Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '10

 
Kategori
Siyaset
 

Wikileaks...

Son haftalarda dünyada başka birşey konuşulmaz oldu. Bütün medya organlarının ele aldığı tek konu Wikileaks. İsveç merkezli uluslararası bir organizasyonun bu denli dünya gündemini meşgul etmesinin sebebi nedir? ABD Dışişleri Bakanlığı'nın gizli belgelerine ulaştığını ve bunları yayınlayacağını söylediğinde koparttığı gürültünün onlarca katını bu belgeleri yayınladığında koparttı. Daha yayınlamadığı birçok belge olduğunu da söyleyerek…

Öncelikle belgelerin içeriklerinin incelenmesinden daha önemli birkaç hususa değinmekte fayda var. Bir kere ABD gibi tek kutuplu dünyanın hegemon gücü olan bir devletin, bir internet organizasyonundan bile saklayamayacağı belgeleri olmasını, bilişim çağında görülmesi çok da abes olmayan bir bilgi hırsızlığıyla mı açıklamak lazım, yoksa ABD gibi -tek kutuplu dünyanın hegemon gücü olmasının yanında- uzun vadeli ve sistemli planlamalar içinde olan bir devletin en son manevrası olarak mı okumak lazım? Benim şahsi kanaatim bu belge "sızıntıları"nın bir internet hırsızlığı olmadığı yönünde. Dışişleri gibi, bir devletin en gizli olan ve belgelerinin diğer devletlerin eline geçmesini engellemek için yüzyıllardır akıl almaz önlemler alınan bir kurumun "gizli", "çok gizli" vb bilgilerinin bir internet aktivisti tarafından çalınmış olması çok da rasyonel durmuyor açıkçası.

Klasik ABD dışişleri geleneğinden hareketle tüm yaşananların ve ifşa edilen belgelerin bilinçli ve planlanan bir manipülasyonun ilk aşamaları olduğu akla daha yatkın durmaktadır. Tek kutuplu dünyada tek rakibi uluslararası kamuoyu olan bir devletin daha önceki manevralarında da görüldüğü üzere, bir harekete girişmeden önce ikna etmesi gereken bir devlet ya da uluslararası organizasyon değildir.

Afganistan ve Irak müdahalelerinde de açıkça görüldüğü üzere ABD'nin önemli bir girişimden önce uluslararası kamuoyunun algısını şekillendirmek gibi bir önceliği bulunmaktadır. Afganistan müdahalesinde dünya uyuşturucu ticareti yönetiminin kılıfı, nasıl 11 Eylül saldırılarının resmi faili Bin Ladin'in yakalanması ise Irak müdahalesinde de zengin petrol yataklarının kılıfı bir türlü bulunamayan kimyasal silahlardır. Her iki müdahalenin de ortak üst kılıfı olan "demokrasi götürme" emellerinden bahsetmek dahi yersizdir.

Uluslararası medya kuruluşlarına servis edilen ve ifşa edilen "Wikileaks" belgelerindeki amaçlar da yukarıda anlatılan süreçten çok farklı olmayacaktır. Açıklanan belgelerin önemli bir kısmının Ortadoğu bölgesi ile birebir ilişkili olması, bu bölgede oluşabilecek Türkiye'nin liderliğindeki bir oluşumun engellenmesi çabasının ve bölge ülkelerinin klasik bir hamleyle birbirlerine düşürülmesi amacının var olduğu fikrini beraberinde getirmektedir.

-Daha önceki yazılarımda belirttiğim üzere- Türkiye'nin güçlenmesinden rahatsız olan ve kısa-orta-uzun tüm vadelerde rahatsız olacak olan ABD'nin "Wikileaks" yoluyla güttüğü önemli amaçlardan birinin bu olduğu kanaatindeyim. Bölgede Türkiye'nin geleceği konusunda yenilikçi fikirlere sahip olduğu herkesçe bilinen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun adı geçen belgelerde "Neo-Osmanlıcı" ve "tehlikeli" olarak değerlendirilmesi bu genel savımızı destekler niteliktedir.

Bir not da Türk medya kuruluşlarına düşmek gerekmektedir. "Wikileaks" furyası başladığından bu yana meseleye sorgulayıcı bir gözle bakmayı aklından bile geçirmeyen, gündemi medyadan takip eden ulusal kamuoyunu bilinçlendirmek yerine konuyu bir gösteri gibi sunma yolunu seçen medyanın, ulusal sorumluluğunun farkına varması ve bu şekilde hareket etmeye gayret etmesi -yine söylüyorum- uzun vadede önü açık olan ülkemizin faydasına olacaktır.

 
Toplam blog
: 8
: 555
Kayıt tarihi
: 20.12.10
 
 

Üniversiteyi Mülkiye'de Uluslarası İlişkiler bölümünde tamamladım. 5 yıldır Banka müfettişliği yapma..