Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '07

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Ya temiz tut ya da!...

Bir önceki yazıma herhangi bir yorum ya da soru alamadığıma göre; bu çevre ve hayatin idamesi konusu pek kimsenin ilgisini çekmemiş anlaşılan! Acaba, dedikodu ya da herhangi bir unlunun ipliğini pazara çıkaracak 1 yazı ile gelseydim, daha mi okunur ya da ilgi çekici olacaktım bilemiyorum! Ama buğun son 1 çevre yazısı yazıp bu konuyu toprak altına 20000 fersah derine gömmeye karar verdim, çevreyi kirletme pahasına!

Arkadaşlar, bırakın biz insanları, diğer canlı türleri ister karada ister suda yaşasınlar, bizler yaşadığımız kara ve deniz üzerinde her kirlettiğimiz minicik bir alanda diğer canlı türlerini de beraberce gömüyoruz o alanlara, belki gözlerimizle canlı canlı kirlenme ve buna bağlı ölümleri görsek, bir daha kendi şahsimiz adına en ufak 1 cop ya da plastik/kimyasal atiği o, alanlara atmayacağımıza yemin bile edebiliriz, ama göz görmeyince gönül bos veriyor anlaşılan!!...

Denizlerimizde yıllardır ola gelen kirlenmelerden dolayı artik ne o eskiden yediğimiz leziz balıklar yumurtluyor nede esemesi okunuyor. Balıkçılarımız balık çeşitlerinin azlığı ve niteliğinden senelerdir şikayette bulundularsa ne oldu? Bugünlerde daha az nitelik ve nicelikte balık bulabiliyoruz denizlerimizde.Kalkan bulmak için balıkçılarımız az kursun altında balık çekmeye çalışmadılar, Ukrayna açıklarında!

Dünya denizlerinde de ayni sıkıntılar var ama biraz daha hafif şekilde atlatılıyor oralarda ki bilinçli avcılar, koruyucular ve tüketiciler sayesinde.
Hepiniz, basın yayın organlarından takip etmişsinizdir Oraca balina ve mavi balina çeşitlerinin Japon ve Norveçli avcılar tarafından yok edilmeye yüz tuttuğunu..
Ya da kuzey buz denizindeki fokların kürkleri için vahşice avlanmasını. Bütün bunlar gösteriyor ki biz insanoğlu yasadığımız cehredeki hayvan ve diğer canlı türlerini ellerimizle yok ediyoruz ve arkada ağıt yakan sadece birkaç sivil toplum kuruluşları! ne hazin 1 son...

Karada da durum pek parlak değil açıkçası; sanayi ve endüstriyel kuruluşların kimyasal atik sularını sorumsuzca toprağa ya da derelere akıtması ve resmi dairelerin koruyucu kolluk kuvvetlerinin yetersizliği, ilgisizliği neticesinde bundan biz insanlar ve diğer canlı türlerinizde etkilenmemesi olası değil mi? İzmit, golcük, cevre kirliliği faciaları daha dun gibi aklımızda değil mi? Hangi sanayi kurulusu, cevre bilinci ile hareket edip; SOX, NOX, CO, CO2 için önleyici tedbir aldılar şimdiye kadar? Neden kanser vakaları çoğaldı ülkemizde, neden bu kadar insan, aile perişan olmak zorunda?

Artik parmak kaldırma vakti geldi geçiyor arkadaşlar! hepinize daha yaşanabilir 1 çevre diliyorum

 
Toplam blog
: 24
: 797
Kayıt tarihi
: 09.04.07
 
 

Merhaba blog arkadaşları, Doğma büyüme İstanbulluyum, ama bununla son zamanlarda iftihar etmek zor..