Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '11

 
Kategori
Öykü
 

Yağmurla oyun

Yağmurla oyun
 

Bir çocuğun küçük dünyası...


Yağmurun hızına bir türlü yetişemiyordu. Koşar adımlarla kollarının uzatıp, elinin avuç içlerini açıp yağmur taneciklerini yakalamak istiyordu. Tepeden tırnağa sırılsıklam olmuştu. Küçük Fatih'in hiç umrunda değildi. Çünkü tek eğlencesi ve keyif aldığı şey buydu.

Yağmur sularıyla dolan çukurları, kendisine bol gelen pantolonunun paçalarına basarak sek sek oynarcasına atlıyordu. İkide bir pantolonunu yukarı çekmekle uğraşıyordu. Akan burnunu sağ kolunun yeniyle silerek, mendil ihtiyacını karşılıyordu.

Irmak kenarındaki yolda zikzak çizercesine koşmaya devam ediyordu. Hiçbir yerde sabit durmuyordu. Nasıl dursun ki! Tek oyun arkadaşını yalnız bırakmak istemiyordu. Bu günü onunla geçirmek, akşama kadar bir değil, iki değil, üç değil birçok defa kaç kez yakaladığını saymak istiyordu. Yağmur tanelerinin her birini avuçlayıp avucuna gömmek onu neşelendiriyor, olduğu yerde iki, üç defa dönüp zıplamasına neden oluyordu. Ayakkabılarından sıçrayan çamur siyah pantolonuna kahverengi lekeler yapmıştı. Bu durumda annesinden yine azar işitecek, yine poposuna terlik yiyecekti. Ama o yine bir bahane uydurur, işin içinden sıyrılırdı.

Annesinin yanağına bir öpücük kondurup onun gönlünü almasını da bilirdi. Annesi de bu durumda yumuşar ona sımsıkı sarılırdı.

Fatih'in bir kardeşinin olmayışı onu yalnızlığa terk etmişti. Hayat onu iki yaşında babasından alınca ikinci bir yalnızlığa mahkum edilmişti. Yanında bir annesi vardı. Hayatını sadece ona ve mutlu olduğu oyunlara bağlamıştı.
 

 
Toplam blog
: 57
: 287
Kayıt tarihi
: 16.12.10
 
 

Merhabalar. Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Ordu Yeni Haber gazete..