Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '14

 
Kategori
Siyaset
 

Weimarer Republik

Bugünlerde Türkiyedeki politik çalkantılara analiz yaparken tarihe dönüp Avrupada ve Türkiyede geçmişte yaşananları hatırlamamız faydalı olabilir düşüncesindeyim.

Weimarer Republik;

Almanya birinci dünya harbinden sonra 1918 den 1932 ye kadar bir demokrasi tecrübesi geçirmiş, Sosyal demokratlar iktidara geçmiş, fakat muhalif partilerin yanında basının, universitelerin, kültür ve sanat önderlerinin, entellektüel camianın ağır eleştirilerine uğramıştı. Bu eleştiriler şimdi bizde olduğu gibi yedilip yutulmayacak derecede, ağır, hakaretamiz tarzda seviyesiz polemikler neticede Nazilerin, Hitlerin başa geçmesine sebep olmuşlardır. Her iki tarafta birbirini vatana ihanetle suçlamıştı. İktidar 1 inci dünya harbi tahribatını, bilhassa ekonomik yönden oldukça ortadan kaldırmıştı. Muhalif taraf iktidara oyverenlerin eğitimsiz halk tarafından, işçiler tarafından temin edildiğini ileri sğrmüştü. Tıpkı CHP nin iktidara oy verenlerin mantık hatası yaptığını, küp kafalıların olduğunu söyleyerek , adeta avama hakaret etmeyi yeğlemiştir. Bugünkü demokratik değerlerle o günlerdeki eleştiriler analiz yapıldığında o günlerdeki muhalifler koalisyonun Almanyadaki demokrasinin çökmesine sebep olduğu kabul edilmektedir. Bugün Türkiyedeki politik arenada konuşanların Weimarer Republikte olanları bilmediklerini sanıyorum. Enteresan olanı Almanyadaki iktidarda SPD yani Sosyalistler, Türkiye de ise muhafazakar bir parti iktidarda. Yoksa daha ağırbaşlı, ciddi argümanları önerirlerdi. O zaman Almanya o yapılan hatalar sayesinde diktatörlüğünü yaratmıştı.

Türkiyenin yakın tarihi hafızalarımızda tazeliğini koruyor.

27 mayıs darbesi:

İnönü ile Menderesin demokrasiden uzaklaşan kavgaları 27 Mayıs darbesine zemin hazırlamıştı. Demokrat partililer CHP nin gençleri ve orduyu isyana teşvik ettiğini iddia ederken, CHP ise Harbiye talebelerinin kıyma makinelerine verileceğini, Kızılaydaki emlakın Koraltana ait olduğunu, Menderesin diktatörlüğe gittiği propagandasını yapıyordu. Bu kutuplaşma ordudaki cuntanın darbe hevesini körüklemiş, olan demokrasimize, ve halkımıza olmuştu. Türk adaletinin kara lekesi Yassıada mahkemeleri kurulmuş, Menderes ve arkadaşları idam ettirilmiş, 400 e yakın DP milletvekilleri taraftarı siyasiler en azından on sene hüküm giymişti. Türkiye de her nekadar yeni anayasa yapılarak , güya özgürlükler anayasal güvenceye kavuçmuştu. Fakat orduda kötü bir anane başlamış asker vesayeti senelerce sürmüştü. Kutuplaşma artmış, ordu fealarca muhtıra vererek Demirelin şapkasını alıp gittiği, istifa ettiği unutulmadı. Daha kötüsü alevi, sunni, sağcı (Ülkücü) solcu gençlerin katliamı, Maraşta, Sivasta, Malatyada, Çorumda devam etmiştir. Bu tarihi yüz kızartıcı olayları unutmak mümkün olamaz. Weimarere republikle benzerliği muhalefet cephesinin ayni gurupların olmasıdır.

12 Eylül darbesi:

6 aydan fazla cumhurbaşkanını seçemeyen politikacılar, Ecevitle Demirelin inatlaşması Ordudaki cuntanın darbe hazırlığını körüklemişti. Binlerce gencimizi bu vesile ile kaybetmiştik. Yüzbinlerce insan hapse edilmiş, yahut yurtdışına kaçmak durumunda kalmıştı. Almanya dada bilhassa musevi asıllılar, demokratlar yurtdışına kaçtılar, kaçamayanlarda Hitler tarafından katledildi. Bu arada Türkiyeyede musevi asıllı ilim adamları, Profesörler geldi. Olan gene demokrasimize olmuş, askeri vesayete 30 sene boyun eğmemize sebep olmuştur. Ecevit o devrede hata yaptığını itiraf etmişti.

Binşerce vatandaş, bilhassa solcular ve Kürtler yurtdışında, birnevi sürgünde yaşamak zorunda kaldı.

17 Aralık operasyonu :

Erdoğanın ve Ak partinin Laiklikten uzaklaşması mevcut cemeatlar yasağına uymaması Fethullahın dini imamlığının dışına çıkarak Türkiyedeki siyasi ve ekonomik yapılanmasına kendi şiarına uyan dizaynı vermesi iktidarın kendi yaptığı hatanın cezasına maruz kıldı. Erdoğan cemeatın hatalarını ifade ederken laikliği savunucusu olurken, muhaliflerin,muhalif köşe yazarlarının daha düne kadar Fethullahı suçlarken bugün onun aktivitelerinin doğal olduğunu savunması akıllara durgunluk getiriyor. Ona çeriatçı bir imam olduğunu söylerlerdi. Halbuki bu dini lider imamlığı dışında değil Türkiye çapında, dünya çapında siyasi ve ticari işlere yön verdiği ortaya çıktı ve muhaliflerce destek gördü. Bundan daha abes bir davranış olabilirmi. Erdoğanada imam lakabı takılmıştı. Böylece imamlık, dolayısı ile Erdoğanı itibarsızlaştırmak istenmişti. Atatürk laikliği getirdkten sonra dini tedrisatı kaldırmıştı. İmamlar kulaktan dolma bir eğitim görmüşler, softalaşmışlardı. Erdoğanın imam hatip mezunu olması onun siyasette dini yapılanmaya destek verdiği yatsılanamaz. Dindar bir gençlik istediğini, Çamlıcaya cami yaptırması, Hazreti Muhameddin hayatını ders konusu yaptırması, güya islamiyetin gereği Türban taşınmasına onbir sene enerji harcaması, imam hatiplilerin universite sınavlarında eşit haklar kazanmasını kanunlaştırması, şahsının laik olmadığını devletin laik olacağı acaip savunucusu olmasıda şimdi kendisini İmam Fethulafın karşıtı konumuna girmesi devletin laik olmasının ne derecede ehemmiyetli olduğu gerçeğini anladığı görülmektedir. Yaptığı bir hatayi diğer bir hata ile düzeltmeğe çalışıyor. Cemeat faaliyetlerinin yasak olduğunu hatırlması gerekirdi. Hayret ettiğim iş adamlarını menfeatları gereği Fethullaha yanaşmaları, siyasilerin oy kaygısı ile ondan destek aramaları Türkiye demokrasisi için ne derece tehlileli olduğunun farkında olmadıklarını gösteriyor. Erdoğandan kurtulmak için Fethullahın tercih edilmesi, hakimlerin , savcıların onun faaliyet cemberine düşmeleride demokrasimimizin Weimardaki hataların tekrarı gibi görünüyor. Düne kadar HSYKnın, 12 eylül anayasasının aleyhinde olan muhalif cephenin şimdi onun savunucusu olup her ikisindeki hataların düzeltilmesine karşı çıkmaları demokrasiyi içlerine sindiremediklerini göstermektedir. CHP nin ve MHP nin çözüm sürecine karşı çıkmaları sırf Erdoğan karşıtlığından ziyade Türkiyenin intiharına sebep olacağının farkında olmamalarıdır. Darbecilerin öne çıkmakasına bile razı olduklarını duymaktayım. Tıpkı Hitlerin ortaya çıkmasına çanak tutan Weimarer republikte olanları hatırlatmaktadır. Erdoğanın mübaşirlik dahi yapamayacağını söylemekle Bahçeli hakaret etmeği muhalif olmanın gereği olduğunumu zannediyor. Kılıçdaroğlunun Başbakana baş çalıcı demekle ne demek istediğini anlayamadım. Erdoğanın konkret ne çaldığının dosyasını açıklaması gerekir. Yoksa şimdiye kadar Demirelin kokoska dosyaları gibi isbatsız kalan dosyaları ile inandırıcılığını kabul ettiremez.

Yassıada mahkemeleri sırasında Ağrı mebusu Halis bey demişti ki: Aşiret kavgaları olduğunda kendisini taraflara kabul ettirmiş ermişler ortaya çıkıp barışı sağlarlardı. Şimdide Bayar, İnönü kavbgasını yatıştırmak için kimseler yokmu bizi huzura kavuştursun. Şimdi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu rolü oynamak istiyorsada, onun ferasetide hatalı çatışmayı düzeltecek kalitede değil.

Erdoğanın elçilerimize yaptığı konuşmada Davutoğlunun hayal ettği Osmanlılık ihtirasını hatırlatan bir tavırla Meriç fiziki hudutumuz olmasına rağmen tarihimizide unutarak dış politka yapamayız diyor. Roboskide Sabiha Gökçen tarzı bombardımı rezaletinden özür dilemeğe tenezzil etmezken İsrailin Filistin politikasını eleştiremesi sureti haktan görünme arzusundan kaynaklanmaktadır. Deniz Feneri davsında adaleti sağlamaktan imtina ederken HSYK daki yapılanmaya müdaheleyi savunması inandırıcı olmuyor. Binlerce Kürt politikacı ve gazetecilerin tutuklu yargılanmasını içine sindirdiği müddetce samimiyetin şüpheleri artırmaktadır.

Başbakan algı operasyonunun başarılı olamayacağını söylüyor. Doğru olabilir. Çünkü üstedikiler tepinirken olan halka olan oluyor, demokrasimize oluyor. Yunanistanda cunta darbe yaptığında bir rum işçiye onun düşüncesini sormuşdum. Cevabı çok ilginçti. ‘’Benim amele konumuma bir etkisi olmaz. Ben amele olmağa devam edeceğim’’.

Bu gidiş ya Erdoğanı dahada otoriterleştirecek yahutta askeri yeniden yargılatarak Hitler gibi yeni bir ara rejime maruz kalabileceğimiz korkusunu taşıyorum.

Dr.İsmet Turanlı / Köln / 16.12.14

 
Toplam blog
: 41
: 91
Kayıt tarihi
: 31.05.13
 
 

Emekli Tıp Doktoru ..