Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '08

 
Kategori
Haber
 

Yakın tarihimiz aydınlansın diyor muyuz?

Yakın tarihimiz aydınlansın diyor muyuz?
 

-Neyi istiyoruz?
-Pek tabi ki yakın tarihimizin aydınlanmasını.
-Yakın tarihimizde yaşanan o feci dramların sorumlusu olanların ortaya çıkarılmasını.
-Ve sorumlularının cezalandırılmasını.
-İsteğimiz budur.
-Ve bir dönemin hesabının görülmesi şarttır.

-İşte tamda bu noktada ilginç bir görüntü ortaya çıkıyor.
-Ve hayli bulanıklaşan düşünce yapısının iz düşümlerini görüyoruz.

-Özellikle CHP eksenli sol siyaset yelpazesinde kendisini tanımlayanlarda feci bir kafa karışıklığı hakim.
-Ne istediklerinin bilincinde değiller.
-Beklentilerinin ne olduğu belli değil.
-Tütsülenmiş bir kafanın sağa sola yalpalaması gibi yaklaşımlarda bulunuyorlar.

-Tekrar ve tekrar yazmakta fayda var.

-Neydi yakın tarihimizin kara tablosu.
-Bakalım.

-1 Mayıs 1977 katliamı.
-Maraş katliamı.
-Sivas katliamı.
-Malatya Katliamı.
-Çorum olayları.
-Abdi İpekçi cinayeti.
-TİP’li yedi öğrencinin katledilmesi.
-Savcı Doğan Öz cinayeti.
-Ord. Prof. Dr. Bedri Karafakioğlu cinayeti.
-Doç. Bedrettin Cömert cinayeti.
-Ümit Kaftancıoğlu cinayeti.
-Prof. Cavit Orhan Tütengil cinayeti.
-16 Mart katliamı.
-Balgat katliamı.
-12 Eylül 1980 darbesi.
-Binlerce faili meçhul cinayet.
-Binlerce kayıp.
-Yargısız infazlar.
-Çetin Emeç cinayeti.
-Muammer Aksoy cinayeti.
-Turan Durun cinayeti.
-Bahriye Üçok cinayeti.
-Uğur Mumcu cinayeti.
-Vedat Aydın cinayeti
-Musa Anter cinayeti.
-Adapazarı-İzmit-Sapanca üçgeni cinayetleri.
-Ahmet Taner Kışlalı cinayeti.
-Necip Hablemitoğlu cinayeti.
-Sivas Madımak Katliamı.
-Gazi Mahallesi olayları.
-Hrant Dink cinayeti.
-Rahip Santoro cinayeti.
-Zirve yayınevi katliamı.

-İlk elden aklımıza gelenler.

-Peki, kendisini solda tarif edenler şu yukarıda saydığımız olayların aydınlanmasını istemiyor mu?
-Ve şu yukarıda sıraladığımız olaylar derin bir yapılanmanın sonucunda eylemsel olarak gerçekleşmemiş mi?
-Bir takım genç insanlar ve örgütler taşeron olarak kullanılmamış mı?
-Mesela Ülkücü Komando Kampları hakkında halen tek laf edilmiyor?
-Bu komando kamplarında kimler eğitim verdi onca gence?
-Ve hangi amaca hizmet için?


-Özel Harp Dairesi neyin nesidir?
-Neyin nesidir kontrgerilla denen derin yapılanma.

-Bu ülkede kendisini solda tarif edenlerin kesinlikle veda edemeyeceği en yalın yaklaşım ülkedeki derin yapılanmanın ortaya çıkarılması.
-Ve öldürülen ve akıbeti belli olmayan onca insanın katillerinin bulunması.
-Lafı evelemenin ve gevelemenin anlamı yok.
-Yaşadığımız tüm provagatif olaylarda derin devlet gerçeği suratımıza şamar gibi iniyor.
-Ve her yaşanan dramatik olay sonrasında ordu olayların göbeğine oturuyor.

-Ergenekon iddianamesi mahkemeye gönderildi.
-Ne olacak?
-Bir şey çıkacak mı?
-Sanmam.
-Bu ülkenin sivil bürokrasisi asker bürokrasiye dokuncak mı sanıyorduk?
-Belki bir umut dedik.
-Ama dikkat ediniz.
-Yakın tarihin olayları pek de dile getirilmemiş.
-Birkaç olay dışında.
-Asker bu işin içerisinde yalıtılmış gibi.

* * * * *

-Dünkü Sabah gazetesinde Yavuz Donat yazmış.
-Gerçi yazısında bir takım yanlışlar vardı ama önemli bir bilgiyi kaleme almış Yavuz Donat.
-Mehmet Elkatmış.
-Hatırlarsanız dönemin “Susurluk Komisyonu” başkanıydı.
-Yavuz Donat Mehmet Elkatmış’ı “Faili Meçhuller Komisyonu” başkanı olarak yazmış.
-Yanlış bir bilgi.
-Hemen bir parantez açalım buraya.
-“Faili Meçhuller Komisyonu” başkanı Sadık Avundukluoğluydu.

-Bakın ne demiş Mehmet Elkatmış.

-Mehmet Elkatmış’a bir hakimden bahsedilir.
-Ve hakimin son derece başarılı olduğundan bahsederler.
-Ve bu hakimle ilgili o kadar çok kişiden olumlu referans alır ki.
-Sonunda hakime görev verir Mehmet Elkatmış.
-Çalışmalar sırasında yeni hakimlere ihtiyaç olduğunu tespit eder başkan.
-Ve iki hakim daha ister.
-Ne var ki isteği geri çevrilir.
-Bakın Adalet Bakanlığı nasıl bir yazı göndermiş komisyona.
-“Kusura bakmayın hakimlerin böyle işlerde görevlendirilmesine hukuken imkân bulunmamaktadır.
-Mehmet Elkatmış bu cevap karşısında şaşkınlığa uğrar.
-Devam edelim.
-“Daha önce bir hakim göreve başlatıyoruz kimsenin sesi çıkmıyor”.
-“Kaldı ki tavsiye ediliyor”.
-“Şimdi ise hakim istiyorum vermiyorlar”.

-Mehmet Elkatmış’ın kafasında sorular uçuşmaya başlar.
-Derken hakim bir gün gelir ve Amerika’dan davet aldığını söyler.
-Ve izin ister.
-Faili Meçhul cinayetleri araştırmak için.
-Mehmet Elkatmış izin verir.
-İzin verir vermesini de kafasında da sorular yoğunlaşır.
-Hakim Amerika’dan döner.
-Ve bir gün İstanbul’da trafik kazası geçirir.
-Ölür
-Evet, hakim ölür.
-Yani kim vurduya gider.
-Öldüğünde üzerinde çekler senetler çıkar hakimin.
-Ve Mehmet Elkatmış şöyle söylüyor.
-“Komisyonda olup bitenler nasıl oluyorduysa bir şekilde dışarıya sızıyordu”.

* * * * *

-Sonuç olarak.
-Bu gün AKP iktidar hedefini önüne koymuş.
-Sivil-asker bürokrasinin iktidarına son verip, ülkedeki iktidarı külliyen ele geçirmek istiyor.
-Ve bunu nasıl ele geçireceğinin de yolunu öğrenmiş.
-Şayet ülkede var olan o derin yapılanmayı kıramaz ise iktidar ham hayaldir.
-Halktan alır oyu.
-Gelir hükümet olur.
-Sonra çeker ve gider.
-Yok, gerçekten iktidar olmak isteyen bir siyasal parti, derin yapılanmaların üzerine gitmek zorundadır.
-AKP’nin hedefinin ne olduğu önemi değil.
-Önemli olan yakın tarihimizin karanlık olaylarının aydınlatılması.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..