Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '11

 
Kategori
Edebiyat
 

Ya Toplumcu Şiirde İmge...

Şiirde imgeyi reddedenleri, sadece imge diyenleri az buz anlattım. Peki ya toplumcu şiirin imge anlayışı nasıl olmalıydı o zaman?

Hadi bunun üzerinde aklımın erdiğince konuşalım...

Toplumcu şiir yazmaya yeltenen biri, önce Türk şiirini bilecektir... Kendi alt yapısını bu şiir oluşturacak çünkü. Divan şiiri neydi (en azından gazeli kasidei rubai, tuyug vb arasındaki farkları bilecek), halk şiiri neydi (Koşma, semai, varsağı, türkü vb arasındaki farkları bilecek) Servet-i Fünun, Fecr-i Ati şiiri neydi, Beş Hececiler, Yedi Meşaleciler neydi? Sonrası Garip , toplumcu şairler, İkinci Yeni şiirleri neydi şöyle böyle bilecek...

(Bakmayın siz bazı "usta şairlerin"  "şiirim geldi yazdım", "şiir kendini yazdırır" türü laflarına... Ciddiye de almayın. Usta şairler, bu lafları kendilerine sorulan : "Nasıl şiir yazarsınız?" gibi aptalca bir soruyla dalga geçmek için etmişlerdir... )

Yani, toplumcu şiir yazmaya özenen kişi, önce "deposunu" şiirle dolduracak... Sonra merak sardığı "toplumculuğun" düşünce yöntemlerini kendisinde içselleştirecek. Bunu yapacak ki şiirinde kullanacağı sözcüklerin çağrıştıracağı imgeleri toplumsallaştırabilsin...

Hadi bunu örneklerle anlatayım :

İkinci Yeni şiirinin en çok konuşulan imgelerinden biri şuydu :

"Telgraf tellerinde gemi leşleri"

 Bu imgenin bir okur olarak kafamızda ne çağrıştırdığını bulmaya çalışalım :

1. Savaş zamanıdır, batmakta olan bir gemiden SOS gelmektedir, şair bunu bu imgeyle anlatmıştır. Biraz abarttık sanırım.. Gemilerde telgraf olmaz... Telsiz olur. Uymadı bu açıklama.

2. Şair, telgraf tellerine takılı bir uçurtma görmüş, bunu "gemi leşi" imgesiyle anlatmıştır. Eh mantıklı. O zaman da şiirin "tema" sının "çocuklar, oyun, uçurtma uçurtmak" falan olması gerek ki imge yerli yerine otursun. (İkinci Yeni şiirinde tek temalı şiir yoktur...)

3. Şair, bilinçaltının derinliklerinden bunu imgeyi bulup çıkarmıştır, dolayısıyla bu imge ancak şair tarafından açıklanabilir...

Görüldüğü sayın okur, benim "bilmece-bulmaca şiir" dediğim bu işte... Bunu açıklamak için de İkinci Yeni şairleri "Şiir bir şey anlatmaz"  ya da "okur ne anlıyorsa işte onu anlayıyor" deyip çıkıyorlardı işin içinden...

Peki toplumcu bir şair bu imgeyi kullansa nasıl kullanırdı ?

Sanırım önce şiirin temasını kullanacağı bu imaj üzerine kurardı. Bu tema da olsa olsa yukarıda belirttiğim gibi, "çocuklar-oyun-uçurtma uçurtmak" falan olurdu. Sonra bu imgeyi şöyle değiştirirdi :

"Telgraf tellerinde gemi leşi uçurtmalar"

 İşte imge şimdi yerli yerine oturdu, yani toplumsallaştı.. Okuyucunun bilmece-bulmaca çözmesine gerek kalmadı...

..........................

Bana gelen mesajların birinde "akıllı bir dost": "Şair sizce ille SOLCU mu olmalıdır, ille de SOLCU mesajlar mı vermelidir şiirinde?" diye soruyor...

Bu sorudan anlıyorum ki, benim "toplumcu gerçekçi şiir" lafımdan, şiirde ille "solcu mesajlar verilmesi gerektiği" anlaşılmış... Bu yanlış anlamayı hemen düzelteyim...

Ben "toplumcu gerçekçi şiir" derken asla bir "sol propaganda şiirini" kastetmedim. Tam tersine bu tür bir "toplumcu gerçekçi şiirin" karşısında olduğumu belirten birçok yazı yazdım. Benim derdim şiirin sadece toplumsal çağrışımı olmayan imgelerden ya da bu imgeleri oluşturan sözcüklerden kurulu olmaması...

Şair öyle bir sözcük kullanıyor ki okur anlamını bilmiyor. (İkinci Yeni şairleri, "okur cahilse bana ne" derlerdi, "Okurun seviyesine inmek zorunda mıyız? ") Şairin, okurun anlamını bilmediği sözcükten oluşturduğu imge de elbet havada kalıyor. Şiir, "açıklanma" gereği hissediyor. Ben işte buna karşıyım... Şiir mi yazıyor bu şair, okura bilmece mi çözdürüyor?

Hazır yeri gelmişken demeden edemeyeceğim... Son zamanlarda okuduğum çoğu şiirde, şair adeta sözlük hatta sözlükler karıştırarak okur için hiçbir çağrışımı olmayan sözcükleri bulup şiirinde kullanarak imgeler yaratmayı "marifet" sanmış gibi... Bu İkinci Yeni şiir hastalığıdır... Anlaşılmamak... Ne kadar anlaşılmazsam o kadar şairim anlayışı. Bu hastalığa yakalanmış gibi bazı şairlerimiz.

Yanlıştır.... Hem de o denli yanlıştır ki bu hastalığı yayan İkinci Yeni şairleri bile 1960'a toslayınca, yaptıklarının yanlış olduğunu kendileri dile getirerek "günah çıkarmışlardır".  "İkinci yeni günah çıkarıyor" diye yazmıştım bunu zamanında burada...

 ....................

Bak sayın okur...

Nazım'ın "Saat 21-22 şiirleri", "Mavi Gözlü Dev" i; Attila İlhan'ın "Aysel Git Başımdan" ı, "Pia" sı ne kadar SOLCU şiirdir? Asla değildir; hatta hepsi "BİREYSEL" şiirlerdir. Ama bir o kadarda "toplumsal" şiirlerdir...

Şiirde benim anlatmak istediğim de budur...

 

UFUK KESİCİ / Antalya

 

 
Toplam blog
: 75
: 364
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

55 yaşında dershanelerden SSK emeklisi edebiyat öğretmeniyim... Aslen İzmirliyim... 95 yılından b..