Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '11

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Yabancı dil öğrenimi üzerine bir yazı...

 

Dilleri çok seven bir insan olarak yabancı dil öğrenimi hakkında bir yazı yazmak istedim. Senelerdir aynı yorumları dinliyoruz : Türk hastalığı, gramerimiz çok iyi ama konuşamıyoruz vs. Evet, doğrudur. Maalesef Türkiye şartlarında devlet okulunda öğretilen bir Ingilizce veya başka bir dille bir yerlere gelmek pek mümkün değil. Peki bu durum sadece Türkiye'de mi böyle? Hayır. Fransa'da yaşıyorum ve burada bu konu hakkında en çok duyduğum yorumlardan birisi "Biz Fransızların dil öğrenmeye pek yeteneği yok". Bence sorun yetenekte değil dil eğitiminde. 

Sürekli tekrar edilen cümlelerden birini daha söyleyeceğim, evet, günümüzde bir dil iş bulmak için yeterli değil, hatta artık Ingilizce bilinip bilinmediği neredeyse sorulmuyor herkesin bildiği varsayılarak. 

SBS ve OSS'nin gençliğimizin en güzel yıllarını berbat ettiği Türkiye'de öğrenciler okul dışında yabancı dillerini geliştirecek vakit bulamıyorlar maalesef. Ama küçük çabalarla bile olsa yavaş yavaş dili geliştirmeye başlanmalı çünkü üniversite yıllarına ya da daha sonraya bırakılan "dil meselesi" ileride taşıması çok daha zor bir yük haline gelebiliyor. 

Bir yabancı dil ögreniyoruz, geliştirmek için neler yapmalıyız? Oncelikle dil bilgisini ögrenmek önemlidir, evet, ama bu her şey demek değildir. Dil, canlı bir varlıktır, konuşmak, paylaşmak, iletişim kurmak için doğmuştur. Konuşmaktan korkmayın! Gramer kurallarıyla dört dörtlük konuşmak zorunda değilsiniz! Onemli olan paylaşmak, güzel vakit geçirmek. 

Bir yabancı dil ögrenirken yavaş yavaş fark etmediğiniz yönleriniz ortaya çıkabiliyor. Kendimden örnek veriyim, Ispanyolca konuşurken bambaşka bir ruh hali içinde buluyorum kendimi, bambaşka bir insana dönüşüveriyorum, kendimi tanıyamıyorum. 

Tabii ki herkesin farklı dil öğrenme yöntemleri var; ama bence en etkilisi şarkı dinleme. Dersler dışında pratik yapmaya zamanınız olmayabilir ama dinlemek de çok etkili ve konuşmanıza yardımcı olacak bir yöntemdir. Orneğin Ingilizce bir şarkı seçin. Ilk önce şarkıyı, melodiyi keşfetmek için sözlerine bakmadan dinleyin. Bir kaç defadan sonra kulağınız melodiye alışacak ve sizde sözleri seçme isteği doğacaktır. Bu aşamada, şarkıyı biraz daha dinledikten sonra bir kez de sözlerine bakarak hatta şarkıcıyla aynı anda söyleyerek dinleyin. Bu işlemi başka şarkılarla da uygulayın. Zamanla yeni kelime kalıpları ögrendiğinizi fark edeceksiniz. O kadar da zor değil! Onemli olan istemek. Sokakta, metroda, otobüste, minibüste şarkı dinleyin. 

Ya da hiç bilmediğiniz bir yabancı dili ele alalım; mesela Ispanyolca. Korkmayın, hiç bir şey anlamamak da güzel! Kendinizi melodiye verin, şarkının güzelliğine odaklanın. Gün geçtikçe bir iki kelime yakaladığınızı göreceksiniz. Sonra dayanılmaz bir merakla şarkının sözlerine bakılacak. Sözlerin ne ifade ettiği önemli değil, burada amaç anlamadan kelimeleri seçebilme. 

Sarkı dinlemeyi geçtim, zaman bulabiliyorsanız yabancı dizilere ya da filmlere mümkünse Türkçe altyazısız bakın. Yine aynı mantıkla benim için ilk önce kelimeleri seçebilmek, sonra anlamak geliyor. Her şeyi anlamak zorunda değiliz. 

Konuşmamızı kolaylaştıracak daha bir çok yöntem var; fakat bunları da bir sonraki yazıma bırakıyorum. Unutmayın, öğrendiğiniz her dil yaşamınıza farklı bir anlam katacak. 

 
Toplam blog
: 5
: 1832
Kayıt tarihi
: 24.04.11
 
 

Okumayı çok seviyorum ve bunca sene bu kadar okuduktan sonra bir yere kadar dayanabiliyor insan y..