Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '14

 
Kategori
Sosyoloji
 

Yakıtı İnsan ve çevre olan "Modern Uygarlıklar" Sahip olanlarına olamayanları yedirmektedir (3)

Yakıtı İnsan ve çevre olan "Modern Uygarlıklar" Sahip olanlarına olamayanları yedirmektedir (3)
 

Yakıtı, İnsan ve Çevre olan bir anlayışı, "Uygarlık" olarak değerlendirmek ne kadar doğrudur?


İnsanları, “Sahip olanlar- Olmayanlar” şeklinde sınıflara bölerek sahip olanlarını, güvenlikli sitelerde yüksek duvarların arkasında yaşatmak, kendi cinsinden olanlardan korumak, “Çağdaşlık-Modernlik-Uygarlık” mı olmaktadır?

İnsanı, ekonomik, tüketen bir değer olarak gören bir sistem, İnsanın insan tarafını, Paylaşma-Yardımlaşma anlayışını kazdığı derin bir çukura gömmüş olmamakta mıdır?

...

Bugünün Modern Uygarlığı! “bir gaye!” peşindedir.

Bu “gaye” ne yazık ki, insanı ve değerlerini yüceltmek değil, her ne pahasına sahip olabileceklerinin miktarını çoğaltmakla ilgilidir.

- Bana öyle geliyordu ki, Hristiyan değerler üzerine inşa edilmiş medeniyetler, dünya üzerindeki 800 milyon insanın aç, bir milyardan fazla insanın içecek sudan mahrum kalması, 2 milyardan fazla insanın elektrik şebekesiyle henüz tanışmamış olması ve dünya nüfusunun yarısı olan 3 milyar insanın da temel ihtiyaç maddelerinden yoksun durumda bulunmasına asla tepkisiz kalmazlar ve içlerine sindiremezlerdi. “ (1)

Yukarıdaki ifadelerle, Rusya’nın eski devlet başkanı Gorbaçov, Hristiyan anlayışına sahip olan Kapitalistler'in, “Varlıkta eşitlik” yapamadıklarından şikâyet ederken, kendisinin, Komünizmle, (yönetici kadrosu hariç), “Yoklukta eşitlik”te başarılı! Olduklarını da unutmuş gözükmektedir.

...

Modern Uygarlıklar’ın, Gelişme, Demokrasi ve Özgürlük anlayışlarını ifade eden,

-"...Kelimelerin anlamı bile saptırılmıştır.

-Doğanın ve insanların yokoluşuna götüren gözü kör bir sapmaya hâlâ “Gelişme” denilmektedir.

-Tarihin, sahip olanlar ile olmayanlar arasında tanık olduğu en korkunç kopuşa hâlâ “Demokrasi” denilmektedir.

‘Serbest Mübadele” ve “Serbest Piyasa” bahanesiyle en güçlülere, insanlık dışı diktalara, zayıfların yutulmasını sağlayan diktalara izin veren bir sisteme hâlâ “Özgürlük” denilmektedir.

-Bütün kültürlerin katılımıyla senfonik bir birliğe değil de. Tam tersine medeniyetlerin çeşitliliğini ve bunların katkılarını yok ederek dünyaya hükmetmeye talip olanların kültürsüzlüklerini empoze etmeyi amaçlayan imparatorsu bir birlikten meydana gelen Güney ile Kuzey arasındaki git gide büyüyen bölünmeye götüren bir harekete, hâlâ “Küreselleştirme” denilmektedir. (2)

...

Yazılanlar toparlanırsa;

-Kadın (insan), bir “birey” anlayışı ile, (belki de görüntüde) bir kazanç sağlarken; aynı kazancın (aileye) topluma (birlikte yaşama keyfiyetine) artı “bir değer olarak mı döndüğü” de sorgulanmış olacaktır.

-İlk Sanayi Devrimi’ni yapan İngiltere, İngiliz kadınlarının açtıkları yüzde 93 oranındaki boşanma davaları ile bu konuda da bir devrim yapmış mıdır?

-Yapılan araştırmalarda, Avrupa'nın, “Uzun yıllar evli kalmak modası geçmiş bir gelenektir” düşüncesinde olduğunu göstermektedir.

-100 Avrupalı'dan 77'si, uzun süreli, dengeli bir ilişkinin en az evlilik kadar anlamlı olduğunu düşünmektedir.

-"Avrupalı kadın, iyi eş yerine kariyer, başarılı evlilik yerine bağımsızlık peşinde"ymiş.

...

Sönsöz;
-İnsanı, çevresini ve kutsal değerlerini tüketen sistemlere, "Uygarlık" diyebilir miyiz?

 

www.canmehmet.com

Resim; bollywoodjournalist.com, alt yazı tarafımızdan düzenlenmiştir.

(1) “YERKÜRE MANİFESTOM”, MIHAIL GORBAÇOV, Sf.36

(2) “BATI TERÖRÜ ROGER GARAUDY”, Le terrorisme occidental, al qalâm, Paris, 2004. Sahife;S.232

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..