Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '11

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Yabancı Dil öğretimi

Yabancı Dil öğretimi
 

Türkiye’de Cumhuriyet’in başından beri Orta Okul’dan itibaren okulların programına mutlaka yabancı dil dersi konmuştur. Fakat Yabancı Dil’in anlamı ve önemi bir bakıma bu ülke siyasetinde ülkelerin görece oynadıkları öneme göre değişmiştir. Almanya yükselişte iken Almancaya önem verilmiş, bir ara Fransızca programlarda ağır basmış, nihayet İngilizce tümünü de bastırmıştır. Niye İngilizce ? 

Bir kere, İngilizce Batı’da politik ağırlığı olan iki ülkenin ABD ve İngiltere’nin ana dilidir de ondan. İki, dünyanın bilim dilidir. Dünyada yapılan bütün uluslar arası konferanslar İngilizce dilinde yapılır. Üç, İngilizce inkar edilmez bir şekilde dünyanın “ticaret dili”dir. 

Son zamanlarda, Japonca, Çince, Rusça ve Türkçe uluslar arası dil konumunu yükseltseler bile, İngilizce’nin prestijli yerine bu günkü durumlarıyla kesinlikle erişemezler… 

Bir zamanlar, Türk okullarında İngilizce, Fransızca ve Almanca eşit statülü dil olduğundan anneler babalar çocuklarının okulda Fransızca, veya İngilizce öğrenmelerine pek aldırış etmezlerdi. Onun için okul yönetimleri, çocukların ve ailelerin isteklerini kaale almaz… Kendisi, resen, “Sen İngilizce’ye… Sen Almanca’ya…gideceksin” diye ayırt ederdi. Tabii o arada torpillilere kıyak geçilirdi… Onlar İngilizce sınıflarına giderlerdi… 

Sonradan uyanan anne-babalar, İngilizce’den başka bir öğretilmesine kesin itiraz ettiler ; bu yüzden Almanca, Fransızca sınıfları boş kaldı… Dolayısıyla Fransızca ve Almanca öğretmenleri de derse giremez oldular. Onlara bir seçenek sunuldu “Eğer İngilizce’yi de öğrenirseniz, sizi İngilizce sınıflarına gönderebiliriz ..” dendi… Onlar da çar naçar, iyi kötü İngilizce’yi söktüler… 

Bugün artık bir yabancı dile ne kadar erken başlanılırsa o kadar etkili öğrenildiği ortaya çıktı… Bu yüzden giderek , İlköğretim okullarının 4. ve 5. sınıflarına da İngilizce kondu. Giderek bu eğilim ana okuluna kadar indi… Şimdi özel anaokulları, ne yapıp yapıp programlarına İngilizce koyuyorlar… 

Bütün bu çaba, masraf, zaman kaybı Türk milletine neye maloluyor… Çok paraya… çok zaman kaybına… ve bir hiçe… Çünkü Lise’den mezun çocukların çoğunluğu “İngilizce bilgin nasıl?” Sorusuna… Gülerek , “Sıfır…” cevabını rahatlıkla veriyorlar… Anne babalar da yabancı dil programlarından hiçbir zaman hoşnut değiller. Ben daha çok Devlet Okulları için konuşuyorum... Özel okulların bir bölümü, Yabancı Dil öğretiminde oldukça başarılı olabilirler... 

Yabancı Dil Öğretiminde başarıyı, yani iyi yabancı dil öğrenmeyi ne getiriyor…? 

1. Öğrencinin öğretmeninin yabancı dili iyi bilmesi mutlaka gerekli.
Oysa Türk öğretmenlerinin çoğu yabancı bir dili, bir yabancıyla konuşacak düzeyde bilmiyorlar. Öğrettikleri İngilizce de çoğu kez, gramer açıklamaları şeklinde kalıyor. 

2. Sınıfta Yabancı dil konuşulması gerekiyor.
Sınıf öğretmeni yabancı dili iyi bilmediği için biraz İngilizce çokça Türkçe, yabancı dil derslerini geçiştiriyor. Çocuk zamanının çoğunluğunda Türkçe işittiği için dili öğrenemiyor. 

3. Yabancı dil derslerinde kullanılan kitaplar yetersiz.
Yazılan ve yazdırılan kitaplar yetersiz. Dış ülkelerden kitap alınması meselesi ise öylesine pahalıya mal oluyor ki onu ancak, Özel Okullar karşılayabiliyorlar. 

4. Yabancı dil, sınıfın dışında, kullanılırsa daha etkili öğreniliyor.
Y.Dil eğer başka derslerde, başka yerlerde, hayatın içinde ... işlevsel olarak kullanılırsa, bir işe yararsa öğreniliyor… Sultanahmet Cami’sinin önünde rehber satan çocuklar bile İngilizce’yi kendi meramlarını anlatacak kadar etkili konuşuyorlar. Neden? Bildikleri dil orada bir işe yarıyor... Hayatta ise işe yaramayan dil ise çok çabuk unutulup gidiyor… Atalarımız ne demiş, “İşe yaramayan bilgiyi neyleyim…” İstersen bir eşek yükü gramer bilgin olsun, o dili konuşamadıktan sonra, yazamadıktan sonra neye yarar..? 

5. Çocukların yeteri kadar araç gereç kullandıkları söylenemez.
Bir zamanlar, okullarda Dil Deneylikleri okulların gurur yerleriydi… Sonradan işe yaramıyor diye sökülüp atıldı… Eee, çocuklar ., bir anadilini konuşan (Native Speaker) öğretmeni göremiyorlar, işitemiyorlar, o zaman nasıl öğrenecekler… Türk öğretmen İngilizce’yi Türk öğretmen gibi konuşuyor, öğretiyor… Bu İngilizce değil ki… Bir yanıltmaca… 

6. Çocukların dışarıda konuşma ve kullanma fırsatları yok.
Siverek’de İngilizce öğrenen öğrencinin dili kullanma fırsatı ne kadar olabilir ki, kiminle konuşacak, kiminle pratik yapacak. Bazen , tuhaf şeyler oluyor. Kente tesadüfi olarak gelmiş bir turistin çevresi, “What is your name?” diye soran bir sürü yeni yetmelerle doluyor. Ama konuşma orada kalıyor… 

7. Yurt dışında kullanma imkanları yok.
Zengin okulları çocuklarını tatillerde öğretmenleriyle birlikte, İngiltere’ye, Amerika’ya gönderiyorlar. Orada bir hafta, on gün kalan öğrenci oldukça büyük bir özgüvenle dönüyor... Malatya, Yeşilyurt İlköğretim okulunda okuyan öğrenci, nereye gidecek de İngilizce’sini kullanacak? 

8. Yazışmak kolay mı?
Eskiden “Pan-pal” yazışma arkadaşı bulan şirketler vardı. Bunlar aracılık ederlerdi. Şimdi INTERNET kanalı, yazışmak isteyen herkese açık. Bu yol belki de en etkili yol. Çünkü , artık “Bilgisayar” dili de temelde İngilizce… Bilgisayar işini ileri düzeyde çözmek istiyorsan, İngilizce’yi çözmelisin… Ama gençler ister istemez bu işin içine giriyorlar... Bu yol belki de onlar için en kolay, en etkili yol… 

9. Konuşma klupleri:
Eskiden okullarda Yabancı Dil Konuşma Klüpleri kurulurdu… belli saatlerde oraya gidilir, pratik yapılırdı, kafa göz yara yara… Şimdi galiba bazı özel okullarda var... 

10. Yabancı dil konusunda umut yok…
Çocuklar eğer ilerde Avukat olacaklarsa, imam olacaklarsa.. “İngilizce’ye ne luzum var..” diye düşünüyorlar… Öyle branşlar var ki, bütün hayatın boyunca, öldür Allah İngilizce gerek olmayacaktır… O zaman, niye öğrenmeli...? 

MEB. Henüz bu sorunları çözebilmiş değildir. Belki sadece bu sorunların üzerine gitmek için bir “Yabancı Dil Şurası” toplamak gerekli olabilir. 

Dışardan getirilecek onbin yabancı öğretmen bu işi çözebilir mi? Eğer o öğretmenler Eğitim Fakültelerinin İngilizce Bölümlerine kazandırılırsa iyi olur, etkili olur, işe yarar… Yoksa okullar bir sürü misyonerlerle dolacaktır ki, MEB'nın başı çok ağrıyabilir. 

Peki, bu arada, Çince, Japonca, Rusça ne olacak…? Durun bakalım, daha İngilizce’yi 40 yıldır hala halledemedik... Onlara da sıra gelir elbet… 

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..