Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '10

 
Kategori
Güncel
 

Ya barış projesi ya da eski savaa devam!

Ya barış projesi ya da eski savaa devam!
 

Yeniden başlayan PKK saldırıları ve ardından gelen şehit cenazeleri, duygusal özellikleri ağır basan Türkiye’yi yine açmazlara, eski döngülere mahkûm edecek gibi görünüyor.

“Halkın sesi” olarak nitelenebilen internetteki haber ve yazı yorumları, nasıl bir duygu anaforuna yakalandığımızı gösteriyor.

Bu mesajlarda eline silah alıp dağa çıkmak isteyeninden, Öcalan’ı işkenceyle öldürmeye; parlamentodaki Kürt kökenli milletvekillerinin tutuklanmasından Kürt halkını toptan imhaya kadar “çözüm önerileri”(!) pıtrak gibi saçılıyor ortaya.

Saldırılar karşısında her daim muktedir olduğuna inandıkları askerin verdiği çok sayıda şehit cenazesi de, hayal kırıklığı ile birlikte çıldırtıyor bu mesajları yazan insanlarımızı.

Anlaşılan uzun bir süredir unuttuğumuz şiddetin amaçladığı panik ve korku, yeniden hâkim olmaya başladı zihinlerimize.

Televizyonlarda serin klima altında yeni “cehennem senaryoları” üreten bazı emekli askerlerle, kâğıt üzerinde savaş stratejisi imal eden bazı “uzman”lar da tüy dikiyor bu korku iklimine.

Yaşadığımız onca acıdan sonra bırakın doğru tercihi, önce açık ve dürüst bir şekilde gerçeklerle yüzleşmek zorundayız.

Gerçek şudur; 27 yıldır devletin güvenlik ve siyasi organları PKK’nın saldırılarını, yeni şehit cenazelerini önleyemedi.

Devlet, Kürt halkını PKK’nın, diğer ayrılıkçı Kürt siyasetlerinin ve din-çıkar eksenli feodal beylerin etkisinden kurtaramadı.

Türkiye’de siyaset yapan kurumların hiç birinde askeri önlemlerin dışında, ayrılıkçı şiddeti azaltacak, bir arada yaşama kültürüne katkı yapacak bir proje ve öngörü üretilemedi; bazı sivil unsurların ürettiği projeler de “PKK patenli” diye mahkûm edildi.

AKP hükümetinin içeriğini ve sınırını bir türlü belirleyemediğinden, muhtemelen samimi de olmadığından ortaya koyamadığı “Kürt Açılımı”, hayalkırıklığı bumerangı gibi bir rol üstlenip, ülkeyi yeniden şiddetin sarmalıyla buluşturdu.

Kürt etnik milliyetçiliği ise bu dönemde yoksulluk, işsizlik, din, feodal sosyal yapı dâhil bütün farklılıkları ve çelişkileri ustaca lehine çevirerek yükselişini sürdürdü.

Bu açıdan balkıdığında son 27 yılın en kazançlı çıkanı hiç kuşkusuz Kürt etnik milliyetçiliği olmuştur.

Bir başka gerçeğin daha altını çizmeliyiz.

Son birkaç aya kadar şiddetin olmaması ve gencecik insanlarımızı kaybetmememizin nedeni devletin ortaya koyduğu yüksek güvenlik konsepti ve siyasi çözümü değil, PKK’nın saldırılarına kendi iradesiyle ara vermesi olmuştur.

Ne yazık ki bu irade yeniden şiddete başvurarak “bitmediğini, bitmeyeceğini”, devletten “bir şeyler koparmadan” da sinmeyeceğini yarattığı ölüm ve acı tablolarıyla ortaya koyuyor.

Elbette Kürt etnik ayrımcılığını savunan PKK’nın aynı zaman da taşeron bir örgüt olduğuna, ihtiyaç halinde ihale usulü eylemlere imza attığına; hatta AB ülkeleri, ABD ve İsrail’le hem “flört” hem de “ateşli aşk” yaşadığına inanıyorum.

Ama bütün bunlar “gerilla savaşı” taktikleriyle savaşan bir örgütün askeri anlamda etkisiz kılınamayacağı gerçeğini değiştirmiyor.

Çünkü barışa razı edilmeden hiçbir “gerilla örgütü” askeri anlamda yenilmemiştir.

Ne Vietnam’da, ne Latin Amerika’da, ne İspanya’da, ne İrlanda’da ne Afganistan’da, ne de şimdi yanı başımızdaki Irak’ta…

Artık duygu ve öfke nöbetlerinden başımızı kaldırıp, uzun vadeli bir barış projesini tartışmaya başlamalıyız.

Bu barış projesinin demokratik, sosyal, ekonomik hatta siyasi boyutları hiç kuşkusuz bazı ezberleri bozacak ve uzun yıllar boyunca koşullandırılmış kesimleri tedirgin edecektir.

Diğer yöntemler denendiği için, şiddetin son bulması, kan ve gözyaşının olmaması, demokratik eksende siyasi çözümlerle yol alınması için böyle bir barış projesinden başka çıkar yol mümkün görünmüyor.

Ancak buradaki en büyük tehlike, halkın “aman eskisi gibi olsun, 72 milyonda 40 bin kişi nedir ki, bir 40 bin daha gitse ne olur” diyen bir zihniyet kanserine yakalanmasıdır.

Silah tacirleri ve emperyalistler de zaten böyle halkları severler.

 
Toplam blog
: 152
: 700
Kayıt tarihi
: 17.07.08
 
 

Trabzonluyum ve bu kentte yaşıyorum. Kamuda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. Resmi görevimin..