Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '10

 
Kategori
Dostluk
 

Yağmurlar ardından gökkuşağı görünecek.

Yağmurlar ardından gökkuşağı görünecek.
 

Oyumun rengi belli.


11.07.2010

Şu güzelim yaz aylarında kara bulutlar yağmura dönüşerek sellere neden oluyor.

Sel demek felaket demektir. Vakitsiz ölüm demektir.

Sel demek, birçok yurttaşımızın evsiz barksız kalması demektir..

Sel demek, birçok iş yerinin çalışamaz duruma gelmesi demektir.

Kısacası sel, şayet önlem alınmamışsa büyük bir felaket demektir.

İşte aynen bunun gibi, Anayasada yapılan değişikliklere karşın halk olarak önlem almazsak, hayır demezsek, bu da ayrı bir felaket olacaktır. Bu, tüm Türkiye’nin felaketi demektir.

Geleceğimiz için, çocuklarımızın gelecekleri için referandum oyununu halka iyi anlatmalıyız.

AKP bu değişiklikle ne yapmak istiyor, onu biraz irdelediğimizde görülüyor ki tek tip bir yargı düzeni isteniyor. Kısaca, yargıyı tümüyle Adalet Bakanlığına bağlamak istiyorlar.

Böylece bağımsız yargı diye bir şey kalmayacak, yargı tamamıyla yürütmenin ( AKP) elinde olacaktır.

Bu değişiklik 12 Eylül Anayasasından bile daha tehlikelidir. Yasama hiçbir zaman yürütmeyi denetleyemeyecektir. Yani İktidar ne isterse öyle bir sisteme girilecektir.

Böylece sivil bir darbe sessiz sedasız, tanksız, topsuz yapılmış olacaktır.

Şimdi iktidarını daha uzun yıllara yayabilmek ve hesap vermemek adına, AKP nin kendi egemenliği için oynanan bu oyununa hayır demeliyiz. Bunun için birleşmeli, el ele vermeliyiz.

****

Günlerdir beklediğimiz açıklamayı Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç açıklarken nefesler tutulmuş bir halde izliyor, dinliyorduk.

Açıkçası ben Anayasa Mahkemesi’nin kendi yapılarının değişmemesi için bu değişikliğe ret oyu kullanacaklarını düşünmüştüm.

Yanılmışım.

Şüphesiz mahkeme kararına saygılıyız ama paketin içerisinden bir iki şey değiştirilmiş, gerisi olduğu gibi referanduma sunulmuş bir kararın çıkması beni gerçektende çok şaşırttı.

Yargı bezmiş miydi, yoksa birkaç parçaya mı bölünmüştü?

Peki, referandumdan evet çıkarsa ne olacak? Hukukta hak arayanlar sadece AKP’ in lütfünü mü bekleyecekler?

Türkiye’yi 8 yılda bu hale getiren bir iktidardan ve ona bağımlı bir yargıdan nasıl bağımsız bir adalet bekleyebiliriz ki?

Yandaş bir yargıdan nasıl olurda hak arayabiliriz?

“Sen benden değilsin, sen beni eleştiriyorsun. Haydi, bakalım o zaman sen potansiyel suçlusun, sen vatan hainisin, sen Ergenekon Terör Örgütündensin” dedikleri zaman bizi kim kurtaracak?

Ne ile suçlandığımızı bilemeden sabaha karşı evlerimizden birer, birer toplanacak mıyız?

Bizler de mahpuslarda çürüyecek, adalet diye, diye geberip gidecek miyiz o karanlık dehlizlerde?

Tek suçumuz Atatürk İlkelerine ve onun kurmuş olduğu bağımsız cumhuriyete bağlı olmamız mı olacak?

Biz kime güveneceğiz?

Neyse şimdilik bunları bırakalım hukukçular düşünsünler, anlatsınlar. Unutmayalım ki demokrasi bir gün herkese lazım olacaktır.

Bana gelince;

Benim oyumun rengi belli. Hayır, olacak elbette.

Nedenine gelince;

Bu iktidarın ve gelecekte tek partili iktidarların yanlışlarına dur diyebilmek için yargı bağımsız olmalıdır.

Bunun için bu değişikliğe hayır diyeceğim.

Başbakan Erdoğan’ın masumane bir şekilde anlattığı gibi, halkın özgürlüğünden yana olmadığına inandığım için hayır diyeceğim.

Bu Anayasanın hazırlanış şeklinin antidemokratik olduğuna inandığım için hayır diyeceğim.

Bu değişiklikte milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması maddesi olmadığı için hayır diyeceğim.

Bu Anayasada istemediğim maddeleri de diğerleri ile tek oyla belirlemek durumunda bırakıldığım için hayır diyeceğim.

Bu değişikliğin aslında 12 Eylül askeri rejiminin yapmış olduğundan farklı olmadığına, AKP tarafından daha da ileri götürülerek rejim değişikliğine götüreceğine inandığım için hayır diyeceğim.

AKP’nin Meclisteki çoğunluğuna dayanarak ben yaptım, oldubitti oyununu bozmak için hayır diyeceğim.

34 PKK lıyı kahramanlar gibi karşılattığı için hayır diyeceğim.

80 yıldır yapılamayanları biz yaptık diye öğünerek, 80 yılda yapılan her değerimizi, fabrikalarımızı, madenlerimizi, petrol yataklarımızı, enerji kaynaklarımızı, bankalarımızı sahillerimizi, hatta akarsularımızı, Telekom’u daha nice değerlerimizi Kurtuluş Savaşımızda ülkemizden kovduğumuz düşmanlarımıza (Emperyalistlere) sattıkları için, hayır diyeceğim.

Halkımın daha çok ezilmemesi, yoksullaşmaması, kardeşçe bir arada yaşaması için hayır diyeceğim.

Yazmakla bitmez bu hayır nedenlerim.

*******

Yağmur aslında berekettir. Tabiatın kana, kana su içmesidir. Su, her varlığın yaşam kaynağıdır. Ancak, fazlası zarardır. Tıpkı okyanusta yüzme bilmeyen insanların çırpınışları gibi sonunda öldürür. Taşları, kayaları oyar, yıkıp yok eder, bazen de öylesine ufalar ki, birer kum tanesine dönüştürür.

O kumlar bir daha asla kayalara dönüşemezler.

Ben inanıyorum ki, akıllı davranır bu kara, kapkara bulutları gönderebilirsek, işte o zaman bereketli yağmurlar ardından gökkuşağı görünecektir.

Yine ben inanıyorum ki,

Bu iktidardan kurtulduğumuz zaman, tıpkı ondaki o muhteşem renkler gibi bir mozaik oluşturacağız. İşte mutlu ve özgür bir halk ancak o zaman olabiliriz.

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..