Ya kardeşçe yaşam, ya da ayrılık

Kürt Sorununu anlamayanlar, anlamak istemeyenler, ulus devlet yapısını anlatırlar, bu sistemi benimsemiş ülkelerden bahsederler, oralara gitmiş gurbetçilerimizin durumlarını örnek verirler ve Kürtlerin isteğinin saçma olduğunu anlatırlar bize..

Kürtler, 4 bin yıldır, bu topraklarda varlar, yaşıyorlar..

O halde, hangi akılla, hangi fikirle, hangi mantıkla koskoca Kürt halkını, 20 milyonluk bir halkı, nasıl gurbetçiye benzeterek kıyaslarsın; nasıl mülteci muamelesi çekersin;
nasıl bir kaç kişilik bir grup gibi düşünürsün?

Kürtler, 1960 yılında Avrupa’ya gitmiş gurbetçilerimiz gibi gelip, 1960'ta yerleşmedi bu topraklara..

Kürtler, mülteciler gibi, ülkelerinden kaçıp yerleşmedi bu topraklara…

Kürtler, bir değil, iki değil, üç değil, beş-on grup değil; 20 milyonluk koskoca bir halk…

Kürtler, tam 4 bin yıldır bu topraklarda yaşıyor; hani, ‘Türkiye Türklerindir’ dersiniz ya,
işte Kürtler’in, Türkler’den dört kat daha fazla yaşamışlığı var..

Evet, bu halklar neden kardeşçe yaşamak yerine, birinin benliğini öne çıkarıp ötekini bastırıyor?

Çözüm, çözüm ne mi?

Çözüm, ya benlikleri öne çıkarma anlayışını yok edip kardeşçe yaşayacaksınız,
ya da özerklik veya bağımsızlık vereceksin?

İki yol var: ya kardeşçe yaşam için barış; ya da özerklik veya bağımsızlık…

-Mustafa Yıldırım – 03-04-2012