- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yağmuru kıl payı solladım
Bugünlerde yumuşacık yazılar yazmak geliyor içimden. Tıpkı nisan yağmurları gibi.Fakat haziran ayındayız. Hoş, haziran ayındayız ama, yağmurlar nisan ayını aratmıyor. Belki de ondandır kendimi bahar havasında yumuşacık hissetmem.
İçimden her şeyi yumuşak yumuşak okşamak geliyor.Tabii, en başta kendimi. Omzuma dokunup daha çok şefkat göstermek, kulağıma fısıldar gibi “ seni seviyorum “ demek istiyorum.Daha neler, neler…
Tabii, bunlar kriz anlarımı kapsamıyor. Öyle anlarda telaştan, korkudan nefes alamaz hale geliyorum.Deli Dumrul’ un göğsüne çöken Azrail gibi bir ağırlık çöküyor göğsüme. Öleceğim sanıyorum.
İşte, öyle anlardan ikisini, bir hafta içinde, o çok sevdiğim yağmur yaşattı bana. Bahar havalarında, ben hep ne giyeceğimi bilemem, ağırlık olmasın diye de hava kapalı da olsa şemsiye almam yanıma. Öyle olunca tehlikenin geldiğini hissettikçe güm güm atar kalbim.
Ayrıntılara girmeyeceğim, iki kere kıl payı yağmuru solladım. Ben evime girdim, o bastırdı. Hatta, bir keresinde belediye otobüsünün şöferinden yardım istedim. Beni durak harici indirdi. Yağmurla yarışırken o anlarda çok zorlandım.
Bir üçüncüyü yaşamak istemiyorum. Onun dışında havalarla barışığım. Ya sizin oralarda havalar nasıl?