Ya sonra!

Bütün Türkiye’nin kulağı bugünlerde bir akşam ezanında iftarı açmak için, bir diğeri ise Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden gelecek haberlerde.

Soma, Şırnak, Uludere, Gezi, Enflasyon, Akaryakıt zamları, Işıd, Kaçırılan Büyük elçi, Açılım, Dünya Kupası hepsi bir kenarda Unutulacaklar sırasında yerini almış bekliyor. Aklımız fikrimiz iftarda ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde.

Ramazan ayı nimetlerinden faydalanan televizyon imamları bir kenara bir de sosyal medya imamlarının söyledikleri ile günlerimizi geçiriyor, cola ile iftar açmanın mekruh olup olmadığını onlarca yıldır tartışmaya devam ediyoruz. Mekruh mu, haram mı, sevap mı yoksa hiç birimi?

Ramazan bitecek onu da bu yıl unutulacaklar listesine kaydedip uhrevi hayatımıza bir sonraki ramazana kadar virgül koyup on bir ay boyunca bir yanımız haram, bir yanımız mekruh, bir miktar sevap ile yola devam edeceğiz. Seneye Haziran ayı gelene kadar yani 14 Haziran 2015 seçimleri kapımızı çalana kadar.

Ya sonra! Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra neler olacak. Beni bağlayan ve bana ait olan bu görüşlerim yüzünden belki bir çok dost kaybedeceğim ama yazmadan da olmaz diye düşünüyorum. Ak Parti genel Başkan Yardımcılarından Süleyman Soylu’nun söylediklerini hatırlayacak olursak “2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Türkiye’nin geleceği açısından 100 yılın en önemli olayıdır” demişti. Madalyonun arkasına hep beraber bakalım.

Senaryo 1: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından ilk turda olmasa bile ikinci turda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Reisi Cumhur olur. Yedinci kez seçim kaybeden CHP ve MHP de artık sorgulamalar başlar. Yeni bir yönetim anlayışı için parti içi muhalif ses yükselir. Çatırdamalara AK Parti de ortak olur. 3.dönem aday olamayacaklarla Cemaate yakın olan isimler birer birer partilerinden istifa eder. İşte o vakit Merkez sağda CHP nin muhafazakar kesiminin de desteklediği bir oluşum kaçınılmaz olur. Parlamento dışında kalan partilerin bir kısmının da destekleyeceği bu parti hangisi olur onu bilmem. Ama gerek Genç parti gerek ise Demokrat Parti ve merkez sağ kesimler cemaat desteği ile bir çatı altında oluşuma giderler. Sonuç ne olur.. Doğru strateji ve medya desteği ile iktidara ortak olurlar. Ak Parti içinde gece gündüz partisini savunan savaşçı vekillerden bile bu oluşuma destek gelir. Neden? Üçüncü dönem için bir çok vekil 4 yıl beklemeyi göze alamaz. Almaz.  Bu parti ne yapar. Hiç.. Hiçbir şey yapamaz. Bunun defalarca örneklerini yaşadık. Tayyip Erdoğan karizmasını yakalamaları imkansız olacağından iktidar ortağı bile olsalar, en geç 2017 Haziran yada Eylül ayında erken seçime giderler. Onun sonucunu ise nasip olurda görürsek 2017 de yazarız.

Senaryo2: Ekmelettin İhsanoğlu seçimleri kazanır. Ak Parti ilk seçimlerde kan kaybetse de iktidara devam eder. Ama Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden gelen bir mağlubiyet Başbakanı oldukça sarsar. Çünkü başbakan ilk kez kendi adıyla bir seçime giriyor. Bütün planları, bütün oluşumları Çankaya dan döneceği için kan kaybı sürer.  Psikolojik olarak biraz daha hırçın bir yapıya bürünen başbakan bir dönem vekilde olamayacağı için parlamento dışından ne derece etkili olur? O da ayrı bir muamma.  Ekmel bey seçimleri kazanmasıyla beraber eğer Ak parti ile uyumlu bir diyalog sürdürmezse yeniden bir istikrar sorunu mevcut olur. Her halükarda yine bir erken seçim olasılığı gündeme gelir. Sonuç ne olur ?

Netice olarak Cumhurbaşkanlığı seçimleri bir çok kesimin gardını alıp beklemeye başladığı bir seçim olacaktır. Yerelde ve genelde yeni oluşumları da beraberinde getireceği de kesin olan durumlardan biridir. Osmaniye de kaybedilecek bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde kaybeden taraf hangisi olursa olsun;  iç dengeler de bir kayma,  bir nöbet değişimi olacağı da kaçınılmaz bir gerçektir. Bütün senaryoları yan yana koyduğumuzda HDP dışında bütün partiler için, dengelerin yeniden gözden geçirileceği bir Cumhurbaşkanlığı seçimi bizleri bekliyor.

Kesin emin olduğum tek konu var ; Eylül 2014 den sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.