- Kategori
- İş Yaşamı - Kariyer
- Okunma Sayısı
- 1419
Y kuşağı hakkında yanlış bildikleriniz

Dünya çapında en önemli stratejistlerinden biri olarak tanınan Avustralyalı Michael McQueen iş dünyasına, Y kuşağı hakkında bilinmeyenleri, yanlış bilinenleri ve bu kuşağın dilinden anlamanın yollarını anlatmış. Y kuşağı; 1980 yılı sonrasında doğan kuşak olarak kabul ediliyor ve bu kuşağın iş dünyasındaki önemini anlatıyor. 90’lı yıllardan sonra doğanlar bu kuşağa dahil edilmiyor. Bir önceki kuşak, X kuşağı olarak tanımlanıyor.
McQueen’e göre Y kuşağı X kuşağını örnek almamakta haklı. Çünkü onların dönemine göre bilişim teknolojileri dünyayı artık küresel bir mahalle haline dönüştürdü. Ve doğal olarak hızla gelişen dünyaya ayak uydurma çabasındalar. Y kuşağı bilinenin aksine geçimi zor insanlar değil, daha zorlayıcı ve sorgulayıcı kişilikler. Haklarını bilen, otoriteye boyun eğmeyen, adaletsiz olan ile baş etmeyi becerebilen kişilikler.
Y kuşağının tembel olduğu söyleniyor. Bu da yanlış! Aksine Y kuşağı iş kolik derecesinde değil, iş ve özel hayatın ayrımına varmış, dengeli yaşıyor. Y kuşağı, hırslı ve motive edilmeyi seven ancak anlamlı bir yaşam dengesi kurmaya çalışan insanlardan oluşuyor.
Bencil değil, farkındalıkla hareket eden bir kuşak. Daha sorgulayıcı olmaları sadece çıkarlarına uygun şeyleri duymaya açık oldukları anlamını taşımıyor. Aksine ne yaptığının farkında olarak ilerlemeyi seviyor.
Y kuşağı hep bir önceki kuşak tarafından saygısız olarak tanımlanıyor; ancak bu da doğru değil. Haddini fazlasıyla bilen Y kuşağı saygı göstermeden önce saygının kazanılması gerektiğini düşünüyor ve bu felsefeyle hareket ediyor.
Y kuşağına dair bu önyargıların daha doğrusu bilinen bu yanlışların iyi görülmesi gerekiyor. McQueen de bu kuşağın değişime ayak uydurması, inovatif olması, teknolojiyle iç içe olmasından ötürü dünyayla ve insanlarla doğal bir etkileşim içinde olduklarına inanıyor. Zaten Facebook ve Twitter gibi ağların bu kadar hayatımıza hakim olmasının bir nedeni de bu.
Şimdilerde X kuşağından gelen kişilerin yönetici olduğu iş dünyası, bu kuşağı anlamakta sıkıntı çekebiliyor. McQueen, bu sıkıntının sebeplerini doğru bilinen yanlışlara bağlarken, Y kuşağının gerçekten bugünün patronlarını zorlayıcı özelliklerinin de altını çiziyor. Bu özelliklerden biri de bu kuşağa mensup kişilerin "güvenilir" olmaması. Geleceği aslında çok da iyi planlayamayan Y kuşağı için gelecek; seçeneklerle dolu bilinmeyen bir dünyayı yansıtıyor. McQueen'e göre zaten Y kuşağı insanlarının yapacakları işler de henüz ortada değil.
Y kuşağından itaat beklemeyin!
Y kuşağının en itici özelliklerinden biri ise kendilerini çok beğenmeleri. Mükemmel olduğunu sanan Y kuşağı insanı eleştiriyi kabullenmekte zorlanıyor ve kendini her şeyde yetkin görüyor.
Bu kuşaktan gelen insanların diğer kötü huyu ise sabırsız olmaları. Sürekli şikayet eden ve zor olan için uğraş vermeyen bu kuşak, popüler kültürle iç içe büyüdüğü için hayatın kolay olmasını istiyor. Ancak hayatın çok da kolay olmadığı gerçeği ile yüzleşince depresyon, anksiyate, panik atak gibi sorunları sıklıkla yaşıyorlar. Bugün en yaygın hastalığının depresyon olması da bundan kaynaklanıyor.
Bu noktada Y kuşağından çalışanlara sahip olan yöneticilere büyük iş düşüyor. Onları hayatın heyecanlarla dolu olduğunu anlatarak sürekli motive etmek gerekiyor. Yöneticilere, onları oldukları gibi kabul etmesi gerektiğini salık veren McQueen, "Çalışma saatlerinde esneklik ve rahat bir çalışma ortamı sağlayarak sonuç odaklı çalışmaya önem verilmeli" diyor.
McQueen'e göre, son derece motive çalışan ve haksızlığa tahammül edemeyen bu kuşaktan itaat beklemek yersiz. Gösterdiği çaba karşılığında mutlaka takdir edilmeyi bekleyen bu insanlardan sadık ve başarılı bir çalışan topluluğu oluşturmak istiyorsanız, McQueen'e göre yaratıcılığı ve inovatif olmayı engelleyen yapılardan uzaklaşmalı ve insan kaynakları stratejilerinizi hızla bu insanların çalışma disiplinine göre değiştirmelisiniz.
kaynak; kigem
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Yazınızı okudum,teşekkürler..
Beymihdar 05.10.2011 20:20- Cevap :
- Ben teşekkür ederim beğeniniz ve yorumunuz için. selamlar 06.10.2011 8:30
Sevgili merve..x ve y kuşağı çatışmasından nasibini alanlardanım..artık deneyimden çok bilgi ve bilgiyi doğru kullanmak para ediyor. Orta düzey yöneticiler yani ağırlıklı 70 - 80 arası doğmuş olanlar gelişime ve yeniliğe açık olduğu için bu duruma ayak uydurabiliyor ve y kuşağını yönetebiliyorlar.. 50 - 65 arası ve daha büyükleri için durumun kötü olduğunu düşünüyorum.. O yüzden kendini düşünen Y kuşağının çaktırmadan X kuşağını yönetmesi ve eğitmesi gerektiğine inanıyorum :)..bir tavsiye:)
YaseminSol 05.10.2011 12:24- Cevap :
- Merhaba Yasemin Hanım, Katılıyorum size. Bizler x kuşağına göre yeniliklere daha açığız sanırım. Çoğumuz giderek globalleşen bir iş sahasına sahibiz ve sürekli bilgi edinme, ilerleme, fark yaratabilme çabasındayız. Dolayısıyla bazı geçiş süreçlerine daha dayanıklıyız. Ama dediğiniz gibi "tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" mantığı ile çaktırmadan köklü değişimler yapabiliriz:) sevgiler... 05.10.2011 16:57