Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '14

 
Kategori
Dünya
 

Yahudilerin nitelikliği

Yahudilerin nitelikliği
 

Yahudi simgeleri


Belki de bu yazıyı okuyanlardan kimileri ön yargı ile Yahudi sempatizanlığı veya taraftargirliği yaptığıma dair düşünce geliştirecekler ama niyetimin öyle olmadığını baştan belirteyim. Efendim, öğrenmenin en pratik yollarından biri de karşılaştırma yöntemidir. Bir köşe yazısında metodolojinin uygulanması mümkün değil ama çok kısada olsa Yahudi ve Müslümanlar için bu yöntemi deneyeceğim. Tarih boyunca Yahudi toplumunun, dinine, ırkına ve kültürüne karşı duyulan düşmanlık (Antisemitizm) sonucunda onlara karşı soykırıma kadar uzanan yöntemler uygulandı. Amerikalı tarihçi, James Carroll’a göre; Yahudilere bugüne kadar müdahale edilmeseydi, günümüzde dünyada 13 milyon yerine 200 milyon Yahudi nüfusu olacaktı.

Dünyanın en büyük araştırma şirketlerinden biri olan Washington merkezli PEW Araştırma Merkezi’nin 2010 yılında 230 ülke ve bölgede yaptığı anketlere ve nüfus kaydı araştırmalarına göre; 6,9 milyar olan dünya nüfusunun % 32’si Hıristiyan, % 23’ü Müslüman, % 15’i Hindu, % 7’si Budist, % 0,2’si ise Yahudi dinine mensup insanlardan oluşuyor.

Rasyonel akıllarını kullanarak bilimi rehber edinen, Tarihleri boyunca “Tanrı’yla bile tartışan” Yahudi toplumu, bilimsel çalışmalarda sonsuz özgürlüğe sahip olmuştur. Bu nedenle dünya nüfusunun % 0,02’si olmalarına rağmen tüm bilim dallarında % 42’lik bir başarı elde etmişlerdir. “Nobel Ödülü” nün 133 yıllık tarihinde 104 Yahudi bilim insanı “bilim” dalında bu ödülü almaya hak kazanmıştır. 2011 yılında fizik, kimya ve tıp alanında verilen ödüllerin tamamını Yahudi kökenli bilim adamları almış ve Nobel Ödülü tarihinde bir ilki gerçekleştirmişlerdir. Time Dergisi tarafından “Yüzyılın Adamı” seçilen tüm zamanların en etkin bilim insanı Albert Einstein ve Psikanilizin babası olarak kabul edilen Sigmund Freud Yahudiydi. Bugün birçok hastalığın tedavisinde kullanılan “aşı iğnesi” ni Benjamim Rubin buldu. Jonas Salk ve Albert Sabin “çocuk felci” aşısını geliştirerek milyonlarca çocuğu sakat kalmaktan kurtardılar. Bruch Blumberg Hepatit B aşısını geliştirirken, Gertrude Elion lösemiye karşı ilk ilacı keşfetti. Paul Erlich, cinsel temasla bulaşan frengiye karşı tedavi metodunu buldu. Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili çok önemli çalışmalar gerçekleştirdi ve “Nobel Ödülü” aldı. Hepsini yazmaya kalksak yerimiz yetmeyecek kadar çok,  insanlığa katkıları olan çalışmaya adını yazdılar.

Peki tüm bu bilimsel keşifler yapılırken dünya nüfusunun % 23’üne sahip 1,5 milyar Müslüman, yüzyıllardır Allahu Ekber çığlıkları arasında birbirlerini boğazlamaktan başka ne yapmıştır? Ne yapmaktadır? Son yüzyılda kendilerine ve insanlığa katkı sağlayacak tek bir şey ürettiler mi? İsrail’in gözü dönmüş gaddar ve çirkin politikacıları katliam yapıyor, milyarları bulan İslam âlemi oturmuş seyrediyor. Gavur diye tanımladığımız Batı’dan katliamları durdurmasını bekliyor. Bizim İsrail karşıtı iktidar ise, İsrail’e içi boş fırçalar atıyor, yandaşları da bu fırça sloganlarını çılgınca alkışlıyor. Ve bedelini ödeyerek aldıkları kolaları, klozete dökerek İsrail’i fena halde zarara uğratıyorlar, yine traji komik bir şekilde yılda 6 kişinin ortalama niteliksiz bir kitap okuduğu vatandaşımız Mario Levi’nin içeriğini bile bilmedikleri kitaplarını boykot ediyor. Ramazanda İftardan önce çakma İslam âlimine hiç utanmadan; “Çocuklarımı öpersem orucum bozulur mu?” diye soru sorarken İsrail Ordusu masum Müslüman çocuklarını öldürmeye devam ediyor.

Özellikle müslüman ülkelerin iktidarları İsrail hükümeti ile tümüyle ticari ilişkilerini yoğun olarak sürdürürken halklarına bir iki üst perdeden sertçe slogan atarak arka planda gerçekleştirdikleri faaliyetleri gizliyorlar.

Benim kişisel bir tezim var. Dünyayı sevimsiz ve mutsuz kılan iki insan tipi söz konusudur; 1-Cahiller ve cahilliğe bağlı tüm özelliklere sahip insanlar, 2-Tembeller, doğa boşluk kaldırmadığı için bu tür insanlar tembellikleri ile alanlar yaratarak o boşlukların 1.sınıfta bahsettiğim cahillerin ve daha kötü niyetli insanların doldurmasına ve onların egemenliklerine neden olurlar.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) araştırma raporuna göre; Hıristiyan ülkelerde okuryazarların oranı % 90 iken bunların 15’inde % 100’dür. Müslüman 63 ülkede ise okuryazarların oranı sadece % 40’dır. Ve bu ülkelerin bazılarının devasa zenginliğine rağmen, hiçbirinde okuryazarlık oranı % 100 düzeyine halen ulaşamamıştır. Tüm dünyadaki Yahudi nüfusu, 13.750 bin kişi ile dünya nüfusunun sadece % 0,02’sine eşittir ve bu sayı İstanbul’un nüfusundan bile daha azdır. Yüzyıllar boyunca yaşam savaşı vermiş, oradan oraya sürüklenmiş, yerleştikleri topraklardan sürülmüş, soykırıma uğramış, kalıcı yerleşik bir hayat sürememiş ve buna rağmen hayatta kalmayı başarmış etnik bir grup, nasıl olur da insanların hayat koşullarını iyileştirmek için hemen her alanda olağanüstü katkılarda bulunabilmiştır?

Müslüman dünyasının araştırması gereken asıl konu işte budur.

Sayısal olarak Yahudilerin yani azınlığın niceliksel çoğunluk Müslümanlar karşısındaki her alandaki niteliksel başarısı, Ülkemiz dahil tüm müslüman ülkeler tarafından sosyolojik olarak incelenerek tarihsel dersler alınamaz mı?

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..