Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '18

 
Kategori
Eğitim
 

Ya İnandığım Şey Hakikat Değilse

Ya İnandığım Şey Hakikat Değilse
 

24 saatten fazla uyuyamazsın. Bu meydan okumayı kabul ediyorum


İnsanların çoğu birbirinden farklı şeylere inanır. Birçok insan bunu normal kabul eder. Çünkü herkes farklı bir ailede yetişmiş, farklı karakterde, farklı milletten, farklı arkadaşlara sahip, farklı farklı bir sürü farklı şeyler… Bu birçok farklılıktan dolayı herkesin ayrı şeylere inanması son derece doğaldır birçok kişi için. Bizim için de bu çok doğal olsa da, aslında hatalıdır, ölümcüldür, hiç beklenmedik sonuçlara yol açabilir. Nasıl mı?

Öncelikle şunu netleştirelim, inanç derken neyi kast ediyoruz? Neye inanç? Bizim burada kastettiğimiz inanç kümesine giren şeylerin 3 ana ortak özelliği var:
Birincisi objektif olması (Mesela çiçek bir bitkidir, ya da iki kere iki dört eder gibi tartışma götürmeyen konular). Bir arkadaşınıza siz mavi rengin daha çok yakıştığını düşünüyorsunuzdur, başkası kırmızının. Burada tek bir hakikat yoktur. Dolayısıyla bu tip sübjektif şeyler konumuzun dışında.
O kesin doğruya ulaşmadığı halde, kişinin şimdisinin ve geleceğinin dramatik bir şekilde etkilenecek olması. (Mesela bir kişinin arabasında büyük bir problem var ve parçayı değiştirmezse araba daha 100 km gitmeden alevler içinde kalacak. Ve adam buna inanmıyor.)
O konu ile ilgili değişmez, tek hakikatin dünya üzerinde birileri tarafından biliniyor olması (ki bu her zaman o konuda ihtisas yapmış ve o ihtisas yapanlardan öğrenmiş olan kişilerdir.) (Araba örneğini verirsek ilgili markanın yetkili servisinde 20 yıldır çalışan başteknisyeni gibi.)

Yanlış inançlar neden istenmedik, hiç beklenmedik sonuçlara yol açabilir ?
Çünkü insanların tutum ve davranışlarını inançları şekillendirir. Örneğin, okul yıllarında yüksek not almanın gelecekte başarıya ulaştıracağına inanan bir öğrencinin önceliği her zaman dersleridir. Araştırır, ödevlerini en güzel şekilde yapar, sınavlarına vaktinde çalışır, notlarını düzenli olarak tutar ve gerçekten de sonuçta alabileceği en yüksek derece ile okulunu bitirir.

Bu kişinin gelecekte başarıya ulaşacağı kesin olmasa bile, “Okul yıllarında yüksek not almanın gelecekte başarıya ulaştıracağına inanması” derslerine kesinlikle dört elle sarılmasına ve büyük ihtimalle de yüksek notla okulu bitirmesine yol açmıştır. Evet, gördüğünüz gibi inanç davranışı etkiledi. Bu, konuya dair olumlu bir örnek idi.
Olumsuz örnek ise, sigara içmenin sağlığına zarar vermeyeceğini düşünen bir insanın sigara içmeye devam etmesi, ayda 300 lirasını kendini ve çevresindekileri zehirlemeye harcaması ve daha 50’li yaşlarında akciğer kanserinden vefat etmesi olabilir.

Olumlu örnekler de, olumsuz örnekler de insanların farklı davranışlarının toplam sayısı kadar çoğaltılabilir.
Sonuç olarak inançlar kritik öneme sahiptirler. Çünkü insanların tutum ve davranışlarını şekillendirirler. Bir konuda değişmez doğruyu yakalayamadıysak ve o yanlışa göre hareket etmekte ısrar ediyorsak, gelecekte bize pahalıya mal olabilir.

O zaman şu soru geliyor akla?
Hangi konuda yanlış üzerinde olduğumu ve bu yanlışın bana pahalıya patlayabileceğini nereden bileceğim?

Cevabı aslında basit:
O konu üzerinde derinlemesine araştırma yapmadıysanız - 1
Konu üzerinde ihtisas sahiplerinin dediklerini o ya da bu sebepten dolayı kaile almadıysanız-2
O şekilde inanmak şu anda işinize geliyorsa; tembel öğrencinin “okul yıllarında çalışsan da çalışmasan da bir” diye düşünmesi gibi ya da sigara tiryakisinin “içen de ölüyor, içmeyen de” diye düşünüp bir tane daha yakması gibi-3

O konu açıldığında başkası size söylese tatmin olmayacağınız argumanlarla karşı tarafı susturmaya çalışıyorsanız, konu açıldığında çabuk öfkeleniyorsanız, ses tonumuz yükseliyorsa ya da tam tersine karşı tarafla alay etmeye başlıyorsanız
Muhtemelen hatalı inancınızı buldunuz demektir. Bu da dördüncüsü idi.

Şimdi karşınızda iki ihtimal var:
Birincisi: Şimdinize ve geleceğinize daha fazla zarar vermemek adına bu tip konuların bir listesini çıkartıp, doğruya inanmanızdan ya da inanmamanızdan hiçbir çıkarı bulunmayan, konusunda otorite kişilerin delillerini araştırmak. Bu deliller üzerinde hiçbir aklileştirme yapmadan objektif şekilde düşünmek. Sonrasında hakikati kabul edip, hayatınızda beyaz bir sayfa açıp, tutum ve davranışlarınıza ona göre çeki düzen vermek.
İkinci ihtimal ise: Aynı şekilde yaşamaya devam edip, en kıymetli varlığınız olan hayatınızı şu anda inanmadığınız ama gerçekleşeceği kesin bir tehlikenin içine atmak. Ve gün be gün düşen bir yaşam kalitesini kabul edip sonunda da o hazin sonla baş başa kalmak... Artık o son neyse.

İnsan irade sahibi ve seçimlerinden %100 sorumlu bir varlık. Hayat ise bir oyun değil, hakikatin ta kendisi.
    

 

 
Toplam blog
: 39
: 757
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Mühendislik eğitimimden sonra (2002), örgütsel davranış alanında yüksek lisans yaptım (2005). 15 ..