi. Yoksa; kim belden  aşağısı tutmayan bir gaziyi hastanelik edene kadar döver? Bu nasıl bir kin, bu nasıl bir nefret bu nasıl bir hırstır? Gazinin “Gazi olduğumuzu söyledikten sonra daha da fazla dövdüler; biz gazilerden hiç hoşlanmayız dediler” demesi yok mu,sözün bittiği yer…

Gazisine engellisine acımayan bizlerin merhamet duygularına ne oldu? 

(1)http://odatv.com/trafik-magandalarindan-gazilere-saldiri-0511171200.html

(2)http://www.hurriyet.com.tr/ankarada-2-gazi-ve-ailelerine-akilalmaz-saldiri-40634796

(3)http://www.milliyet.com.tr/trafik-magandalari-2-si-gazi-6-gundem-2549837/

(4)https://www.youtube.com/watch?v=gWym7_gPBFk

(5)http://www.yenicaggazetesi.com.tr/trafik-magandalari-gazilere-saldirdi-176540h.htm

(6) http://www.hurriyet.com.tr/milyoner-sayisi-16-bin-kisi-artti-40357105

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..