Vuvuzelanın vırt dediği yer...

Merhaba Sevgili Okuyucular,

Dün akşam izlediğim bi haber sonrası, şaşırmak insanoğluna mahsus bişi mi acaba diye merak etmeye başladım. Ben hiç şaşıran bi hayvana şahit olmadım zira. Belki de benim çevremdeki hayvanlar çok mağrur ve öngörülüydü bilemiyorum tabi.

Misal zamanında benim bi muhabbet kuşum vardı. Böyle yeşil tüylü sevimli bişi. Ben hayvana ne bulsam veriyorum. Bi gün kuru fasulye yiyoruz, bu da bakıyo bana melül melül. Dedim ki canı çekmiştir. Minik bi kap hazırladım, biraz kuru fasulye koydum. Şeytan üstüne biraz pilav koyup, yanına soğan kırmam konusunda beni dürtse de yapmadım. Verdim fasulyeyi kendisine. (Beslediğin hayvana saygı duyacaksın sevgili okuyucu, ben hep böyle konuşurdum muhabbet kuşumla.Zat-ı alileri, kendisi vs...) Neyse, bu önce fasulyeye baktı sonra bana baktı. Bakışlarında herhangi bir şaşkınlık yoktu. Benden beklediği bi hareket olduğundan mıdır bilemiyorum. Döndü totosunu, seke seke salıncağına gitti...

Bildiğiniz üzere Dünya Kupası başladı. Ben futbol maçı seyretmesini severim. Ama hani fiks bi cümle vardır ya, güzel maç olsun oturup izliyim abi yoksa işim olmaz diye. Benimkisi o misal. (Fenerbahçe maçlarını tenzih ediyorum) O yüzden, Dünya Kupasında bugün hangi maç var bilmiyorum. Ama güzel maç olduğunu duyarsam ya da rastlarsam oturup izlerim. Geçenlerde de denk geldi Fransa-Uruguay maçı var. Dedim zevkli maç olur oturup izliyim. Maçın düdüğü çaldı, tribünlerden tuhaf bi ses geliyo. Böle arı desem arı değil, sinek desem sinek değil. Telaffuzu zor yazımı nispeten daha kolay Afrika çalgısıymış. Sesiyle o gün müşerref oldum. Vuvuzela. Hani bir takımın taraftarısındır da rakip takım atak yaparken konsantrasyonlarını bozmak için çalarsın bunu anlarım. Zira ben rakip takım olsam, sırf bunun sesini duymamak için atağa kalkmam yemin ediyorum. Ya da tamam Güney Afrika maçlarında takımına destek olduğunu göstermek için sürekli çalarsın. Sizin takım alışıktır ama rakip takım bi yerden sonra,

"Başlarım maçına da Dünya Kupasına da, çekilir mi la bu?" der bırakır maçı.

Bunu da anlarım. Ee bu da değil. Bu adamlar ayırım yapmadan istisnasız her maç aynı tempoyla üflüyolar bu aleti. Ya kardeşim niye üflüyosun. Yok, illa üflicek. Ben sinirimden o maçı tamamen izleyemedim. Sonra da bi daha bakmadım maçlara nasılsa üflüyolardır diye.

Neyse başta da söylediğim gibi, dün akşam haberlere bakıyoruz yemek yerken. (Tam dede gibi oldum, "Hanım Kanal D'yi açıver ajans başlamıştır" demem yakındır) Bi baktım, 2 girişimci arkadaş yada 2 arkadaş girişimci ya da benzer bişi işte Vuvuzelayı Türkiyeye getirmeye karar vermişler. Girişimci 2 arkadaştan biri diyor ki;

"Konfederasyon Kupası'nda görmüştüm, kesin getirirler demiştim bir baktım getirmemişler, ben de Dünya Kupasından önce hemen getireyim dedim".

Bu sırada yanındaki arkadaş da, kafasını yukarı aşağı sallayarak bu fikri can-ı gönülden desteklediğini belli ediyor.

Bakıyorum, şaşıyorum, apişip kalıyorum. O sırada ekranın altında bir telefon numarası belirse ve

"Şimdi Arayın 1 Vuvuzela Fiyatına 2 Tane Alın, Arkadaşınızla Beraber Üfleyin" yazısı çıksa, hemen arayacak moda giriyorum.

Haberde, Vuvuzelanın kaç desibel ses çıkardığını ölçmek için üflemeye çalışan muhabir Allah'tan üfleyemiyor da biraz sakinliyorum. Sonra zurnayla vuvuzela kıyaslaması falan yapılıyor.

Şaşırmanın insanoğluna mahsus bi davranış olduğunu umarak şaşırıyorum. Kafamdan bi dolu şey geçiyor.

-Acaba ilginçlik olsun diye bizim taraftarlar da bundan alırlar mıi?

-Maçlara bi güzel sokarlar mı?

-Federasyon ohh ne güzel kültür kaynaşması diyip izin verir mi?

-Turkcell Super Ligin de içine ederler mi?

-Abartıp düğün derneklerde de zurna yerine vuvuzela üflerler mi...

Öff...

Değiştiriyorum kanalı...

Zurnanın zırt dediği değil ama vuvuzelanın vırt dediği yerde kalkıyorum yerinden...

Ben en iyisi bi çay koyim...

Sevgiler&Saygılar...