Ya diğer yanda kimler var

Anadolu genelinde resmi açıklamalara göre 10 milyon, resmi olmayana göre ise 13-14 milyon işsiz var. Kimi vatandaşlar perişan vaziyette. Kimisi asgari ücretin çok altında neredeyse karın tokluğuna çalışıyor. İşverenler karlarını katlamak için ülkemizi ucuz işgücü cennetine çevirdiler.

500-600 lira emekli maaşı ile geçinmeye çalışanlar var. Evine bir kilo erik, çocuğuna bir tek simit alamayanlar var. Kahvehaneye gidip dostları ile bir çay içip sohbet edemeyenler var. İşssizliğin dayanılmaz acısını çekenler var. Ya diğer yanda kimler var !

Elini sıcak sudan soğuk suya sokamayanlar var bir yanda. Diğer yanda sıcak sudan soğuk suya sokanlar. Bir yanda sofra bulup oturanlar var. Diğer yanda o sofrayı yaratmaya çalışanlar. Bir yanda sekizden yedi çıkarıp başardım diyenler. Diğer yanda birden iki çıkartmaya çalışanlar.

Bir yanda yatlarda, katlarda, lüks ve safahat içinde yaşayanlar. Diğer yanda bir göz kerpiç evinde kuru ekmeğe talim edenler.

Bir yanda Ortaköy’de vinçle metrelerce yukarı kaldırılan salonda boğaz keyfini çıkararak yemek yiyenler. Diğer yanda yediği ekmeğe suyu katık edenler.

Ülke ülke keyfince dolaşıp beş ve yedi yıldızlı otellerde, alyansları ile kolyeleri ile poz verenler. Diğer yanda Anadolumun toprağını ana bilenler.

Lüks villalar,

Pahalı arabalar,

Binlerce dolarlık saatler,

Takılar, takılar.

Lüks alışveriş merkezlerinde yapılan alışverişler. Yüzlerce dolara alınan çoraplar, gözlükler, giysiler.

Oğulları ve kızları lüks içinde yaşayanlar.

Diğer yanda bir tek ekmek, bir tas çorba peşinde koşanlar. Yoksulluk diz boyu, fakirlik umudun adı.

Kurtuluş savaşında kara, ayaza, yağmura, çamura, yoksulluğa, fakirliğe meydan okuyanlar. Türk yurdu işgal edilirken, Türk insanı katledilirken, çoluğu ile çocuğu ile yaşlısı genci ile cepheye koşanlar. İnsanlarımız, analarımız, bacılarımız, dedelerimiz, babalarımız, oğullarımız. Yoksulluk kaderinmidir! Fakirlik umudunmudur!

“ kibarsın sen
incesin sen
çıtkırıldımsın
‘böyle gelmiş böyle gider’ sence bu
kabayım
öfkeliyim
delidoluyum
‘böyle gelmiş böyle gitmez’ bence bu

senin de var birşeylerin karnında
benim de
gebeyiz ikimiz de yarına
ne kuşku!
gel istersen çıkalım önüne yığınların
duralım iki iki
bir sen söyle bir de ben
görelim kimden yana hırçın
kalabalıklar
bir sen haykır çelebim
bir de ben
görelim ne ses gelir karşı dağlardan
ne söyler bu vatanın taşı toprağı
ağacı kuşu!

kibarsın sen
incesin sen
çıtkırıldımsın
senden doğar senin gibi
kibar
ince
tel duvaklı, çelebim
benden doğar benden beter
elleri al bayraklı!”

Ne güzel anlatmış aslında Hasan Hüseyin!