Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '21

 
Kategori
Siyaset
 

Yakın Tarihimiz ve Atatürk

YAKIN TARİHİMİZ VE ATATÜRK

       Devlet çok partili sisteme geçilmesi kararı alıp 1946 yılında, açık oy gizli tasnif şartıyla seçim yaptı.

       Seçime giren, CHP ve DP seçim sonuçları açıklandığında CHP seçimi çoğunlukla kazandı.

       Açık oy gizli tasnif seçime gölge düşürdü ve Halkın DP sempatisi gittikçe büyüyordu. Ancak DP partinin vaat ettiği milletin taleplerine uygun programları CHP’yi rahatsız ediyordu. Bu nedenle 1946 seçimlerini açık oy gizli tasnifle kendi lehlerine çevirdiler.

        Asker ve yerleşik bürokratik oligarşi CHP ile aynı fikirdeydiler. DP iktidara gelirse, Cumhuriyetin kazanımları, Atatürk inkılap ve devrimleri tehlikeye girer, ezan Türkçe okunur, din ön plana çıkar, din eğitimi resmiyet kazanır ve ibadet, inancını yaşama, yayma, fikir özgürlüğü kapsamına girer kaygısı vardı.

         Atatürk’ün sağlığında ki Atatürkçülük, inkılaplar, laiklik, cumhuriyetin kazanımları geri getirilir, böylece laiklik ve CHP’nin anladığı Atatürkçülük, ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir doktrini’ ve laiklik anlayışı Atatürk’ten sonra CHP’nin içinde bulunan ve Atatürk gibi düşünmeyen CHP’nin içindekilerin istediği gelecek Türkiye gerçekleşmez korkusu vardı.

 

          Atatürk, Genç Türkiye Cumhuriyetini Uluslar arası camiaya kabul ettirip, Uluslar arası ilişkilerde masada yer alabilmek için, gerçek Türk milleti kişiliğinden taviz vermiş, veya geri çekilmiş olabilir. Mesela Hatay konusunda olduğu gibi zaman içinde diplomatik gücünü kazandıkça Uluslar arası diplomaside kaybettiklerini geri alabileceği planı vardı.

 

           Bu nedenle Atatürk; bazı konularda direnme gücümüz olmadığı için, emperyalist devletlerin taleplerine sessiz kalmayı seçmiştir.

           Bu bir avantaj olarak kullanan CHP içindeki Pozitivist jön Türk ekolü emellerine erişmek için Atatürk’ün ölümünü beklemeye başlamışlardır.

           Kurtuluş savaşı sırasında ve hatta Cumhuriyet kurulduktan sonra, Milletimiz, siyasi hatta ideolojik olarak homojen değildi, olması da beklenemez.

          Doğal olarak CHP de siyasi veya ideolojik olarak homojen değildi.

 

          Atatürk; milletin ve CHP’nin siyasi ve ideolojik yapısını iyi biliyor, Milleti ve CHP’yi birlik içinde tutabilmek için –ki çok önemli- şahsi ideolojisini veya siyasi kanaatini dayatmamıştır.

 

         Milletin ve CHP’nin yüzde 95 oranında kendisine güveninin ve sevgisinin farkında olduğu için ve her kesin devlet başkanı olmayı tercih etmiştir.

         Askerin veya bürokratik oligarşiye karşı olduğu için, Asker devlet yönetimine karışmalarını engellemek için “çizmenizi çıkarın öyle gelin” demiştir.

         En çok kaçındığı olgu da kendisinin halkla olan saygınlığını ve samimiyetinin halka karşı kullanılmasıydı.

         Nitekim 1950 DP iktidarında CHP’nin tutum ve davranışı Atatürk’ün bu korkusunda haklı çıkardı. Sonuçta 1960 darbesi ve sonrasında yaşananlar, Atatürkçülük adına yaşanmış ve “Atatürk ilke ve inkılaplarına” sahip çıkmak adına darbe yapılmıştır.

          Maalesef ondan sonra bu alışkanlık olmuş, her farklı düşünen Atatürkçülük adına fikirlerini iktidara milli irade ile değil darbe ile getirme yolunu seçmiştir.

 

          12 mart muhtırası, 12 eylül 1980, 28 şubat 1997, 27 nisan 2007, 15 temmuz 2016 darbeleri Atatürk maskesiyle yapılmıştır.

          Bu günler de yine darbe konuşuyoruz. 05 04 2021 104 emekli amiral muhtıra gibi yine sivil siyasete parmak salladı.

          Oysa bunlar öyle bir Atatürkçüler ki sözde, Atatürk’ün “çizmeleriniz çıkarıp halkın iradesine başvurun seçilip gelin ve devlet yönetimine öyle karışın” sözünü hiç hatırlamıyorlar.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..