Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '09

 
Kategori
Siyaset
 

Ya, bu Baykal Alikıran baş kesen mi Allah aşkına!

Ya, bu Baykal Alikıran baş kesen mi Allah aşkına!
 

Halkı ezdirmeyeceğiz,ülkeyi soydurmayacağız.


05/04/2009

Bu ülkenin ve cumhuriyetin kuruluşunun altında imzası olan CHP aynı zamanda büyük bir misyonu olan siyasi partidir. Böyle bir partinin mutlak hedefi elbette başarı olmalıdır.

Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin’in İstanbul’da göstermiş oldukları performans, yolsuzluklarla mücadele etmeleri, örgüt ve halkla kucaklaşmaları tüm Türkiye’de dalgalanmış CHP ye önemli oy kazandırmış-tır. (Bu gelişme, Baykal sevgisizliğine ve çarşaf kızgınlığına rağmen olmuştur) Yeterli midir? Elbette değildir. CHP Orta Anadolu’da ve Güneydoğuda bir varlık gösteremedi.

Çarşaf, kuran kursu ve tarikat açılımının partiye ne kazandırdığı veya kaybettirdiği tartışılabilinir. Parti içi muhalefet belirgin bir şekilde isyanları oynadı bu açılımlara. Ancak unutmamak gerekir ki, Atatürk bu ülkeyi kurarken çarşaflı, çarıklı şeyh hacı hoca aydın bilgin ayırımı yapmamıştı. O, halkıyla beraber yürümüştü. Ulusal birliğimizi böyle sağlamıştı.

O zaman CHP nin de ülkeyi içine düşmüş olduğu karanlıklardan kurtarabilmesi için adına yaraşır biçimde halkın tümünü kıyafetine, mezhebine, kimliğine bakmadan kucaklaması gerekiyordu. Bunu diğer yazılarımda da belirtmiştim. Kimseyi karşımıza almakla bir şey kazanamayız. Önce birbirimizi sevmeyi ve saygı duymayı öğrenmeliyiz. Dar bir kalıp içinde sıkışıp kalmış insanlarımıza gerek cumhuriyet kazanımlarını gerekse ilkelerinden ödün vermemeyi ancak bu şekilde sevgi ve saygıyla anlatabiliriz. Birbirimizi horlayarak, dışlayarak hiç bir şey elde edemeyiz.

Baykal sevgisizliği

CHP içerisinde ve halkın bir bölümünde Baykal’a karşı aşırı bir soğukluk var. Bu kişiler hep Baykal’a rağmen CHP ye oy verdim veya vereceğim derler. Peki, bu nedendir?

Baykal kötü bir lider midir? Niçin kavgacı hizipçi derler ve bu doğru mudur? Bu sözleri kimler çıkartmıştır ve nasıl bu kadar yaygınlaşmıştır?

Kafamdan şöyle bir analiz yaptım. Baykal Türk Toplumunun beklentilerine uygun davranmıyor mu?

Toplum ile kendisini özdeşleyemiyor mu? Güzel konuşamıyor, kendisini dinletemiyor mu? Sözünün eri değil mi? Savaşçı niteliğini gösterip barışçıl değil mi? Bir liderde aranılan sıfatlar kendisinde yok mu ve de karizmatik değil mi?

İktidar olmaya asla niyeti bulunmayan bir ana muhalefet lideri midir?

Parti içi demokrasiyi birçok insanın demiş olduğu gibi Deniz Bey mi yok etmiştir?

Küçük olsun benim olsun diye mi düşünmektedir?

Fazıl Say yazdığı mektupta haklı mıdır?

Yine birçok kişinin dediği gibi Baykal, Kılıçdaroğlu’ndaki cevheri gördü, İstanbul’da kazanamaya-cağını bilerek sırf onun kariyerini küçük düşürmek için mi İstanbul’a aday gösterdi?

Tüm bunları düşündüm.

Onun hakkında iyi, kötü yazılan binlerce yazı okudum ve ona haksızlık yapıldığı kanaatine vardım.

Bence Baykal tüm liderlik sıfatlarını taşıyan bazı hırçın görünümü altında barışçıl ve çözüm üretmek isteyen bazı da sert görünümlü ama aslında babacan dürüst bir lider. Elinden gelenin en iyisini yapıyor.

Gülmenin en iyi yakıştığı, sağlıklı deneyimli karizmatik bir genel başkan. Peki, o zaman CHP neden bir türlü iktidar olamıyor? İşte, sorunun can alıcı tarafı da bu zaten.

Deniliyor ki kurultaylarda kendisine oy verecek insanlar özenle seçiliyor, kurultaylarda onu yenmek zor, parti içi demokrasi çalışmıyor.

Bu demokrasiyi Baykal mı çalıştırmıyor?

Ya, bu Baykal Alikıran baş kesen mi Allah aşkına! Yoksa bu örgüt aptal mı, geri zekâlı mı?

Böyle düşünenler affedersiniz ama büyük gaf içerisindeler.

Baykal bir yerden bir yere gittiğinde onu karşılamak için hiç gittiniz mi? Yer yerinden oynuyor. Etrafındaki sevgi selini para ile asla oluşturamazsınız. Onun bir elini sıkabilmek, yanına yaklaşmak, onu öpebilmek için erkeği ile, kadını ile millet birbirini eziyor neredeyse. Yani kısaca örgüt Baykal’ı çok seviyor ama partide iyi gitmeyen bir durumlar var. Bu neden kaynaklanıyor bunu da düşündüm.

Lidere ulaşamıyorsunuz, derdinizi isteklerinizi anlatamıyorsunuz. Birileri size engel oluyorlar. Baykal etrafındaki sevgi selinden başka bir şeyi göremiyor böylece. O birileri kendi yerlerini koruma adına yapıyorlar aslında tüm bunları.

Partide örgüt toplantıları uzun zamandır yapılmıyor, mutlaka yapılmalıdır. Yöre milletvekilleri örgüt ile daha içli dışlı olmalı sorunlarını dinleyip çözüm üretmeleri ve bunları gerekirse genel başkanla paylaşmalıdırlar.

Milletvekilleri ve parti üst kurulları kadınları sadece seçimlerde broşür dağıtıp, kapı kapı dolaşan bireyler olarak görmemelidirler. Unutulmamalıdır ki kadınlar partilerin gerçek emekçileridir. Kadınlar olmasa erkekler seçimleri kazanamazlar.

Partide kadına yeterince değer verilmemektedir. Listeler yapıldığı zaman kadınlar ya seçilemeyecek yerlerdedirler veyahut ta listelere giremezler bile. Bu durum birçok kadını gücendirerek partiden uzaklaştırmaktadır.

Seçimlerde aday olabilmek için istenen ücretleri ödeyemeyecek olan gerçek emektar kadınlardan bu ücret istenmemelidir. Paran yoksa siyaset de yok olmamalıdır ve kadınlara gereken önem verilmelidir.

Milletvekilleri sadece özel günlerde değil, sık sık il ve ilçelere gitmeli örgüt ile birlikte olmalı yarın seçim olacakmış gibi projeler üretip birlikte çalışmalıdırlar. İl ve ilçe başkanları gerçekten özveri ile çalışacak üretken insanlardan seçilmelidirler. Çalışmak isteyen kadınlara gidin evinizde oturun dememelidirler.

Kendi belediye başkanlarımızla görüşmek istediğimizde başkanın kapıları açık olmalıdır. Başkanlar seçildikten sonra herkesin başkanı oldukları gibi örgütün de başkanı olmalı, örgütten kaçmamalıdırlar.

CHP yi acımasızca eleştirenler “Gelinen aşamada CHP, yaptığı elitist, kısır ve Genel Başkanlarının süslü grup konuşmalarıyla sınırlı sözel muhalefeti ile ülkede büyük bir muhalefet boşluğu yaşanmasına neden olmaya devam ediyor.”diyorlar. Bence bu büyük haksızlıktır. Ağzı olan konuşuyor işte.

AKP nin tüm yolsuzluklarını meydana çıkaran kimdir? Yolsuzluklarla mücadele eden kimdir? CHP yi ve Baykal’ı sadece basının yazdığı kadar dinleyip değerlendirmek ona bir diktatör gözüyle bakmak çok yanlıştır. Bu arada CHP Genel Başkanı Sn. Baykal Biz bu seçimde iki ana noktada görüşlerimizi esas aldık. diyerek, ekonomik krize 7 maddelik bir paket sundu.

Çözüm üretemiyor denilen CHP nin önerilerini işlerine gelmediği için iktidar bugüne değin meclisteki sandalye çokluğuna göre çoğu kez, ret etmiştir. Çünkü, iktidarın amacı her zaman kendi çıkarı olmuştur. CHP bu seçimlerde iki ana noktayı hedef almıştı. Biri ekonomik kriz, diğeri yolsuzluklarla mücadele...

Baykal sunduğu 7 maddelik öneri paketinde “Otomobil ve dayanıklı tüketim malları ile ilgili o sektörlerdeki sıkıntıyı gidermek ve talebi hareketlendirmek için 6 ay süre ile KDV'yi kaldırın ”dedi.

Başbakan bunu yaptı ve netice ortadadır.

Kılıçdaroğlu’nun forsunu düşürmek için İstanbul’a aday göstermiş olduğu safsatası da tamamıyla Baykal düşmanlarının uydurmasıdır. Çünkü Kılıçdaroğlu’nu kimse tanımazken Baykal kamuya tanıtmıştır. Gürsel Tekin’i İstanbul İl Başkanı olarak o atamıştır.

Şimdilerde halkla tamamıyla bütünleşen bir Baykal izliyoruz. Baykal’ı başbakanla karşılaştırdığımız zaman ne kadar seviyeli ve kültürlü, edepli olduğunu, aradaki farkı görmemek için gerçekten kör olmak gerek. Baykal argo konuşmuyorsa, bu beceremediğinden değil, halkına saygısı olduğu içindir. Bundan dolayı Baykal’dan hiçbir zaman ananı da al git veya ceketimi atsam kazanırım sözlerini işitemeyiz.

Fazıl Say’ın mektubuna gelince gereken cevabı Baykal incitmeden bu değerli müzisyene vermişti. Yerel seçimlerde yakılan yok edilen oylara ve dönen çeşitli entrikalara rağmen CHP 9 milyon oy almıştır. Bu elbette başarıdır. Şimdilerde diğer yerlerde halk ile bütünleşme ve çözüm önerileri için CHP kolları sıvadı.

Baykal partide Sn Erdoğan gibi tek adam değildir. Kimse unutmamalıdır ki bu partinin tüm üst kurulları birlikte karar alırlar. Bazıları yeter ki Baykal’ın önünü tıkamasınlar ve gölge etmesinler. CHP yi ve halkımızı güzel günler beklemektedir.

Baykal’ı eleştirenlere bir de onu dikkatle inceleyip dinlemelerini, sevmeseler de bir hak tanımalarını öneririm. Türkiye’nin Baykal gibi dürüst namuslu politikacılara ihtiyacı vardır. Baykallar kolay yetişmiyor.

CHP de Baykal’ın alternatifi olacaktır bir gün ama henüz erken. Bekleyeceğiz ve göreceğiz. Yine unutmayalım ki onu sevenler sevmeyenlerden daha çoğunlukta olmasalar Baykal çoktaaannn gitmişti. Bunu kimse engelleyemezdi.

Baykal CHP nin en kötü günlerinde başkaları gibi partiyi terk edip kaçmamıştır. Mücadelesine devam etmiş ve partiyi bu günlere getirmiştir. Yiğidi öldürelim ama hakkını da verelim lütfen.

Dış güçlerin CHP yi parçalamak için çıkarttıkları Baykal nefretine kanmamalıyız ve CHP yi desteklemeye devam etmeliyiz. Cumhuriyetin kurulumundan beri çok partiler geldiler ve gittiler ama CHP tüm zorluklara karşın hala ayaktadır ve Atatürk’ün kurduğu, onun ilkelerini her ne pahasına olursa olsun koruyacak ve asla ödün vermeyecek bir partidir unutmayalım.

Seçim çalışmalarımdan ötürü ve arkadan geçirdiğim grip neticesinde günlerdir yazamamıştım. İşte şimdi sanki üç günlük yazdım gibi. Heh heh…

Sevgiyle kalınız…

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..