Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yağmur altında ve zamanla...

Yağmur altında ve zamanla...
 

Bazı şeylerin zamanla üstesinden gelebiliyor insan. Öfkenin, kederin, alınan darbelerin, engellenmiş intikamların, kötü dileklerin ve buna benzer daha pek çok inciten, yaralayan duygunun... Kimbilir belki de yaşlanmak bunun için iyidir. Durgun bir göle döner insan. Tüm o hayatın, üzerinden çok ama çok eskiden geçip gittiği sakin ve huzurlu bir akşam üstü gölüne...

Mesela şöyle bir sahne vardır; bir adam ya da kadın, bir kadın ya da adamı yağmurlu soğuk bir akşamda kapı dışına koyar. Sonra adam/kadın şaşkın şaşkın kapının yüzeyine bakarken kapı dışına koyan adam/kadın şömine karşısına geçer ve hiç birşey olmamış gibi öylece ve sakince ateşe bakar. Kapı dışında kalan deliler gibi kapıyı yumruklar. Diğeri ise kayıtsız ve kendinden emin gözlerle oturmaktadır. Yağmur yağmaktadır ve dışarısı çok karanlıktır. Bir süre sonra kapıyı yumruklamaktan vazgeçer kapı dışındaki. Gece müthiş bir sessizliğe bürünür. Kapı dışındaki yağmura ve geceye aldırmadan yürür. Çünkü geç de olsa anlar ki birazdan sabah olacak birazdan yağmur duracak ve güneş açacak. Ve anlar ki iliklerine kadar ıslanmak hasta olmak anlamına gelmez her zaman. Bu arada az önce bırakıp yürümeye başladığı kapının iç tarafında şunlar olur: Gümbürdeyip duran kapının sessizliğine şaşıran ateş karşısında ısınan kişi sessizlik karşısında şaşkınlığa uğrar. Öyle ya, o hep kapının yumruklanacağını sanmaktadır. Kapıyı açar ve bakar diğerinin uzaklaşmakta olan sırtını görür. Deliler gibi bağırmaya başlar. Oysa bilmez ki gidenin kulakları artık sadece yağmuru duymaktadır. Ve gözlerin güneşi aramaktadır. Nokta.

Durgun bir göl olmaya doğru atılan adımlardır yağmur altındakinin adımları. Ve yağmur altında atılan her adım ve sırtına, saçlarına düşen her damla seni güzel bir göle çevirir. İçindeki güneş umudunu içindeki gökkuşağı umudunu yükseltir. Ve sana öğretir yanlış zamanda atılan çığlıkların yağmur sesinde kaybolup gideceğini... Ve hiç birşey aslında o kadar da dokunaklı değildir.

Ve insan bazı şeylerin zamanla üstesinden gelir. Geçmişte yaşanmış pek çok şey siyah-beyaz bir filmin karelerinde donar kalır. Öfke, keder, alınan darbeler, engellenmiş intikamlar ve kötü dilekler de öyle... O akşamüstü gölünde sadece hüzünlü bir gülümseme kalır geriye... Nilüferler göl üzerinde narin dalgalanırken gökkuşağı hep karşıdadır çünkü...

Resim: http://www.deviantart.com/print/448272/
 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..