Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '09

 
Kategori
Futbol
 

Yabancı futbolcular Türkiye'den kaçacaklar

Yabancı futbolcular Türkiye'den kaçacaklar
 

Kaç kaç da kurtul tekmelerden !!!


Aslında bu yazı bir haber niteliğinden çok yorum niteliği taşıyor. Futbolumuzun gidişatının pek de hoş olmadığı kansına geçen hafta sonu yerli ve yabancı birçok maçı izledikten ve karşılaştırma yaptıktan sonra karar verdim.Okuyun , hak vereceksiniz.

Hafta sonu Barcelona’nın maçı vardı Numacia’yla bilmem izlediniz mi? Iniesta ortada top taşıyor Xavi’ye, o mükemmel hareketlerle sıyrılıp Messi’ye topu çıkarıyordu sonra Messi adeta yılan gibi kıvrılarak Henry’ye, ondan Eto’ya ve gol. E ne var bunda klasik Barcelona diyenleriniz çıkacaktır mutlaka ama takıldığım nokta başka.

Tamam Barcelona güzel oynuyor hakkını yemeyelim ama acaba karşıdaki takımların da bunda etkisi yok mu? Mesela isteseler top her ayaklarına geldiklerinde Numancia’lı oyuncular bam güm topa (!) dalıp Barcelona’yı oynama hevesinden soğutamazlar mıydı? Bunu da başarabilirlerdi. Bilmiyorum arkadaşlar fark ettiniz mi ? Numancia sert bir oyun stili sergiliyordu ve oyuncular yüksek performans gösteriyorlardı ama yıkıcı oynamıyorlardı. En ince nokta da bu galiba.İspanya'da maçlar genelde bu şekilde geçiyor. Pozisyon yoğunluğu pek sık olmayan İtalya’da da bazen böyle maçlar oynanabiliyor. Hele hele İngiltere’de bir çok maç o kadar baskılı ve sert geçiyor ki. Ama sanırım eğitim ve niyetin konuştuğu ligler bu ligler. Baksanıza birçok futbolcu hafta sonu oynanan Sivasspor-Galatasaray maçındaki gibi yıkıcı fauller yapmıyor. Ya da dün oynanan aynı maçın kupa versiyonunda olduğu gibi kimse Baros’u her top alışında biçmeye kalkmıyor. Bazen başka kalburüstü liglerde de görüyoruz bu tip yıkıcı fauller ama niyetin oyuncuyu yıldırmanın üstünde onun topla buluşmasını veya etkili olmasını engellemek olduğunu görüyoruz. Hatta örnek vereyim Türkiye’de Servet bu işi en iyi yapan defans oyuncularından. Betis’e giden Aurelio ve Blackburnlu Tugay da bu işin ehliydiler.

Yıkıcı oyna. Vur , kır , parçala , top yaptırtma. Sonrası ise sakatlıklar. Boşa harcanan zaman ve para kayıpları. Karşı takım birkaç puan için sizin her türlü hayati sıkıntı yaşamanıza değer diye düşünüyor. Bu her zaman kıvrak , teknik , ayağa top oynayan takımların başına bela oluyor Türkiye’de.

İşin daha da kötüsü Türkiye’de alt ligden bir takımla oynadığınızda durum daha da vahimleşebiliyor. Kendini kanıtlama arzusuyla oynayan alt ligin oyuncuları bazen o kadar sertleşebiliyorlar ki. Bu kısımda art niyet aramak istemiyorum ama daha dikkatli olmaları gerektiği kanaatindeyim. Adama değil, topa yönelmeleri hırslarıyla hem kendi hem de rakip oyuncunun ekmeğiyle oynamalarını engelleyecektir.

Yoksa takımların hatta milli takımların yeteneklerinin sakatlıklarla eriyip gitmesine neden olacaklar. Tabi bir de kendi geleceklerinin. Hani belki biraz gençleri anladık da tecrübeli oyuncular da böyle davranınca içim yanıyor iyice. Batista’nın geçen sene Konya maçında buzda 10 metre dans yapıp topu almaya çalışırken Uğur Uçar’ın diz kapağını kırması gibi. Hangi akla hizmetse? Ve daha buna benzer birçok sakatlık ...

Sadede gelelim. Türkiye liglerinde takımların favori görülen rakibi oynatmama isteği devam ettikçe futbol mantalitesi açısından ilerlememiz pek mümkün görünmüyor. Dolayısıyla da yabancı yıldızların ülkemize gelmesi. Hatta sadece bu sertlik bile değil futbolumuzu yıpratan. Saha koşullarının çoğu zaman yetersiz olması , uygun olmayan şartlara rağmen federasyonun ısrarla belirlenen tarihlerde maçların yapılmasını istemesi, hava koşullarına uygun olmayan şartlarda çalışan futbolcuların mental ve ekipman olarak eksik kalması. Zamanında Ailton’un Kleberson için söylediği rivayet edilen “Sen git Dünya Kupası’nda forma giy , Manchester’da oyna sonra bir de çamurun içinde sahaya (Çaykur Rizespor maçı için) çık”” sözleri ne kadar gülünç de olsa durumu biraz olsun gözler önüne seriyor olmalı.

Tabii bir de en önemlisi var. ” Lincoln böyle top sektirirse ben olsam gider bir tekme vururdum ayağına ” diyen zihniyetlerin de bir an önce akıllanması. Yoksa Messi Türkiye’de oynuyor olsa maç 3-1’ken bacak arası atıyor diye tekme yemez miydi bu hafta sonu? Hatta alkışlardık değil mi doğrusunu yaptınız diye? ”Hak etti Messoglu Messek “ diye de kızardık hatta değil mi?

Böyle giderse pek bir Kewell’lar, Baros’lar, Anelka’lar, Ribery’ler, Ortega’lar, Roberto Carlos’lar, Hagi’ler, Amokachi’ler, Kuntz’lar, Ferdinand’lar, Okocha’lar görecekmişiz gibime gelmiyor ya hayırlısı.

Her günümüzün bir önceki günden daha iyi geçmesi dileğiyle.

Saygılar ...

 
Toplam blog
: 63
: 1414
Kayıt tarihi
: 14.08.08
 
 

Hayat hikayemi fazla uzatmayacağım, çünkü hepimiz bir şekilde yolumuza kavuşuyoruz. Okuyan bir an..