Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '08

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Yakınmaya hakkınız var mı?

Yakınmaya hakkınız var mı?
 

Zorluklar karşısında kimimiz sadece yakınır, kimimiz zorlukları birinin uğraşıp değiştirmesini diler ama çözmeye talip olmaz, kimimiz de elinden geldiğince zorlukları aşmaya sorunları çözmeye çalışır.

Sanırım zorluklar karşısında takınılan tavır, eğitimle geliştirilebilir. Hatta yaşı kaç olursa olsun, her insan gerekirse kendi çabasıyla tavrını yenileyebilir. Ancak "Ne yapayım benim huyum böyle"diyenler için umut yok. Yeni huylar edinmeye niyetli olmamak onların seçimiyse söylenecek bir
şey de yok. Ama ben böylelerinin yakınmaya hakkı olmadığına inananlardanım. Benim gözlediğim kadarıyla oran olarak çok büyük bir kesim sadece yakınıyor. Hatta bu kesim kendine iş çıkmasın diye, birilerinin çözmesini bile dilemekten kaçınıyor. "Sen niye çözmüyorsun?" sorusunudan korkmayanlar birilerinin sorunları çözmesini diliyorlar. Ama onlardan çözüme katkı beklendiğinde bahaneler üretiyorlar. Çok az insan sorunları çözmek için çabalıyor. Bunların çoğu yeteneklerinin sınırında kalıyorlar. Ancak o azınlık içinde en çok bir kaçı yetenekleri sorunları aşmaya yetmeyince yeteneklerini geliştirip çabalamayı sürdürüyor. Ben de davranışları çıkarların belirlediğine inananlardanım. Toplumun büyük kesiminin yakınmalar içinde yaşamasından çıkar sağlayanların
yakınmalarını elbette bekleyemem. Ama yakınanlar içinde toplumcu gözükmek için yakınmalara katılıp aslında çözümü zaten istemeyenler de az değil.

Bunlardan bazı örnekler verelim.
AB yanlısı sözde demokratlar: (Bu kesimin yaklaşık % 95 i)
İşte çelişkileri:Türkiye AB ye işçilerin serbest dolaşım hakkı olmaksızın AB ye girsin mi diye halkoylaması yapalım diyeni var mı? Aslında niyetleri kendi istekleri olan AB üyeliğinin hangi koşullarda olursa olsun gerçekleşmesi.O koşullarda halk istese de, istemese de. Bunların "Türkiyede demokrasi yok." diye yakınmaya hakkı olabilir mi?

Dindar sözde demokratlar:
İşte çelişkleri. Medya, İnternet, Afiş, tüm yayınlarda kendi görüşlerinde göre sansür talep etmeyeni yok gibi.Din derslerinin, zorla, sadece onların istediği biçimde, herkese verilmesi hepsinin ortak dileği.
Bu kesimin neredeyse tümü töre cinayetlerini haklı buluyor. Kadınların, eşinin veya ailesinin ona tanıdığı sınırlar dışında yaşama hakkı olmadığı konusunda hepsi hem fikir. Köşe yazılarında, sohbetlerinde hep baskıdan yanalar. Örneğin eşcinseller karşısındaki tutumları neredeyse ortak olarak cezalandırmaya yönelik. Hatta büyük çoğunluğu dinsizler, tanrısızlar, ateistlerin "katli('nin) vacip" olduğunda hem fikir. Bırakın bunların haklarını tanımayı bazı müezzinlerin Ezan'ı ve Sela'ları yaya, yaya uzata, uzata 15 dakikayı geçtiklerinden, üstelik seslerini sonuna kadar açtıklarından, 500 metre içinde 6 caminin müezzinlerinin bir diğeri sabah ezanını bitirmeden başlatmamalarından şikayetçi olan dindarların bile söz hakkı yok onlara göre. Ben bu insanların "Türkiye'de demokrasi yok" diyen nutuklarını gülmeden dinleyemiyorum.

Liberal sözde demokratlar.
Siz sermayenin serbest dolaşımıyla birlikte emeğin de serbest dolaşma hakkının olduğunu söyleyen liberal gördünüz mü? Bileniniz varsa lütfen beni aydınlatsın. Onlardan özür dileyeyim.Öbürlerine gelince emeğin serbest dolaşımına izin verilmeden sermayenin serbest dolaşımını halk oyuna sunalım mı? Ne dersiniz? Mesela Gümrük birliğini halka soralım mı? Ne dersiniz?
Seviim sizin demokratlığınızı. Hele o gerdan kırarak Atatürk demokrat değildi diyenlerinize soruyorum. Gümrük birliği halka sorulsun mu? Neden sustunuz yanıt versenize.

Kemalist sözde Demokratlar:
Öncelikle sözüm bu çağın Mustafa Kemalleri olmaya çalışanlara değil. Sözüm 100 yıl öncesinin çözümlerinin hala geçerli olduğunu sanan, Mustafa Kemal'in ülkesi ve toplumunun kendi çağındaki sorunlarını doğru tanılayıp(teşhis edip) onları kendi çağındaki, sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel,
askeri vs. araçların elverdiği biçimde çözdüğünü görmeyenlere.
İşte çelişkileri:
Laik yapılanmış bir devletin kadrosunda Doktordan Fazla İmam olması mümkün mü? Madem laiksiniz neden devletin, Alevi'nin, Hıristiyan'ın, Musevi'nin, dinsizin, içki içenin vergisiyle Süni din adamı beslemesine sesiniz çıkmıyor. İmam hatip yetiştirmek neden devletin işi oluyor? Ne o yoksa bu konu Kemalist geçinen partilerinize oy mu kaybettirir? Doğu ve Güneydoğu Anadolu böylesine sizden uzaklaşmışken askeri, polisiye olmayan hangi önlemeleri almayı düşünüyorsunuz Atatürkün kendi çağında sağladığı konsensüsü bu gün sağlamak için? Ne o yoksa kendiniz için istediğiniz demokrasiyi bölge insanına çok mu görüyorsunuz? Peki en son ne zaman bir Kemalist Toplum örgütüne katkı yaptınız? Ha sahiden telefon faturanızın tepesinde Arap harflerleriyle atılmış imzaları fark ettiniz mi? Peki kaç millet vekilinin Arap harflerleriyle imza attığını biliyormusunuz? Araştırma gereği duymadınız mı? Cık Cık Cık Cık Cıkkk.
Orada mısınız? Yoksa hala kurtuluş savaşı koşullarında 100 yıl öncenin araçlarını kullanmayı mı düşünüyorsunuz? Yeni bir Atatürk mü beklemektesiniz kurtuluş için? Kaçınız o yeni beklenen Atatürk olmaya çalışıyor?

Ayrımcı Sözde demokratlar:
İşte çelişkileri.Türkiye'de PKK ya karşı operasyonlar hemen dursun da, Peşmergenin hiç bir şiddet eylemi olmayan Türkmen ve Arap halkına karşı Başta Kerkük Tüm Kuzey Irakta yürüttüğü kıyım ne olsun?
Bir Türk sizin yolunuza mayın döşeyince terörist oluyor mu? Peki PKK lı Türkün yoluna mayın döşeyince terörist oluyor mu? Yerel halkın sizin partinize oy verenleri bilinçli de, başka partilere oy verenleri neden hain? Aşiretlerin töre oylarını hiç eleştirdiğiniz oldu mu? Siz çocuklara birer lira vererek taş atmaya gönderince kahraman oluyorsunuz da, 25 kuruşluk çikolatayla etkisiz hale getiren polis neden hain oluyor. Ya bir de taş atmaya yanaşmayan çocukları demokratik şekilde mi dövüyorsunuz? Peki hangi partilininiz veya millet vekilinizbu çocukların dövülmesini kınadı?

Ve nihayet Avradı Türbanlı demokratlar;
Vatandaş millet vekiline küfredince cezalandırılsın da, millet vekili vatandaşa küfredince cezalandırılmasın mı? Bu koşullarda AB ye üyelik halka sorulsun mu? AİHM nin zorunlu din dersi konusunda verdiği karara uydunuz mu? AKP kapatılmasın; peki Komünist Parti kapatılsın mı? Van Üniversitesinin Rektörü yargılandı da ne oldu? Şemdinli iddianamesinde siyasal iktidarın zorlaması olmadığına dininiz ve Allah'ınız üzerine yemin edebilirmisiniz? Ergenekon davasında ihtilal konusunda yapılan sohbetler bile delil sayılırken, AKP içinde (yaklaşık % 80 kadarınız) her yıl en az beş kez şeriat rejimi konusunda sohbet etmiyor mu? Bu sohbetleri Cumhuriyet başsavcısı gizlice dinletip aleyhinize delil olarak sunsa kabul edermiydiniz? Ergenekon adı operasyona Türklüğün aşağılanması için mi verildi? Bu operasyona verecek başka ad yok muydu? 1 Mayıs'ta polisin halka yaptıklarının aynının Türban eylemlerinde tekrar edilmesini istermisiniz? Ya sahi biriniz Fatih Terim yerine milli takıma alınacak teknik direktör için "Karısı türbanlı olsun da varsın İngiltereden sekiz yesin." dedi mi? Demedi mi? Ya futbol federasyonu seçimleri sırasında, "Federasyon başkanının eşinin başı örtülü olmazsa kulüpler cehenneme hazır olsun." diyen hanginiz di? You tube, Geocities gibi bir çok site yasaklı mı, değil mi? Peki Dünya da başka hangi demokratik ülkelerde yasak bu siteler.

Sanırım hepimiz demokrat olduğumuzu sanıyoruz. Ama çoğumuz demokrasiyi sadece kendi benimsediklerimiz kabul ediyoruz. Oysa çok sesliliği, sadece hoş görmemiz değil, aynı zamanda sevmemiz de gerekiyor demokrat olabilmek için. Öncelikle bu olgunluğa gelmemiş olanların ilerici, aydın, yurtsever, toplumcu olmaları mümkün mü? Çok sesliliği sevmeden "aydın" olunabilir mi?
Türkiye gibi otuzdan fazla etnik yüzden fazla sosyo kültürel kimliğin yaşadığı bir coğrafyada çok sesliliği sevmeden ilerici, yurtsever, toplumcu olunabilinir mi?

Artık sorunlarımızın evrensel sorunlar olduğunu ayırdetme zamanı. Artık sığ söylemlerin ürünü yüzeysel önlemlerle, sorunlarımızı çözemediğimizi anlama zamanı. Artık yeni şeyler söylemek sorunları doğru tanılayıp, doğru çözümler önerme zamanı. Artık 100 yıl öncenin değil çağımızın sorunlarını, çağımızın ekonomik, sosyal, kültürel, vs. araçlarıyla çözmeye çalışma zamanı. Eğer bir şeyler yapmayı düşünmüyorsanız size sözüm yok. Ama yakınmaya da hakkınız olmadığına inanıyorum. Ama bir şeyler yapılacaksa ya böyle olacak, ya da daha geçerli bir öneriniz olacak. Karar verdiyseniz demokrasiye hoş geldiniz.

 
Toplam blog
: 2
: 301
Kayıt tarihi
: 12.06.06
 
 

Mühendislik, resim tasarım eğitimi aldım. Yedi yıl TRT'de teknisyenlik ten sonra Kısa dönem askerlik..