Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '13

 
Kategori
Kültürler
 

Wilhelm Tell olmak

Wilhelm Tell olmak
 

WİLHELM TELL


Wilhelm  Tell  kimdir,  bilir misiniz?  Kolay değildir elbette Wilhelm Tell olmak. Gerçi çoğu insan belki de ilkokul kitaplarından hatırlar onu, kimisi de hiç tanımaz… Nedense bugün bu kahramanı tanıtmayı kendime görev bildim.O iyi bir avcı, köylüdür ve silahın icat edilmediği zamanlarda avlanırken okunu kullanmaktadır ve çevrede okçuluğu ile ün salmıştır. Şimdilerde is bizim köyden şehre göçmüş yoksul insanlarımız, yardım kuyruklarında bir avuç makarna şeker için çile doldurmakta. İşte karşımda yüzlercesi kuyrukta... Biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz Bir zamanlar İsviçre’ nin bir köyünden Wilhelm Tell, 7-8 yaşlarındaki oğluyla şehre iner. Görür ki orada halkın yoğun olarak geçtiği bir yolda, kaldırımda bir şapkaya herkes selam verip geçmekte. Şapkaysa öyle sıradan bir şapka değil, kenarı süslü, tüylü kendini asilzade olarak gören İsviçre’de o bölgenin Genel Vali’sinin şapkası! Başında birkaç asker nöbette ve gelen geçen halk şapkaya selam vermekte…Arif olmak ya da düşünmek için illa da okuyup profesör olmak gerekmez. Düşünür hayatının ilk mantıklı ve onurlu düşüncesini Avcı Wilhelm Tell.  “Bu bir cansız şapka ve insanlar niçin bu şapkaya selam verir ki? “ der ve geçip gider. Askerler hemen onu durdurur. “Hey ahbap nedir Valimize bu saygısızlığın ?  Koca bir genel Vali’nin şapkası orada ve sen selam vermeden geçiyorsun! “ derler ve dönderip tekrar selam vermesini isterler. O ise:  “ Oraya koyduğunuz şey sadece bir şapka ve ben bunu saçma buluyorum. Selam melam da vermiyorum.” Der. Tartışma uzar, halk toplanır ve “Ne olacak canım bir selam ver geçiver işte.” Diyenler çok olur ama o bunu doğru bulmaz. Neyse, olay genel Valiye kadar intikal eder.Atına atlayan Vali oraya gelir. “Kimmiş bu Beni tanımak istemeyen saygısız adam ?”  diye haykırır. Çevresinde onlarca koruma. “ İşte bu köylü efendim.” Diye sesler yükselir askerlerle birlikte !“Anlat bakalım niçin selam vermekten kaçınırsın? “ diye sorar Vali. O da bu durumu saçma bulduğunu, cansız bir nesneye selam vermenin onur kırıcı olduğunu mantıklı bir şekilde anlatır.Vali ise “Senin cezan ölümdür. Ancak seni bir şekilde affedebilirim. Avcıya ve atıcıya benziyorsun. Şu ağaca oğlunu bağlattıracağım ve işte şu elmayı onun başına koyduracağım. Eğer iyi bir avcıysan onu 25 adımdan okunla vurursun ve canın bağışlanır.” Der. Wilhelm Tell çaresiz kabul eder. Bütün halk bu sefer Wilhelm Tell’in oğluna bir şey olmasın diye dua etmektedir. “İnşallah elmayı vurur da çocuğa bir şey olmaz.” diyenler çoğunluktadır. Halkın yüreği ağzında Wilhelm Tell yayını gerer ve oğlunun başındaki elmayı ağaca çiviler.Herkes bir oh der ama Valinin dikkatini bir şey çeker. Wilhelm Tell’i çağırır ve “Avcı, sözümde  duruyorum, canını bağışladım ama oku atmadan önce koynuna bir şey sakladın, nedir o ? “ diye sorar. O da: “ Okçuluğuma güvenirim, oğlumun başındaki elmayı vuracağımı biliyordum ama ya işler ters gider de oğlumu vurursam diye ikinci bir oku koynuma sakladım ve yemin ederim ki oğluma bir şey olsaydı ikinci ok sizin içindi ” Der. Şimdi bana “Yahu arkadaş memleketimizde de haksızlığa isyan etmiş Köroğlu’lar, Dadaloğulları, Pir Sultan Abdal’lar var, niçin bunlardan bahsetmiyorsun diyeniniz olabilir.Ben bunu anlattım siz de bizim Halk Kahramanlarımız olun olsun bitsin. Ama Wilhelm Tell olayı  bugünle daha güzel örtüşmüyor mu ?Maksadım siyasi propaganda değil. Hangi devirde olursa olsun herkes bir Wilhelm Tell olsun. Köroğlu, Dadaloğlu, Pir Sultan Abdal olsun. Haksızlığa boyun eğmesin. Sorgulasın araştırsın, saçma sapan bulduğu şeye karşı çıkmasını bilsin. Öğrenciysen, öğretmensen, doktorsan, profesörsen, hakim ya da savcıysan, gazeteciysen her ne isen... Yüksek bir makamdaysan bir gün o makamdan zaten ineceksin.  KPDS’de daha yüksek puan almış bir dostumun  çocuğu atama beklerken başka biri bana geçenlerde dedi ki : “Benim oğlan  63 almıştı, bir siyasi sağolsun telefon ediverdi de çok şükür  bir devlet bankasında göreve başladı.50 yaşını aşmış  bir okul  idarecisi: “Devlet geçen yıl Okul Müdürlükleri için sınav açtı. Yatırdık parasını girdik sınava. 1,5 yıl oldu halen atama bekliyoruz. Yanlış anlaşılmasın ben değil hiç kimse atanamadı. Ha , hatırlatayım 15 yıldan beri bu benim kazandığım 3. müdürlük sınavı .” Milli Eğitim Şube Müdürlükleri içinse 10 yıldır bir yönetmelik çıkarılamadı, hepsi vekaleten yürütülüyor.” demesin mi ? Daha niceleri, niceleri var mı yok mu onu siz hesap edin.Ne fark eder ? Dün şapkaya selam bugün selam gelen kişinin emrine selam !  Binlerce koruma ile seyahat eden siyasiler, gidilen yerde felç olan trafik , ağzını açanı bir örgüte bağlamalar, saltanat dersen tam bir saltanat.” “Biz ne dersek o olur, dediğimizin dışında bir şey olmaz! “  zihniyeti, “Cumhurbaşkanı filan camide Başbakan falanca camide , Cuma namazı kıldı.” Gibi haberler… Sahi başka bir Avrupa devletinde “Cumhurbaşkanı filan kilisede Başbakan da falanca kilisede ayine katıldı. Çıkarken de kilise önünde şöyle beyanat verdi dendiğini hiç duydunuz mu ? Duyamazsınız. Çünkü ibadet insanla Allah arasındadır. Başkalarını ilgilendirmez.Bu nedenle ben de sizi günümüzün  Wilhelm Tell’i olmaya davet ediyorum. Neyle mi ? Elbette bir parça bembeyaz (değerli OY) kağıtla… 

 
Toplam blog
: 123
: 1874
Kayıt tarihi
: 02.07.12
 
 

68 kuşağındakileri iyi bilirim. Çalışmam ziraat üzerine. İnsanların ana dilleri ile konuşmalarını..