- Kategori
- İlişkiler
Yağmur ve Gül
Yağmuru sever miydi bilmiyorum. Sormamıştım. Söylememişti. Hepsinden önemlisi paylaşmamıştık bile. Çünkü biz, o bunaltıcı yaz sıcağında eritip tüketmiştik, elimizde aşk adına ne varsa. Yağmur o günlerde bizim aşkımızın sokaklarına hiç uğramamıştı. Gitmeye karar verdiği gün, içimde başlayan, çoşan ve bir okyanus olan yağmuru ise hiç bilmedi. Sormadı. Söylemedim. Neden sonra, bizim oralara da uğramaya karar vermişti işte yağmur. Ama ıslanan sadece bendim...
Yağmuru sever miydi bilmiyorum. Ama kırmızı gülü çok sevdiğini bildiğim için, kırmızı bir gül gönderdim ona yağmur yerine. Nedeni yok, benim gibi üşümesini istemedim belki de...Isındı mı bilmiyorum. Sormadım. Söylemedi. Ve böylece, çiseleyen bir aşkın tarihi, yağmura değil tek bir kırmızı gül tanesine yenildi.
Şimdi, delicesine bir yağmur dışarıda. Ve soğuk. Benim içimse, kırmızı bir gül tanesi kadar sıcak ve dingin. Islanan kim, bilmiyorum...
Resim: Salvador Dali
*** "Anadolu'da bir kızım var, öğretmen olacak" projesi için;
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=45243