- Kategori
- Tenis
WTA-İstanbul finali- Serena'yı M.Sharapova'da durduramadı 2-0
Bu yıl 2.düzenlenen ve Dünya’nın en iyi 8 bayan tenis oyuncusunun katıldığı WTA İstanbul turnuvasının şampiyonluğunu, finalde rakibi Rus Maria Sharapova’yı mağlup eden Serena Williams kazandı.
Açtan önce verdiği röportajda ‘’Serena’yı 8 yıl sonra mağlup edecek güç ve formdayım’’ diyen Sharapova gerçekten de bu yıl her zamankinden formdaydı ve finale de 1 maç haricinde zorlanmadan gelmişti ve yarı finalde halen 1 numaralı seri başı olan Belarus’lu Victoria Azarenka’yı set vermeden yenmiş, Serena Williams ise Radwanska ile adeta finalin antremanını yapmıştı.
Her iki başarılı raket de ne kadar formda olursa olsun, otoritelerin ‘’ortada bir maç’’ tahminine katılmadım hiç. Serena Williams daha şanslıydı. Daha çok final tecrübesi vardı ve Sharapova’ya karşı 9-2 gibi çok farklı bir skor üstünlüğü bulunuyordu.
Maçın başında her iki tenisçinin durumuna baktım. Her şeye, tüm tecrübelerine rağmen heyecanlı oldukları belliydi. Sharapova bir duvar gibi, Serena Williams heykel gibiydi. Oyun içinde ise Serena Williams’ın duruşu ‘’bu kupayı ben kazanırım’’ der gibiydi.
Nitekim, maç beklenenden kısa sürdü. 1.5 saat süren maçta Maria rakibine fazla direnemedi ve kendinden oldukça emin gözüken Williams maçı 6-4/6-3 biten setlerle 2-0 kazanıp kupanın sahibi oldu.
Oyunun en çekişmeli geçen game’, 1.sette durum 4-2 iken olanı idi. Oyun her iki tarafa da gitti geldi, gitti geldi, o game’i Sharapova aldı 4-3 yaptı ama devamını getiremedi. Serena Williams hiçbir şeyden etkilenmiyecek kadar soğukkanlı.
Maria, kazanmak için her yolu denedi. İyi de oynadı. Bu yıl zaten genelde hep iyidi. Servisten sayı kazandığı oldu, topu oyunda tuttp sayı kazandı ama Serena’nın güçlü servisleri Maria’nın direncini de kırdı, moralini de bozdu.
Serena Williams o kadar sert servis atıyor ki, Maria topu karşılasa bile ya karşı sahaya atamıyor, ya da güçlükle kurtardığı top, anında yetişemeyeceği bir tarafa aynı serlikte gidiyordu.
Bence bu turnuvada final oynamak da gerek prestij, gerek puan, gerek se de para yönünden başarıdır ve herhalde Maria Sharapova’da bunun bilincinde ve sevincindedir.
Türkiye artık çok büyük uluslar arası organizasyonlara imza atıyor ve bunları rahatça başarıyor. Bu turnuvanın asıl ve en büyük kazananı Türkiye’dir. Milyar dolar verseniz, İstanbul ve Türkiye’nin böyle bir tanıtımı yapamazsınız. Tam 164 ülke bu maçları yayınladı ve bu finali dünyada milyarla ifade edilen bir insan topluluğu izledi.
Bu turnuva aynı zamanda ülke gençliğine tenis sporunu sevdirdi. Tribünler hiç boş kalmadı. Gece saat 02 de 03 de biten maçlarda seyirci tribündeki yerinden kalkıp gitmedi.
Şimdi gönül istiyor ki;
Bu muhteşem organizasyonu başaran Türkiye’nin bu ve bunun gibi turnuvaları gerçekleştireceği bir Wimbledon gibi büyük bir tenis kortu olsun. 60.000 seyirci izlesin. Maçlar salonda değil de büyük ve rahat tribünleri olan bir Tenis Arena’da oynansın.
Tenis sporuna giderek artan ilgi ve hertürlü organizsayondaki üstün başarısı ile Olimpiyat adaylığına talip Türkiye'ye de bu yakışır