Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '07

 
Kategori
Mimarlık
 

XXI. Yüzyılın ilk 10 yılı biterken... [ 1 ]

XXI. Yüzyılın ilk 10 yılı biterken... [ 1 ]
 

Mimarlar Odası ilk ciddi dönüşümünü 70'lerin başında yaşadı.

O yıllarda, Oda'ya katılan ilerici mimarların sektöre ve mesleğin uygulanması sürecine yönelik geliştirdikleri tutarlı kavramsal bakışları sonucunda, ülkemiz proje elde etme sürecine yönelik bir dizi önemli açılım yapıldı.

Bu açılımlar içinde o günkü adıyla OMDU (ortak mesleki denetim uygulaması) olan uygulama ile hem küçük mimarlık (mühendislik) bürosu pratiğine önemli bir derinlik kazandırıldı ve hem de Odanın bugüne kadar geçen kırk yılı da kurgulanmış oldu.

OMDU'ya ya da bugünkü adıyla mesleki denetim uygulamasına (MDU) baktığımızda 3 temel alanın kendisini bu uygulama sonucunda örgütlediğini görmemiz mümkün.

40 yıllık bu uygulama sonucunda; Oda örgütsel ve mali alanda ciddi bir düzen yakalamış, mimari ürünün "büro-tasarım-çizim" alanı bu uygulama ile standartlaştırılmış ve nihayet yerel yönetimler bu uygulamaya karşı bir şekliyle tutumlar geliştirmiştir.

MDU belirli bir dönemin meslek pratiğini önce belirlemiş ardından da onunla pararlel ilerlemiştir. Ancak MDU, bugünkü "mimar/mimarlık" eylemlerinin tümünü içerebilmekte midir?

Bunun yanıtı tek sözcükle HAYIR'dır.

Peki neden?
Bunun temel nedeni MDU'nun sadece ürün ile ilişkilenmesi, o ürünün parametreleri ile geliştirilmiş denetleme, hesaplama ve onaylama prosedürü ile ilintili kalmasındadır. Bir başka deyişle MDU, ürünü üreten süreci "salt küçük bir üretim yeri ve onun iç ilişkilerinin örgütlenmesi" ile özdeş görmekte ısrarcı davranmıştır.

Bu "ısrar" sonucunda; ticaret mevzuatıyla da, çalışan iş güvencesi ve sosyal haklarıyla da, "çizmek" dışında kalan diğer mimarlık meslek pratikleriyle de ve nihayet kendi talebi ile içine girdiği uluslararası meslek pratiğiyle de ilişkilenememektedir.

Bunun doğal sonucu, salt belediye ruhsatı ile ilişkili bir prosedür parçası olarak kalmaktadır. Şüphesiz Oda ve uygulamalarından "mutsuz olan kesim" için bu iyi bir durumdur ama asıl yadırganacak olan, Oda içindeki aktivistlerin büyük bir bölümü için de bu "bu" yeterli görülmektedir. Geliştirme çabaları ya "yadsınmakta" ya da "anlanamamaktadır".

O zaman MDU için yeni bir tartışma başlatmak gerekli midir? Yani, o ya da bu biçimde "yürüyen bu süreç" ve şüphesiz 40 yıllık gelenek değiştirilmesi için çaba harcanmalı mıdır?

Bunun da yanıtı da tek sözcükle EVET'tir.

Önümüzdeki günlerdeki yazılarımda görüşlerimi geliştireceğim bu yeni MDU süreci için, ne tür yeni şeyleri "bulmak ve bu sürece eklemek" gerekmektedir?

Öncelikle mimarlık/mimarın ürünü olan tasarlamak ve çizmek dışında kalan alanların bulunması gerekmektedir. Bu alanlar:
a. "müşteri ikna süreci" ürünleri olan etkinlikler (maket, 3 boyutlu canlandırma, fotoğraflama vb),
b. "yapı maliyetini bulma hesaplama" ürünleri olan etkinlikler (metraj ve kesin hesap, finansman analizleri, şantiye gider hesapları vb),
c. "kullanıcı kararlarını belirleme" ürünleri olan etkinlikler (işlev ve rant analizleri vb),
d. "yapım kararlarını belirleme" ürünleri olan etkinlikler (yapı teknolojisi ve gereç belirleme analizleri),
e. "revizyon kararlarını belirleme" ürünleri olan etkinlikler (restorasyon, dekorasyon vb)
f. "yapı yeri" ürünleri olan etkinlikler (şantiye, uygulama-geliştirme, araştırma-geliştirme vb)
g. "meslek insanını geliştirme" ürünleri olan etkinlikler (üniversite dışı eğitim merkezleri, danışmanlık, fuar vb)
olarak sıralanabilir.

MDU içine alınacak bu yeni etkinliker şu temel ilkeler üzerinde geliştirilecek bir bakış açısı ile ele alınmalıdır:
a. kaliteli bir ürünü ancak kaliteli bir iş yönetimi sağlayabilir,
b. tüketici hakları ancak ürünün tasarımından başlayarak tanımlanırsa korunabilir,
c. tasarımdan kaynaklı haklar kadar sorumluluklar da vardır,
d. ürünün son hali olan "bina" pahalı bir yatırımdır,
e. mesleki ürün sonuç olarak bir "kültür" etkinliği de olsa aynı zamanda, muazzam bir sermaye ile yapılandırılmış yapı sektörünün içinde geliştirilmektedir,
f. mesleki ürünün, engelli, çocuk ve yaşlılar gibi "diğerleri" ile olan ilişkisi, ancak ODA tarafından gözetilebilecek bir pozitif ayrımcılıktır,

Evet...
Bu konuda gelitirdiğim ve ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığım MDU sürecinin ODA içinde yeniden yapılanmasına yönelik yaklaşımlarımı diğer yazılarımda devam edeceğim.

Bugünkü yazımı tamamlamadan önce, MİLLYET BLOG'a teşekkür etmek istiyorum. Çünkü benim gibi "aklı pek sevilmeyenler" için bir etkileşim olanağı yaratılmış durumda.

Bir de "umudumu" belirtmek istiyorum: umarım, bu konulara benim gibi kafa yoran birileri daha vardır....

Dostluk ve Saygılarımla,

 
Toplam blog
: 49
: 8893
Kayıt tarihi
: 22.11.07
 
 

1964 İstanbul doğumlu, Ankara'da yaşayan İTÜ mezunu bir mimarım. 1991-1998 yılları arasında Mimarl..