Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '20

 
Kategori
Felsefe
 

WABI-SABI FELSEFESİ

Hafta sonu Kuşadası Lost Paradise Beach Cafe'de, Çeşme Alaçatı’da yıllarca turizm alanında başarıyla işletmecilik yapmış ve işyerinin ismini de “Wabi-Sabi” koymuş yeni bir arkadaşla tanışıp sohbet ettim. Konular;  yaşam tarzı, turizm ve felsefeden açıldı. Pandemi nedeniyle sokağa çıkmanın kısıtlı olduğu zamanlarda felsefe konularında çeşitli araştırmalar yapmıştım. Ancak bu yeni tanıştığım arkadaşımın daha önce duymadığım wabi-sabi felsefesiyle ilgili bana anlattıkları ilgimi çekti. Ben de hafta sonumu bu felsefeyi araştırmakla geçirdim.

 

Wabi-Sabi, Japon estetiğinde geçiş ve kusurun kabulü üzerine odaklanmış bir dünya görüşü. Budistlere özgü özgüven, ızdırap ve boşluk/anlamsızlık olmak üzere varoluşun üç işareti öğretisinden türetilmiş bir kavram olup bazen kusurlu, kalıcı ve eksik bir güzellik olarak tanımlanır. Kusurlu güzelliğin daha estetik olduğunu savunan ve gösterişsiz, daha basit bir yaşam tarzını benimseyen Wabi-Sabi 1500’lü yıllarda ortaya çıkmıştır. Kökeni Çin’de Zen Budizmi’ne dayanan, daha sonra meşhur çay törenleriyle bağlantılı olarak bir Japon hareketine dönüşen Wabi-Sabi terimini, zengin tarihi ve kelimelerin anlamlarının yüzyıllar içerisinde değişmesi sebebiyle tam olarak Türkçeleştirmek zor olsa da Wabi’yi “rustik basitlik” veya “sade şıklık” olarak, Sabi’yi ise “kusurlardan keyif almak” şeklinde tanımlayabiliriz. Antik Japon Krallığı’nda “kusur”, aydınlanmanın kilit adımlarından biri olarak benimsenir. Bu sebeple Wabi–Sabi “kusursuz güzellik” kavramını benimser. Mükemmeli ve yeni olanı savunan Batı kültürünün aksine, “zamanın akışı”, yaş alma gibi doğanın işleyişiyle ortaya çıkan kavramlar Wabi–Sabi’de teşvik edilir.

 

Hayatımızı sosyal medya kanalları üzerinden yaşadığı ve takipçilerine kendini mükemmel olarak sunma zorunluluğu hissettiği zamanlardayız. Hayatlarımız sürekli başka hayatlarla karşılaştırılıyor ve bu özellikle akıl ve ruh sağlığımız açısından son derece riskli. Tam da bu noktada Wabi–Sabi’nin insanı rahatlatan prensiplerini benimsemek hayat kurtarıcı olabilir. Çünkü bu yaşam felsefesinde genellikle stresli, yoğun ve her alanda mükemmel olmaya çalıştığımız hayatlarımızın aksine mütevazılığı, kusurlarımızı kabul etmeyi ve sahip olduklarımızın kıymetini bilmeyi öğrenmek şart. Uygulamaya başlamak için öyle ciddi listeler hazırlamamamız, kendinizi strese sokmanız da gerekmiyor. Sadelik ve basitlik, hepsi bu. Eğer bakış açınızı değiştirmeyi başarabilirseniz sahip olduğunuza inandığınız kusurlarınızın da sizin bir parçanız olduğunu kabullenmeniz ve onlarla yaşamayı öğrenmeniz hiç de zor değil.

 

Wabi-Sabi ile ilgili anlatacaklarım şimdi bu kadar. İşin sırrı güven ve pozitif bakış açısında saklı. Sizlere de Wabi-Sabi felsefesini araştırmanızı tavsiye ederim.

 
Toplam blog
: 45
: 271
Kayıt tarihi
: 28.09.11
 
 

İktisat fakültesi mezunuyum.1995 den beri Kuşadası'nda çeşitli yerel gazetelerinde deneme, makale..