Web Tasarımcısı nedir? Yenir mi?

Bundan kısa bir süre önce, bir arkadaş toplantısına katıldım. Kısa süre diyorum, yani 2006 senesi içerisinde. Günümüzde internet kullanıcı sayısı bir hayli arttı esasında. Artık 2006 yılında insanlar internet hakkında bir hayli şey biliyorlar değil mi?Aman ne güzel, şirin şirin yazmaya başladım. Ama ne olur ne olmaz, siz yine de kasklarınızı takın. Bir şey olur falan =)

Bu arkadaş toplantısı içerisinde bir şahıs bana mesleğimi sordu. Ben de artık günümüzde bu kavramın bilindiğini var sayarak (daha önceleri sadece Grafiker diyip geçiyordum) "Web Tasarımcı'sıyım"dedim. Aldığım karşılık gayet kısa ve özdü 'Peki,o nedir?'... Mars'tan Atatürk Hava Limanına daha yeni iniş yapmış olan bu arkadaşa hayret ile baktım. O kadar da acımasız değilim, ama artık Web Tasarımcılığı bilinsin, değil mi yani? =)

Evet, şimdi başlıyoruz. Bu meslek sahibi arkadaşlar ne yaparlar? Ne yer, ne içerler? Neye gülüp, neye ağlarlar?

Web tasarımcısı sadece ve sadece İnternet sayfası tasarlar... Evet, bu kadar. Banner yapar, E-bülten yapar, Flash animasyon yapar. İnternet sayfası içinde görülen tasarımları yapar. *Program yazmaz* ), HTML bilse kendisi için çok iyi olur ama sular seller gibi bilmese de olur. ASP bilmez, .NET ve diğer web progamlama dillerini bilmez ve hatta yakınından geçmez. Kravat takmaz, takım elbise giymez, topuklu ayakkabı giymez. O zararsız, sessiz, rahat ve şirin bir şeydir.

Öncelikle, şunu söylemek gerek. Seneler sonunda öğrendiğim çok net bir şey var ki, o da ajanslarda çalışan Grafiker arkaşların Web tasarımcısı olamayacakları ve aynı şekilde Web tasarımcısı olanların da baskı grafiğinin ne olduğunu bilmedikleri. Bu iki alanın 'tasarım' kelimesi dışında ortak noktası yok. Web tasarımı, acı ama, bir çok kısıtlayıcı şeye sahip. Grafikerler bu konuda biraz daha şanslılar. Tabi bu benim fikrim. Yine de kilobayt, ekran çözünürlüğü ve kodlama gibi kelimeler içerisinde kıvranan Web tasarımcılarını Grafikerlerle kıyaslamadan rahat edemiyorum. Ama, sabahlara kadar broşürdü, posterdi, Billboard'dı demeden, gözleri kurbağa gibi olana kadar çalışan Grafiker arkadaşların da kıskanılacak bir tarafları yok gibi...

Web tasarımında bir çok öğeyi bir arada düşünüyoruz. Herkesin ortak olarak kullandığı ekran çözünürlükleri (800x600 - 1024x768 gibi), kullanılan resimleri Kb ağırlıkları (ki kaliteli de görünmesi lazım, sıkıştırırken ne yapacağız? Haydi bakalım...) ve eskiden 'web safe renkleri' diye bir hadise vardı ki, off of... Dinozor Web tasarımcısı arkadaşlar bilirler, sadece 256 renk skalası içinden renkleri seçerek (evet, bu renkler de korkunç renklerdi) tasarım yapmaya çalışıyorduk. Hangi yiğit arkadaş çıkıp da, bir tasarımcıya al sen bu korkunç fosforlu renklerle tasarım yap diyebilir? Neyse, şükür ki o günler geride kaldı. Artık ekran kartları yemek bile pişirebiliyorlar. Hala bazı standart sınırlamalara sadık kalıyoruz tabi. Ekran çözünürlüğü bunlardan birisi ama çok da zorlayıcı bir konu değil. Bence en sorunlu şey Kilobayt ağırlığı. Program dillerinin getirdiği bazı ufak sınırlamalar olsa da, bunlar çok zorlayıcı değil. Sonuçta Programlama teknolojisi çok ilerilerde. Her zaman bir kaç adım önde olmak zorunda.

Milliyet Blog internet sitesini yaparken, hem çok eğlenceli, hem de çok sıkıntılı zamanlar geçirdik. Projeleri güzel bir ekiple yapıyoruz. Ve ben bu ekibin içinde bulunmaktan çok memnunum. Her ne kadar bir şeylerden şikayet etsek de, biz tasarımcılar anlaşılmadığımızı düşünsek de, sonunda mutlaka bir orta yol buluyoruz. En azından biz sadece bir şeyler beğendirmeye çalışıyoruz. Bir de 'Programcı' denen, kusursuz işleyen site alt yapısından sorumlu bir zavallı var ki, o konuya hiç girmiyorum. =)