- Kategori
- Güncel
Ya Mursi'nin meşruiyeti ne kadar?
Mursi’nin meşruiyeti ne kadar?
Mısır’da yaşananlar ‘askeri darbe’ mi ‘uyarı’ Arapça anlamıyla ‘ikaz’ veya ‘müdahale’ mi?
Yoksa ‘Mısır demokrasinin balans ayarı’ mı?
Ya da Mısır demokrasisinde Ordu ‘vesayet rejimine’ ‘liderlik’ mi yapmak istiyor?
Bu olup bitenlerden hepimiz ders almalıyız, deneyim çıkarmalıyız.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ordu’nun Mısır halkına olan ‘kollama/koruma’ tavrını eleştirmiştir.
Öncelikle Başbakan Erdoğan’ın; ‘Bölgenin parametreleriyle Türkiye’yi analiz etmek mümkün değildir. Türkiye farklı bir yerdedir’ görüşüne katılıyorum.
Ancak Erdoğan’ın; ‘Sandık demokrasinin namusudur. Elbette sandık her şey değildir, ancak bu sözün ardına sığınıp kimse demokrasi dışına çıkamaz. Şu anda Mısır’da olan azınlığın çoğunluğa tahakkümü, zulmüdür’ sözlerine kısmen katılıyorum, kısmen katılmıyorum.
Başbakan Erdoğan’ın yanıldığı nokta; ‘Mısır’da olan azınlığın çoğunluğa tahakkümü, zulmü değildir.’
Şöyle ki; Mursi’nin devlet başkanı seçildiği Mayıs 2012 seçimlerinin ilk turunda seçime katılım oranının % 46.4 olması ile toplam seçmen sayısının % 53.6’sı ‘demokrasisine’ sahip çıkmadığını açıkça ortaya koymuştur.
Mursi ilk turda oyların % 24.7’sini alarak ikinci tura kalmıştı.
Diğer bir ifade ile kayıtlı toplam seçmen oylarının ancak % 11.4’ünü alabilmişti.
İkinci turda Mursi’nin karşısına eski rejimin temsilcisi, ordu kökenli Ahmet Şefik çıkmıştır.
Ancak seçmen kitlesinin % 51’inin katıldığı ikinci turda seçime katılanların %51.7’si Mursi’ye oy vermiştir.
Sonuç olarak Yüksek Seçim Kurulunca ‘seçme hakkını’ kazanmış toplam seçmen sayısının ancak % 26.4’ünün oyunualabilmiştir.
Mayıs 2012 Genel Seçimleri’nde seçilen Mursi bir ‘azınlık iktidarı’ olarak halkın % 26.4’ünü temsil etmektedir.
‘Demokrasi’ ve ‘çok partili parlamenter sisteme’ inanan ve savunan bir ‘demokrat’ olarak ‘darbe’ olarak tanımlanabilen ‘ordunun yönetime el koyma’ eylemini ‘meşru’ saymıyorum.
Ancak Mursi de ne kadar ‘meşru’ sayılabilir ki?
Mursi ‘demokratikleşme sürecini’ doğru değerlendiremem
Şöyle ki; Mursi hükümeti başta Başbakan Erdoğan ve kurmayları olmak üzere AKP’li politikacıların savundukları gibi ‘halkın iktidarı’ olamadı.
Çünkü halkın ‘devrimci talebi’ yavaşlatılarak engellenmiştir.
Dolayısıyla‘iktidar halka iade edilmeli’ söylemi bir başka ‘Arap Baharı’ na mı kaldı?
06.07.2013, Türkiye