Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '08

 
Kategori
Haber
 

Ya yanlış hedefteysek?..

Ya yanlış hedefteysek?..
 

Ne desek, ne söylesek bu acıyı anlatamayız. Hain bir saldırı. Vahşet. Türkiye'nin içine düştüğü bunalım ortamından faydalanmak isteyenlerin kurduğu hayasız bir tuzak.

Bu tip tanımları arttırabiliriz ama acıları dindirmede ne kadar etkili olur bilemiyoruz. O yüzden bizim olayın arka planına uzanmamız gerekiyor. Herkesin kafasına takılan şu soruya cevap bulmak gerek.

Kim yaptı?

Olayın duyurulduğu ilk dakikalardan itibaren basın organları, bu tip saldırılarda ilk akla geleni yani PKK'yı fail olarak gösterdi. Görünüşte de başka bir neden görülemiyordu ancak bu saldırıda diğer saldırılarda görülmeyen önemli bir detay göze çarptı. Gerek PKK/Kongra-Gel-HPG yönetimi gerekse DTP gibi yakın örgütler, tamamen sivilleri hedef alan bu saldırıyı kınadı.

Takiye ya da numara ihtimalini düşünüyorduk ancak PKK destekçisi sıradan vatandaşlar bile tepki göstermeye başlayınca ortada bir gariplik olduğunu anladık. Ortada resmi hiçbir bilgi yokken tek bir örgütü suçladık. Türkiye'de başka terör örgütleri yok muydu? Biz yanlış noktaya ilerlerken belki de sorumluları başka yerde, başka planların hazırlığı içindeler.

Olay birkaç kendini bilmezin çöpe bomba atıp kaçmasından çok öte bir noktada. Planlı, iyi düşünülmüş bir saldırı. Bazı kaynaklarda klasik ''Derin devlet'' hikayeleri anlatılmaya başlandı. Bazıları da hala ''Ergenekon'' masalını söylemeye devam ediyor.

Öyle ya da böyle ortada bir karışıklık var.

Bir diğer nokta da istihbarat sorunu. Yılmaz Özdil'in Amerikan konsolosluğuna yapılan saldırıdan sonra yazdığı yazıdaki şu paragrafın bu saldırıda da birilerine ders olması gerekiyor:

''Hangi gazetecinin telefonda kiminle konuştuğunu, kiminle hatıra fotoğrafı çektirdiğini biliyorsun, dinliyorsun, izliyorsun... adam elinde pompalı tüfekle burnunun dibine gelmiş, haberin yok.''

Polis olaydan haberdar mıydı?

Böylesi büyük bir saldırı öyle bir kaç üyenin kendi başına alacağı kararla yapılacak eylem değil. Dolayısıyla, Ergenekon soruşturmasında sabah akşam birilerini dinleyip telefon konuşmalarını 2500 sayfa iddianame diye önümüze koyanların böylesi bir saldırının faillerini duymamış olma ihtimallerine bile inanacak durumda değilim.

Ayrıca ilk patlamadan sonra polis bariyer kurup, çevredekileri uzaklaştırmış olsaydı belki bu kadar etkili olmayacaktı saldırı. Bir ihmal söz konusu olabilir mi?

Olay daha yeni, bazı şeyler açığa kavuşana kadar çok şey söylenecek, türlü iddialarla boğuşacağız.

Kaosa meydan vermeden, birlik ve beraberlik içinde kanayan yaraları temizlemeye çalışan vatandaşların görüntüleri göğsümüzü kabartıyor. Türkiye'de karışıklık yaratmak isteyenlere artık meydan verilmiyor anlaşılan.

Halk bilinçlendi.

Dileriz bu son olur...

 
Toplam blog
: 278
: 1369
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

Küçük bir kız çocuğu masumiyetidir yazmak, her satırı her cümleyi her kelimeyi tekrar tekrar gözden ..