Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '10

 
Kategori
Öykü
 

Vuslat!

Vuslat!
 

Kaç zaman geçti aradan, geçmişin kederli izlerinden kaç kırık-dökük anı kaldı bana dair tam emin değildim, özlemiştim evet en yalın ve en net ifade bu olmalıydı, "doğupta büyüyüemediğim kasabamızı" özlemiştim!
Yoksul bir taşra kasabasından öte yalnız bırakılmış ve giderek daha yoğun tonda "ötekileştirilmiş" bir "Kürt" kasabasında doğmak, çocukuluğumun en hayta çağlarını, ilk sevdalarımı; yani tepemde ilk kavak yellerinin estiğini orada, o yoksul ve uzak kasabada geçirmiştim.

"Ayrılık" çok alçakça bir pusu gibi hayatımın güzergahına daha çok genç yaşımda kurulmuştu ve ayrılmıştım o ötekileşen-ötekileştirilen kasabamdan.
Aslında bazen acıların insana keyif verdiğini anlarız, belki "mazoşist" bir ruh hali bu ama ayrılıkların sonrasında gelen vuslatlar o keyfin ve o coşkunun aslında herşeye değidiğini bize göstermeye yetiyor.

İşte çocukluğumun ve delikanlılığımın izlerini hala kendisinde taşıdığına inandığım o topraklara doğduğum kasabaya(Batman'ın Beşiri ilçesine) gitmeye yaşadığım acılardan keyif çıkartmaya yani "vuslatı" yaşamaya karar vermiştim ve nihayet karalaştığımız günde arabamıza binip akdenizin gizeminden mezopotamyanın kadim coğrafyasına doğru yol almaya başladık, sabahın 05:30' unda yüreğimde dayanılmaz bir heyecanla yola çıkmıştım, heyecanım eşim ve oğluma da yansımıştı, bunu his etmek zor değildi.

Bu aslında sıradan bir memleket ziyaretinden öte ailemi doğduğum topraklara götürmek, oğlumun mezopotamyanın soylu kültürünü, efsaneleşmiş destanlarını, bir sonsuz ovanın ortasına kurulan bir hanın, bir manastırın, bir medersenin aslında geçmişin acılarının, sürgünlerinin ve kıyımlarının izini taşıdıklarını bilmelesini yaşadığımız ülkenin çok kültürlü ve çok zengin bir mozaiği içerdiğini, ufkunu yeni keşiflere açmasını istedim.
Urfada balıklı gölün mistik havasını teneffüs etmek, Mardinde insanın "taşa" a nasıl hayat verdiğini görmek ve hele bir Mardin gecesinde ruhlarımızı efsunlamak doğrusu müthişti!
Amed veya Diyarbakır; yiğitlik destanlarının, geçmişinde çok büyükl acılar yaşasa da hala kendisini çevreleyen bin yılı geçkin surlar gibi dimdik ayakta duran Amed!

Bambaşka bir coğrafyada olduğunuzu size his ettiriyor Diyarbakır, eğer bir fırsatını bulursanız mutlaka gidin Diyarbakıra, surlara çıkın keçi burcuna çıkın, kenti kuşatan tarihin gizeminde ruhlarınızı dingin bir limana çekercesine yol alın ve mesela, keçi burcunun altındaki "cafe"'de soğuk bir ayran için yerlere serili minderlerde bağdaş kurun bir Kürt ezgisi eşliğinde kendinizi tarihin kollarına bırakın, mem û zinin efsaneleşmiş aşk destanının izini sürün mezopotamyada güneş ve toprağın buluşmasına tanıklık edin!
Ah Hasankeyf öksüz çocuk! Yok olmaya mahkum edilen bir tarih, idam sehpasına yollanan bir küçük çocuk, dicle Hasankeyfe ne çok yakışıyor, hep televizyonlarda gördüğümüz Hasankeyfi soluyorduk doya doya, Midyatı, beyazsuyu unutmak mümkünmü?
Dicleden ve Hasankeyften ayrıldığımızda vakit akşamüzerini gösteriyordu, acele etmem lazımdı, Batmanı hava kararmadan görmek, gecenin mahzun yüzü çökmeden Batmanıma kavuşmalıydım, artık yüreğimdeki heyecan dayanılmaz bir telaşa dönüşmüştü ve bastım gaz pedalına!
Nihayet hava kararmadan Batmandaydık, tam 13 sene sonra orda olmak muhteşemdi!


Ne çok özlemiştim petrol kokusunu, kente ilk girdiğinizde zaten o kokuyu alırsınız ve oğlum hemen tepki verdi" baba bu ne kokusu?" gülüşmüştüm "memlektetimin kokusu" dedim, bize has bir koku bu.
...ve büyük kavuşmaya sadece 16 km kalmıştı Batman ve Beşiri arası sadece o kadrcıktı hayatımın belki de en uzun 16 km'si!


Artık arabanın yönü doğuya, güneşin yükseldiği noktaya doğru yol alıyordu.
İşte karşımdaydı, görünüyordu, eski tekel binası, polis lojmanları, askeriye ne acıdır ki oralarda en ihtişamlı ve kadim binalar gri tonlu binalar oldu hep.
13 sene sonra ayrıldığım kasabdaydım, evimde, doğduğum mahallede, top oynadığım sokaklarda, elma çaldığım bahçelerdeydim!


Bahçemiz sanki küçülmüştü, mahalle ufalmıştı ama değil aslında küçük adımlarımızda herşey bize çok büyük gelmiş meğer çocukluğumuzda.


Bir vuslatın kısa hikayesiydi bu, vuslatın sonrasını yazarım belki...

 
Toplam blog
: 166
: 540
Kayıt tarihi
: 02.09.09
 
 

Batmanın Beşiri ilçesinde doğdum, Mersinde yaşıyorum, edebiyata ilgi duyuyorum, yerel ve ulusal d..