Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ya içindesindir çemberin, ya da dışında...

Ya içindesindir çemberin, ya da dışında...
 

Hayata herşeyin dışında kalarak bakabilmek, içeriden değil de dışarıdan gözlemleyebilmek...

Kocaman bir apartmanın en üst balkonundan, kuşbakışı yaşamı izlemek.
Diğerlerinin hayatlarını kaçamak bakışlarla gözetlemek, aslında kelimenin tam anlamıyla dikizlemek.
Karşıda bulunan diğer binaların içindeki hayatları gözetlemek, bu mekanlarda yaşananlara şahit olmak.

Tuhaf bir durumda, tuhaf bir ruh hali...
Aslında yasak olanın cazibesi, başkalarının mahremine gizlice süzülmek.
Doğrudan dikizlemek ve bunun yarattığı ruh halinin heyacanını yaşamak.

Bu bana Duchamp'ın "Given" yapıtını hatırlattı."Given"da Duchamp izleyiciye kocaman tahta bir kapı sunar, izleyici kapı üzerindeki deliklerden kapının ardındakini dikizler. Hafif öne doğru eğilerek gözünü bu deliklerden birine yerleştirir ve kapının ardında yatar posizyonda görünen kadını izler. "Given" her haliyle izleyeni dikizleyen konumuna getirir. Buna katılan izleyici de kendini röntgenci gibi hisseder. Tabii bu duyguda kapının ardında boylu boyunca, bir çayırda yatar durumda görünen çıplak kadın vücudunun da etkisi büyüktür.

Doğrudan birilerini dikizlemek ve bunun yarattığı ruh hali...

Peki ya dikizlenen, mahremini bilmeden röntgenleyene açan?
İzlendiğini anladığı an, hissettikleri?
Mahremine girildiğini anlaması...

Büyük bir saldırıya maruz kalsa kendini savunabilirdi ama bu durumda tamamen savunmasız, esas korkutucu olan belki de budur. Kişi saldırıya uğradığını bilmiyor bile, yani hiç bir savunması yok.
Aslında hiç adil değil.

İzlenen bunun farkına varmadığı sürece hiç bir sorun yok, bu durumda çok güçlü, tüm doğallığı ile hareket ediyor, eylemleri doğal ve olduğu gibi. İzlendiğini hatta gizlice röntgenlendiğini anladığında, tüm gücünü kaybediyor, doğallığın ona sağladığı avantajı da, artık güçsüz çünkü saldırıya uğradı ve o bunu karşılayamadı. Çünkü bir saldırı olduğunu bilmiyordu.

Dikizleyen için durum farklı o güçlü, ama gücü sadece gizlice yaptığı eylemden değil, bu eylem ile kendini hayatın dışında hissetmesinde. Kendini var olanın dışına çıkardığını varsaymasında.

Peki ya dikizleyen de dikizleniyorsa?
Kendisinin izlendiğini anladığında iki kere güç kaybeder. Öncelikle kendi mahremine yapılan saldırıdan dolayı ardından da, yaptığı yasak eylemden dolayı.
Kendini hayatın dışına yerleştirdiğini, herşeyi tepeden izlediğini düşünürken aslında kendisinin yerde ve hayatın içinde olduğunu anlaması. Tam da dışarıda bıraktığını düşündüğü şeyin içinde olma duygusu.

 
Toplam blog
: 17
: 1687
Kayıt tarihi
: 23.05.06
 
 

Kendisini halen 10'lu yaşların ruh halinden kurtaramamış olan yazar kişi, 30'lu yaşlarına gelmede..