Yağmur şehri Rize

Efsaneye göre masmavi gözleri olan Deniz ile yemyeşil dağ birbirlerine âşık olmuşlar. Bu aşk da Dağ devamlı derelerle denize, denizde dalgalarıyla dağa haber gönderir dururmuş. Bir gün bu aşkı kıskanan bulutlar dağın tepelerini kapamışlar ve denizin masmavi gözlerinin üstüne çökerek Karadeniz yapmışlar. İşte bu efsanenin yaşandığı yerdir Rize. Rize’de rüzgârlar hep sert eser, dalgalar hırçın ve asidir. Hepimizin düşlediği bir cennet vardır ya hani; yeşilin her tonundan ve rengârenk çiçeklerle bezenmiş, berrak gürül gürül suları olan, Masmavi göğünden gülüşerek oynayan ışıldaklar işte harikalar diyarıdır yağmur şehri Rize’m. Ne çok yakışır bu şehre yağmur. Kimimiz meleklerin gözyaşları deriz, kimimiz bilimsel konuşur ama hep aynıdır yağmurun sesi. Bazen huzur verir, bazen acımasızca toprağa düşer, bazen de sevişir rüzgârla. Doğanın ritmidir Rize de yağan yağmur. Her dokunduğu yerde farklı bir ses çıkarır, her şey aynı anda olur sanki duygu patlaması gibi. Öyle bir tedavi yaratır ki inanılmaz haz alınır yağmuru melodi eşliğinde dinlemek.

Bizim oralar da hayat dağ menekşe’sine papatya’ya benzer koparmak istemezsin, kokusunu kalbinde hissetmeden duramazsın. Bizim oralarda gökyüzü daha hürdür, yıldızlar daha bol. Dağları daha yücedir bizim oraların, yeşilin her tonunu görebilirsin ve saymakla bitiremezsin. Kışı başka güzel, baharı başka güzeldir, Kendi halinde sadedir bizim oralar. Kar gibi, yağmur gibi, rüzgâr gibi tertemizdir, yağmur şehri Rize’m.