Wanted Erkan MUMCU

Erkan Mumcu. Son yıllarda dikkatleri üzerine çekmeyi başarabilmiş genç siyasetçilerimizden biri. Sayın MUMCU AKP'ye geçmeden gençlere yönelik ortaya koymuş olduğu projelerle ünlendi. İnsanlarımızın dikkatini çekti. Öyle ki bu hava onu 58 nci hükümette Milli Eğitim Bakanı yaptı. Böylesine genç bir siyasetçi için iyi bir kariyer olsa gerek. Ama kısa süren bakanlığında Milli Eğitim Bakanlığına YÖK adeta meydan okuyordu. Erkan MUMCU dört ay sonra kurulan yeni hükümette ne yazık ki aynı görevi alamadı. Onun yerini Hüseyin ÇELİK alırken, Erkan MUMCU bu kez kültür ve turizm bakanlığına atandı.

Bu görev en başından beri Erkan MUMCU’yu rahatsız etmişti ki bu görevinde de ancak 2 yıl kalabildi. 2005 yılında Ak Partideki şartları oluşturan Mumcu’nun ayrılması ile birlikte 20 dolaylarında milletvekili ile birlikte Anap’a geçti ve yapılan ilk kongrede genel başkanlığa oturdu. Bu atak da kendi adına olumlu sonuçlanmıştı.

Anavatan partisi sanki yeniden eski günlerine dönecek gibi bir hava bulmuştu kendine. Genç bir genel başkan partide kıpırdamalara sebep olmuştu ki seçim öncesinde güçlü bir şekilde milletin karşısına çıkmak için Ağar’ın DYP’si ile ittifak görüşmelerine başladı. Bu süreçte yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimine Ağar ile ortak karar alarak katılmamış tabandan müthiş bir tepki almıştı. Birçok bölgeden istifalar birbirini kovalıyordu. Bu istifalar karşı parti yönetimi adeta duyarsız kalmıştı. Çünkü DYP ile varılan mutabakata göre Özal’ın tek başına iktidarlarla Türkiye’ye müthiş başarılar tattırdığı Anap artık tarih olacaktı. DYP önce YSK’ya başvurarak ismini değiştirecek, ANAP’ta yarı yarıya ortaklıkla DYP’ye katılacaktı. Nasıl olduysa işler değişti. Hiçbir şey varılan mutabakat çerçevesinde gitmiyordu. DYP yeni kurulan demeyelim de Demokrat Parti’nin tüm yönetim birimlerine kendi adamlarını yerleştirmişti bile. Bu olaya Anap cephesinden tepkiler gelse de birleşmeden kimse vazgeçmemişti. Anap genel kurul yapacak, Ağar da gelip genel kurulda konuşacak ve gönül alacaktı ki öyle olmadı. Herkes Ağar’ı Anap’ın kongresine beklerken bir de baktık ki Ağar Türkçe olimpiyatında. Ve Anap Kongresinde sahneye çıkan Mumcu ağladı sızladı derken kongre kapandı. Ve Anap tüm bu yapılanlara rağmen seçimlere katılmama kararı aldı ve bu kez olmadı belki seçimlerden sonra olur iması ile Anap’ın kapısına adeta kilit vuruldu.

Basın Erkan MUMCU’yu en son Anap kongresinde ağlarken gördü. Ne olduysa bir anda ortalıktan kayboldu. Bütün basın Erkan Mumcu’yu aramaya başladı. Ve aradan bir açıklama geldi ki bir siyasetçi için gerçekten kendi adına yapacağı en kötü açıklama olmalıydı. Açıklama aynen şöyleydi. “Şimdiye kadar eşim benim peşimden geldi, şimdi de ben eşimin peşinden gidiyorum.” Evet Erkan Mumcu büyük heyecan yarattığı birleşme çalışmasını başlatmış bitiremeden hem kendi partisini hem de kendi siyasi hayatını bitirmişti. Bazen Anap sever dostlarımızla karşılaşınca soruyoruz durum ne diye. Verilen cevap gerçekten tuhaf. “Abi belli o ajandı. Geldi Anavatanı dağıttı ve gitti. Görevini tamamladı.” v.b

Ne diyelim hızlı bir siyasi yaşam öyküsü oldu galiba. Geldiği hızda gitti. Hani derler ya geldiği gibi gitti diye galiba aynen öyle oldu. Geldiği gibi uçup gitti. Eşinin peşinden (!)