Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '14

 
Kategori
Güncel
 

Ya devlet başa ya kuzgun leşe

Ya devlet başa ya kuzgun leşe
 

msn den


Seçim bitti.

Her zaman olduğu gibi, yine ayrışmak öteki olmak için bir sebep bulduk. Bir türlü biz olamadık, bütün enerjimizi gözünün üstünde kaşın var ile harcamaya devam, seçimin sonucu bu. Kaybedilmiş seçimin açıklaması olmaz, olsa olsa nerde hata yaptık ki seçimi kaybettik vardır.

Yetmiş altı milyon vatandaşın elinde beyaz leblebi ve rakı göremeyiz.

Ya da; hepsinin en azından, yetişkinlerin koltuğunun altında gazete bulundurmasını bekleyemeyiz.

Veya; çok iyi beslendiği için hepsinin ortalama bir seksen beş boyda olmasını hayal dahi edemeyiz.

Zira; Cami cemaatinin, cami içinde bir birlerine gösterdiği nezaketi, saygıyı ve o sıcak dayanışmayı neden dışarıda unuttuğunu sorsak ta cevabını alamayız.

Neden insanlar farklı mekan ve ortamlarda farklı kişiliğe bürünürler diye kendi kendimize sorsak ta cevap bulamayız.

Seçim öncesi; Ak Parti’nin, Yeni Kapı mitingini analiz ederken, kulağı küpeli olmak yada elinde beyaz leblebi ile rakı bardağı olmak, oradaki insanların ruh halini matematiksel formülle kağıda sığdırmaya çalışırken saçmalamak için yeterli bir sebep olamaz.

3 kasım 2002 seçimlerinden beri şu Ak Parti’ye oy veren insanların profilini bir türlü netleştiremedik. Aptal mı demedik, bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam mı demedik, ama bir türlü tanımlayamadık.

Sonra Ak Partinin Yeni kapı mitingine gelenleri analiz etmeye tanımaya çalışırken yine çuvallamışız farkında olmadan.

Acaba; bu mitinge gelenler Türkiye’de yaşamıyor olabilir mi?

Veya; gerçekten bu insanlar git dersen giden, otur dersen oturan, bağır dersen bağıran bir yapıda olup, bu mitinge kim dediyse git diyen oldu da öyle mi gittiler?

Yoksa; bunlara yaklaşık iki milyon uzman görevlendirilip evlerinde bir hafta eğitim mi verildi?

Mesela; Yeni Kapı mitingine git, sakın kaldırımları sökme, toplu taşıma araçlarını ateşe verme, Molotof kokteyli atma, dükkanların camını kırma, kamu mallarını tahrip etme, hatta karıncayı bile incitmeden mitingden evine dön diye beyinleri yıkanmış olabilir mi? Yoksa maazallah iki milyon insanı oraya toplayacaksın, kimsenin kılına zarar gelmeyecek, çevreye zerre kadar zarar verilmeden her kes evine dönecek. Bu işte Sosyologların, psikologların ön göremediği bir terslik var!

İnsan merak etmeden duramıyor. Allah muhafaza, iki milyon Gezici iyi beslenmiş uzun boylu bir araya toplansa, İstanbul’da taş taş üstünde kalmayabilir mi? Koltuğunun altında arada bir gazete taşımak insanı böyle değiştirip, yakıp yıkarak mı demokratik itaatsizlik hakkını kullanmasına sebep olur ki?

Seçim bitti. Kendini 76 milyon Türkiye vatandaşının içinde farklı sananların istemediği bir sonuç çıktı ortaya.

Şimdi ne olacak? 

Şimdi Devlet başa, ya da kuzgun leşe mi olacak? Yoksa her kesin kendini 76 milyon Türkiye vatandaşına dahil görüp, onlardan her hangi birine bu ülkeyi yönetme yetkisi verilişini, Cumhuriyetin en temel ilkelerinde birinin tezahürü olarak görme mecburiyetinin çağdaşlığımıza zeval getirmeyeceğini mi öğreneceğiz?

Bu Ülke’de iktidar olan her demokratik yapıya aynı şiddet ve öfkeyle hücum edildiğine hep şahit olduk. Bu Ülkenin bazı insanları kadar kendi milletini küçümseyen, Devleti aşağılayan, iktidarı yıpratacağım derken memleketi tarumar etmeyi bile reva gören bir başka millet var mıdır acaba? Bu kendini dev aynasında görme sapkınlığı çağdaş olama önkoşulu oldu da biz mi kaçırdık?

Ya da insan hem insan hakları ve eşitlik savunucusu olur da; kendi halkına nasıl aptal, bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam, dağdaki çoban ve iyi beslenemediği için kısa boylu şeklinde küçümser?  

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..