Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '11

 
Kategori
Sinema
 

Welcome to Burlesque

Welcome to Burlesque
 

 

"Los Angeles'a kaçta otobüs var?"

"Bir sonraki sefer 11:00'de."

"Tamam, bir kişi."

"Tek gidiş mi gidiş-dönüş mü?"

"Dönmemi mi istiyorsun?"

Amerika'yı cebimdeki üç kuruşla otostop ve otobüsle batıdan doğuya katettiğim günlerin üzerinden 30 yıl geçti; ama önümdeki sarışın kızla gişe görevlisi arasındaki diyalog aşağı yukarı böyleydi. Gişedeki siyahinin şaşkın bakışlarına ben de gülümseyince arkasına döndüğü anda tebessümüme çarptı sarışın afet! Sağ elinin orta parmağı havaya kalktı, "F..k" diyerek uzaklaştı. Oysa fırtına yeni başlıyordu. Greyhound'un devasa otobüsünde koltuk komşumdu ve Phoenix'ten LA'a yedi buçuk saatlik yolculuğu hayat hikayesini anlatarak geçirdi. Paragraflar f..k ile başlıyor ve yine f..k ile bitiyordu. Babası ölmüştü. Annesi de tuttuğu erkeği eve getiriyordu! Onların sarhoş muhabbetinden, kavgalarından ve hayvani sevişmelerinden bıkmıştı. Evde o yaşamıyormuş gibi davranıyorlardı. Çalıştığı şekerciden bir avuç şeker araklamış ve Casa Grande'yi terk etmeye karar vermişti. LA'e gidecek, şarkıcı olacaktı!! Taşralı her genç kızın hayali buydu.

*****

Ne sinemaya ne de tiyatroya pek vakit ayırabildiğim söylenemez. Black Swan'ı ve King's Speech'i de uçakta izledim. Şimdi bahsedeceğim film de Kasım 2010'da ABD'de gösterime girmişti ve üç dalda Oskar'a adaydı. Cher'in başrolde olması da filme ilgimi arttırmıştı. Yetmişli yılların başıydı Sonny&Cher'i tanıdığımda. Haftalığımı When You Say Love adlı kırkbeşliklerine yatırmış, babamdan da fırçayı yemiştim. Ermeni asıllı Cherilyn Sarkisian'ın Türk düşmanlığı dahi onun müzikalitesine olan hayranlığımı kırk yıl boyunca değiştirmedi. Birçok Oskar, Emmy, Grammy ve Cannes ödülü sahibi Cher son Oskar töreninde de En İyi Şarkı dalında, You Haven't Seen The Last of Me ile Oskar almayı başardı. Ve Christina Aguilera. Son yıllarda fazlasıyla beğendiğim, bir beyaz böyle siyahi bir gırtlağa nasıl sahip olabilir diye hayretlere düştüğüm genç sarışın da 65 yaşındaki Cher'le başrolü paylaşıyordu.

O film, Burlesque'ti. Yani, Varyete.

Daha ilk sahnelerinde aklıma otuz yıl önceki o anım geldi.

Alice (Christina Aguilera) Iowa'nın küçük bir kentinde bar-girl olarak çalışan bir kız. Patronu iki aydır maaşını ödemediği için -kasadan hakkı olanı alıp- işinden ayrılıyor. Şarkı söylemeyi, dans etmeyi seviyor ve filmin başındaki Something's Got a Hold On Me ile solo performansı müthiş. Neyse, Alice otobüse atlıyor ve LA'e geliyor. Bütün gün iş aramaktan bitkin haldeyken kendini Burlesque Lounge'ın önünde buluyor. İçeriye girmesiyle adeta büyüleniyor ve onu Tess'in (Cher) müthiş parçası Welcome to Burlesque karşılıyor. Tess'ten iş istiyor; ama reddediliyor. Yılmıyor. Barmen Jack'in (Cam Gigandet) de yardımıyla garsonluğa başlıyor. Sonra Tess'e Wagon Wheel Watusi ile dans becerisini gösteriyor ve ilerleyen günlerde de muhteşem sesini. Sonrasını anlatmayayım.

The Sound of Music ve Funny Girl'den sonra hiçbir müzikal beni bu kadar etkilemedi. Son iki ayda defalarca izledim. Cher ve Aguilera olağanüstü sesler. Görüntü şöleni ve danslar da baş döndürücü. Pop'un tanrıçası Cher'in o yaştaki fiziği ve performansı izlenmeye değer. Sevimli Aguilera da güçlü sesiyle rolünün hakkını fazlasıyla veriyor. Filmin müziklerini evde, arabada, yürürken aralıksız dinliyorum. Hele ki son Singapur seyahatimde uçağın medya kanalında da karşıma çıktı ki değmeyin keyfime gitsin.

Sanırım film vizyondan kalktı; ama DVD'si mevcut ve soundtrack albümü de.

Keyifli seyirler / dinlemeler.
 

http://www.youtube.com/watch?v=p2r_8l1c2nQ&feature=player_embedded#at=117

http://www.youtube.com/watch?v=TZFQgqhNoEI

http://www.youtube.com/watch?v=Um3C9Gmpm4Y
 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..