Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '09

 
Kategori
Siyaset
 

Ya hep beraber ya da hiç birimiz; sol evrensel ahlaki bir önermedir

Ya hep beraber ya da hiç birimiz; sol evrensel ahlaki bir önermedir
 

Bir yerel yönetim temsilci seçimini daha geride bıraktık. Yerel seçim benim için geçen genel seçimde olduğu gibi vesayet ve siyasetin ağırlığını yeniden belirleyecek bir referandum niteliğinde idi ve bu yüzden yerel yönetim, yerinden yönetim, kent üzerine tasarladığım yazıları yazamadım. Ancak seçimler yerel ağırlıklı ve partilerin aday tercihlerinin etkili olabildiğini gösterdi. Belki de benim algıladığımın ötesinde daha elverişli bir siyasal ortam algılaması var ya da vesayeti kimse pek umursamıyor.

Diğer yandan asıl dert Sol’un olmadığı, olamadığı bir seçim daha geçirmiş olmamız.Ülkemize sol bu durumda olsa da tüm dünyada yeniden doğma, kendini yeniden anlamlandırma, kendi özüne dönme çabasında.

İçinde yaşadığımız toplum ırkçılığa göz yummuş, alabildiğine muhafazakâr, ataerkil ve otoriter. Seçimlerde boy ölçüşenleri ise Laik CHP, Türk MHP, Kürt DTP, İslamcı SP, Amerikancı, muhafazakâr, milliyetçi AKP. Demokratlar, solcular, yeşiller seçim ekseninde kendini ifade edecek olanakları halen yaratabilmiş değil.
Bu olumsuzluklara rağmen Millici solun dışındaki sol eksende, özgürlük ve demokratlık kavramları etrafında önemli ayrışmalar yaşandı. Bu ayrışmalarda umut; solu evrensel ahlaki bir önerme olarak gören demokratlarda…

Sol değişimi talep eden; düzenin kötülüklerini yanlışlıklarını bertaraf etmek için değişim isteyen bir yaklaşım. Var olan eşitsizlikleri, özgürsüzlükleri deşifre eden; düzenin içerdiği haksızlıklara karşı “ahlaki bir önerme.” Eşitlik içinde özgürlük yolunu açacak evrensel ahlaki bir önerme.

Sol veri bir zaman mekân aralığında hâkim olan zihniyet çerçevesinden hareketle daha fazla özgürlük ve eşitlik istemine yönelik değişimleri seslendiren evrensel bir sestir.

Burada söz konusu evrensellik iki yönlüdür; hem herkes için geçerli olmalıdır, hem de herkes için geçerli olmadığı takdirde kimse için geçerli değildir.

“Ya hep beraber ya da hiç birimiz.”

Bu yaklaşım solun ahlaki standart’ıdır. Geleneksel sol dil, din, renk, ırk, tercih farkı bilmez, gözetemez. Geleneksel sol bu evrensel ahlaki anlayışın taşıyıcısıdır. Bu anlamıyla üstüne basa basa tekrar etmekte yarar var evrensel olmayan sol sol değildir ve sol hiç kuşkusuz demokrat evrensel ahlaki bir önerme olarak varlığını yeniden ortaya koyacaktır. Ve bu kapsamda yeniden ne olması gerektiği konusunda hem fikir olunacaktır.

Sol için talep edilen değişimin yönü her zaman daha fazla özgürlük ve eşitliktir. Bu talep tek bir topluma hapsedilemez, sol sırf bu nedenle millici bir karakter taşıyamaz, öneremez. Sadece bu toplumda eşitlik çabası bir başka toplumdaki ve orda olan eşitsizliği de gideremediği gibi artmasına da neden olabilir.

Sol bir ideoloji değildir, ahlaki bir önermedir. Yaşam tercihlerimiz yürüdüğümüz yolda yansıttıklarımız, paylaştıklarımızdır sol.

Bu sol geleceği bilmez, insan iradesini esas alır, evrensel olarak öncelikle ahlaki tercihlerinden kaynaklı kapitalizme karşıdır.

Sol doğa yasalarının sınırlayıcı çerçevesi içinde özgürlüğü insan iradesinin kendisini gerçekleştirme serüveni olarak tanımlar. İnsan iradesinin doğa yasalarına teslim edilmesinin sol önerme ile bir alakası yoktur. Doğa sol için göreli sabit bir dış koşuldur, esas olan insan iradesidir.

Sol somut insan üzerinden bütünsellikler değil tekil olan üzerinden siyasetini geliştirecektir. Bu anlamda bireysel ve grupsal farklılıkları anlamlı ve değerli bulmayan, bu farklılıkları tek bir kapta toplamanın değil, aralarındaki farklılığı koruyarak onları ortak bir iletişim sistemine sokmanın adı olacaktır. Çünkü bireysel farklılıkların bir bütün içerisinde eritilmesi kadar ayrı ayrı tutulmasıda anlamlı değildir.

Her birimiz insan olarak kendi öznelliklerimize mahkûmsak ancak bir araya gelerek kendimiz için bir “nesnellik” yaratmakla yetinmek durumundayız. Yani siyasi önermelerimizin bizi aşan bir doğruluğu olamaz. Yaşayan tüm insanlar olarak belirli bir önermede anlaşsak dahi gelecek nesillerin aynı konuda ne düşüneceğini bilemeyiz. Siyasi tercihlerimizi bu çerçevede yapmalıyız; yani daha doğru için birbirimize mahkûmuz.

Ayrıca toplumsal tarihin herhangi bir yönünün olduğunu ileri sürmekte falcılığa girer. Toplumlar önlerine çıkan seçenekler arasında kendi öznel algılamaları doğrultusunda bilinçli ya da bilinçsiz tercihlerde bulunarak değişmektedir. Bu değişimlere şu veya bu yönde anlam yükleyerek onları kendimiz için nesnelleştirmek, bu nesnelliğin gerçekten tarihin özsel niteliğini oluşturduğunu kanıtlamaz.

Sol hayali bir gelişme paradigması ile değil; mutlak doğruların olmadığı, hiçbir insanın kendi görüşünün bir parçasının bile somut insanları aşan evrensel bir doğruluğa sahip olduğunu öneremez. Siyasi tercihlere ancak toplumun içinde bulunarak meşruiyet kazandırılabilir. Bu topluma inmek ve siyaseti orada birlikte oluşturmak anlamına gelir.

Hayalleri ve hayıflanmayı bir an önce bırakarak somut toplumsal talepleri özgürlük ve eşitlik yönünde siyasete dönüştürerek sol olunabilir.

Artık teori yok; toplumsal talepler evrensel değerlerin süzgecinden geçirilerek siyasete yansıtılabilmelidir, yapılması gerekenin hepsi budur.

Kaynak: Batı’yı anlamak zihniyet, değişim, ve kriz/ Etyen Mahçupyan /İletişim yn.

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..