Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '10

 
Kategori
Şarap
 

Yaban Mersini Şarabı İçmediniz mi Yoksa?

Yaban Mersini Şarabı İçmediniz mi Yoksa?
 

.................www.howardlivehomeshow.com..................


Hani böyle, her sene bir şeyler acayip moda olur ya… Tam, alemlerin tabiriyle “trendy” olur yani. İşte son zamanların en trendy mevzuu, bu “yaban mersini” meselesi. Tıpkı birkaç sene önce nasıl da “nar” denen meyveye neredeyse tapar noktaya gelmiştik, işte şimdi de olayımız yaban merisinidir, nokta.

Kardeşim, bu yaban mersini denen nimeti biz nasıl bugüne kadar keşfedememişiz, aklım-hafsalam almıyor vallahi. Salakmışız yahu, süzme salak hem de. Bitki, bitki değil mübarek lokman hekimin entegre versiyonu. İyi gelmediği hastalık, derman olmadığı dert yok yahu. Ben deyim kanser, siz deyin şeker… Prostat, vajinismus, iktidarsızlık, kolesterol, basur, migren ne arasan var vallahi. Biraz daha uğraşsa ekonomiye, krize, işsizliğe bile çözüm bulacak.

E tabi durum böyle olunca anında, çakma yaban mersini popülasyonu da artmış memlekette. Yurdum müteşebbisi boş durmamış. Tamamen duygusal sebeplerden dolayı… İşin kötüsü bu genetiği değil komple şeceresi değiştirilmiş, yani bir anlamda içine edilmiş çakma yaban mersinleri tam aksi tesirler yapıyormuş insan vücuduna, haberiniz ola. Mesela öz, hakiki yaban mersini kandaki şekeri düşürürken; diğer çakma abimizi, şifa niyetine tüketen bir diyabet hastası şeker komasına girebiliyormuş.

Neyse benim asıl mevzuu başka tabi. Geçen hafta sonu Şirince’de idim. Malum bu şirin köyümüzün şarapları, özellikle de meyve şarapları pek bir meşhurdur. Bu konuyu daha önce yazmıştım, aşağıdaki linklerden de o yazılarıma ulaşabilirsiniz.

Şarap tutkunları, meyve şarabını şaraptan saymazlar. Hatta bu cenahın içerisinde öyle bir grup da vardır ki bu ağır ağabeylerimiz beyaz ve pembe şarapları bile şaraptan saymazlar. Gerçek şarap, kırmızı şaraptır derler. E ben de, her ne kadar aşırı, çok köşeli ve katı olmasam da nispeten bu grupta yer alanlardanım diyebilirim. Amma ve lakin damak zevkimi kesinlikle o harikulade beyazlardan, pembelerden de mahrum bırakmam.

Meyve şarapları için şarap meraklıları arasında yaygın olan bir kanaat vardır. Vişne, kiraz, elma gibi maddi değeri üzümden çok daha pahalı olmayan meyvelerin dışındaki meyve şaraplarının, gerçek meyvelerden yapılmadığına inanılır. Yani ahududu, böğürtlen, karadut, nar, kavun, şeftali şarabı gibi şarapların; aslında normal beyaz şaraba, sözkonusu meyvelerin esanslarının ilave edilmesiyle üretildikleri düşünülür. Benim bildiğim kadarıyla bu durumun aksini savunan bir kişi ya da firma da kurumsal anlamda olmadı. Ya da en azından ben görmedim, duymadım.

Geçen hafta sonu gerçekleştirdiğim son Şirince gezimde yörenin önemli şarap üreticilerinden iki tanesinin şarap tadım noktalarında uzunca bir zaman geçirdim, hem bol miktarda tadım yaptım, hem de oradaki görevlileri ile sohbetler ettim. Bu beyaz şaraba esans katılması meselesini iki farklı yerde de gündeme getirdim. Bir tanesi yorum yapmak istemedi. Ancak diğeri bu iddiayı kesin bir dille reddetti. Bilginiz ola.

Meyve şarapları içerisinde bu sene ilk defa gördüğüm yaban mersini şarabı ilgimi çekti. “Çok talep alıyor mu?” diye sordum. En çok satanlar listesinde ikinci sıradaymış. “Ağabey” dedi, birisi. “Son birkaç senedir nasıl, narla yatıp kalkıyorduk; aynen şimdi de moda yaban mersini” diyerek yorum getirdi olaya. Orada şarap almak isteyen insanlara, yaban mersini şarabını öyle bir anlatıyorlardı ki mübarek, şarap değil de sanki her derde deva Lokman Hekim şurubu diye içimden geçirmedim değil.

Ben beğenmedim. Zaten meyve şarabından normalde hazzetmem ama yaban mersini şarabı, özellikle de hoşuma gitmedi, ne yalan söyleyeyim. İlla ki meyve şarabı içeceksem tek tercihim karadut şarabı olurdu.

Bu arada son bir not… Çok yakında Şirince Köyü’nün hemen girişindeki vadi içerisinde –yöre insanı buraya “dere” diyor- yeni mahsül yaban mersinleri toplanacakmış. Bunu aktarmış olayım.

tüm ŞARAP yazılarım için tıklayınız

tüm YEMEK-MUTFAK-GASTRONOMİ yazılarım için tıklayınız

tüm GEZİ-TATİL-SEYAHAT yazılarım için tıklayınız

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..